21 Kasım 2024
  • Kocaeli8°C
  • İstanbul6°C
  • Ankara14°C
  • Rize14°C

EKONOMİK KRİZ TÜRKİYE İÇİN KADER DEĞİL !!!

Aziz Gökhan Karakuş

21 Aralık 2020 Pazartesi 10:23

“Kuvvetsiz adalet ve adaletsiz kuvvet iki büyük felakettir.” Limon Luce

“Dünya’yı anlamak yetmez, Onun nereye evrildiğini okumalıyız, gelecek dünyaya seyirci kalanların değil! Onun nereye evrildiğini okuyan ve ona göre stratejiler geliştirenlerindir.’’

5-10 yılda bir krize giren Türkiye ekonomisinin bu döngüden kurtulamamasının en büyük nedeni gelişen piyasalar bilim, teknoloji, verimli tarım ve hayvancılık uygulamaları, kentlerin yanlış nüfus dağılımı, üretime dayanan değil, ithalata ve tüketime dayalı bir ekonomiye bağımlı olması, liyakata dayanamayan atamalar, eğitim ve hukuk alanında bir türlü sağlıklı reformların hayata geçirilememesidir.

Planlama  ve Vizyon Eksikliği

Türkiye’de iktidarlar değişiyor sonuçlar hep aynı! Bir önceki muhalefet bugün iktidara gelse eleştirdiği politikaları kendi uygulayarak devam ediyor veya sırf o kendisinden önceki iktidara karşı olduğu için  doğru bir karar veya politika geliştirilmişse dahi  onu uygulamayı sonlandırıyor!

En basitinden atanamayan öğretmen meselesi! Devlet mezun olan öğretmeni atayamıyor! Buna rağmen eğitim fakültelerine ihtiyacın çok üstünde mezun veriliyor, öğrenci alımına devam ediliyor!

Haliyle bu mezunların atanamayacağı çok açık! Vizyonlu bir lider ya bu mezunlara istihdam alanı açar veyahut eğitim fakültelerinin puanını yükselterek ihtiyacı kadar öğretmen alır! Bugün günümüzde birçok üniversitede puanlar düştüğü için mühendislik, hemşirelik gibi alanlarda da birçok iş bulamama ve atanamama sorunu gençlerin umudunu tüketmektedir.

Tarım alanında durum çok farklı değil

Devlet ne kadar buğdaydan, ete ihtiyacı varsa bunu 20 yıllık planlarla teşviklerle ektirip ithal eder durumuna düşmemelidir. Tarım alanında Türkiye gibi verimli iklim ve toprak şartlarına sahip hükümetin gıda ihtiyaçlarından hayvan yemine kadar ithal etmesi tam bir planlama hatası, büyük ayıp ve vizyonsuzluktur.

Torpil ve Akraba Kayırmacılğı Kurumların Çalışmasını Felç Ediyor!

Özelikle üniversitelere atanan hükümete yakın Rektörler kendi düşüncesine hizmet etmeyen, konulara kendi gibi bakmayan akademisyenlere yersiz soruşturmalar açıp, çalışmalarına engel olup hatta iftira yoluyla işlerinden edecek düzeye kadar çirkinleşiyorlar!

Bilim yuvası ve ülkenin geleceği üniversiteler kopyala yapıştır tezlerle doktora yapan,bilimsel düşünceden uzak asistanlarla doldu taştı!!!

Bu kadrodaki çalışanların çoğu hak ederek bir şey elde etmedikleri gibi Türkiye’nin kalkınmasında üniversitelerin bilim üretmesinin önünde en büyük engel! Üniversitelerde bu durumun devam ederse Türkiye yarınlarda üniversiteler fuhuş yuvasına döndü diyen yalaka akademisyenlerle dolup taşacak! Yine haberler falanca Türk bilim insanı Amerika, Avrupa da  şu aşıyı bulmuş, felanca teknolojiyi bulmuş diyecek o ülkeler milyarlarca dolar kazanırlen bizim insanımız bulmasına rağmen biz ülkemizde bilim yok diye üzülmeye devam edeceğiz!

Üniversitelere siyasetin girmesi Türkiye’nin kalkınamamasındaki en büyük nedenlerden biri! Rektörlerin çiftliğine dönen üniversitelerden kimse bilim ve mucize beklemesin! Durum çok vahim ...

Türkiye’nin Devlet Politikası yok!

Her gelen iktidar kendi kafasına göre günü kurtaran Anayasa değişiklikleri ve ekonomik kalkınma paketleri hazırlıyor. Türkiye’de kurumlar güçlü olmadığı için! Devletin bir politikası yok, hükümetlerin siyasi çıkarlarına hizmet eden günü kurtaran Türkiye’yi 3-5 yıl rahatlamış gibi gösterip hemen akabinde başına çok daha büyük dertler açan yasalar çıkarılması var!

Çok İddalı Konuşuyorum ! 

Türkiye ekonomisini 2 yılda gelişmiş ülkeler arasına sokarım! Türkiye’nin bu enerjisi var! Türkiye’nin tek eksiği bilimsellikten uzak, günü kurtaran politikalar geleceği ve dünyayı ön göremeyen hata üstüne hata yapıp Türkiye’yi ideolojik ,etnik kavgaların içinde enerjisini yok eden Dünya’yı okuyamayan! Dar düşüncelerde sıkışmış objektif bakamayan başarısız liderlerdir.

 

Peki Çözüm Ne ?

Türkiye’nin Özgürlükçü Devlet politikası ve Vizyonu Olmalıdır!

Türkiye 50 yıl sonrası için şimdiden hükümet ve muhalefetin kabul etiği Türkiye’yi çağ atlatacak üretime dayalı doğru düşünülmüş toplumun her kesiminin fikri ile yoğrulmuş! Günün ihtiyaçları önceden planlanmış geniş ufuklara yelken açan vizyoner bir üretim ve eğitim politikası belirlenmelidir.

 Bu yol haritasında olması gereken başlıklar,

  1. Eğitim reformu

  2. Hukuk reformu

  3. Üretim ve istihdama dayalı ekonomi politikası

  4. Büyük kentlerden nüfusu az olan kentlere göçü teşvik

  5. Bilim ve teknoloji alanında ar-ge çalışmalarının ciddi desteklenmesi

  6. Tarım ve hayvancılıkta ülkenin tüm ihtiyacını üretir hale gelip ithalatın yasaklanması

  7. Enerji alanında Türkiye’nin enerji ithalatını ciddi manada azaltacak alternatif arayışı verimli seçimlerle alınacak önlemler

  8. Özgürlüklere dayalı üstün demokrasi ve hukukun üstünlüğünü ilke edinmiş şeffaf hesap veren bir devlet anlayışı

  9. Dış politikada düşmanların değil dostların artığı  perspektif çizilmesi

 

Türkiye’yi yönetenler ve muhalefet bu başlıklarda bir araya gelip işin içine sivil toplum örgütleri, ekonomistler, akademisyenler, sanayiciler, üreticileri, ihracatçılar, sendikalar kısacası toplumun tüm kesimlerinin mutabakata vardığı ben yaptım oldu, ben bilirimle yapılmış yasa ve perspektiflerle değil ortak aklın ve istişare kültürünün ürünü bir planlamayla Türkiye 2 yıl içinde tüm sorunlarından kurtulacak, 5 yıl içinde dünyanın en iyi ilk 5 ekonomisinden biri olacak güç ve enerjiye sahip!

 

Yeter ki bu toprakların ve ülkemizin yetişmiş insan gücüne inanalım! Liyakatı esas alan kurumlar ve yöneticileri ile devlet millet el ele sorunlarımızı hukuk devleti ilkesi etrafında çözüp 50 yıllık, 100 yıllık perspektifler çizip Türkiye’yi Din, İdeoloji, ırk, özgürlüklerin kısıtlanması gibi meselelerde boğmadan hukuğun, demokrasinin, özgürlüklerin üstünlüğüne inanmış hesap verebilen şeffaf ilkelere hizmet eden güçlü bir devletle Türkiye’nin çözemeyeceği sorun gidemeyeceği hedef yoktur.

 

Türkiye hükümetler tarafından deneme yanılma ile yönetilemeyecek kadar riskli bir coğrafi alanda yer almaktadır. Hükümetler şunu çok iyi anlamalı! Yaptığınız yanlışlar bir halkın fakirleşmesi umudunun tükenmesine mutsuzluğuna neden oluyor! Bu her şeyden önce kul hakkıdır!

Dindar olduğunu söyleyen bir iktidar bundan nasıl korkmaz ??? İslam dini Cuma namazından ibaret değildir! Kul hakkı yemek, halkını adaletsiz yönetmenin, yolsuzluklara neden veya sebep olmakta en büyük günahlardandır.

 

ABD, Almanya gibi büyük bir devlet olmak için hükümetlerin kafasına göre yönettiği bir devlet anlayışından çıkıp iktidar değişse de devlet politikasının uygulandığı, orta akılla belirlenmiş planlara sadık kalınan Anayasayla korunan Devlet işleyişi ve kurumsal kamu kuruluşlarına ihtiyaç var!

 

Türkiye’nin bir parti istiyor diye sadece yol, köprü, inşaata dayalı büyümesi gerekirse yasalarla engellenmelidir.

 

Türkiye’nin sağlıklı ve güçlü bir ekonomi olabilmesi için Tarımdan, sanayiye, teknolojiden, inşaata eş güdümlü bir büyümeye ihtiyacı varıdır.

ABD’de nasıl ki başkan meclisin yanlış gördüğü politikalarda istese de ilerleyemiyorsa Anayasa’ya bağlı olmak zorundaysa Türkiye’de aynı şartlar olmadıkça hiçbir zaman 5 yılda bir krize girmekten kurtulamayız! Gelişmiş ülkeler ligine çıkamayız.

 

Türkiye’nin en büyük sorunu hükümetlerin kendi istek, hırs, inançları doğrultusuna göre ben oy aldım her şeyi ben bilirim ve yaparım şeklinde devleti şekillendirmeleri ve yönetmelerinden kaynaklanmaktadır.

 

Gelişmiş ülkeler Anayasalarını hükümet, iktidar, halk ortak akılla karar alarak ilkeler oluşturup devleti şekillendirmekte daha sonra iktidar değişse dahi halk ve muhalefet bunun kontrolcüsü ve koruyucusu olarak ilkelerden sapılmamasını sağlar haldedir.

 

 

Türkiye ekonomisinin kurtuluşu yukarıda saydığım 9 maddenin gerçekleşmesiyle 2 yıl içinde mucizeler yaratır!

 

Yeter ki Devlet, Muhalefet ve halk devlet ilkelerinden şaşmasın!

Hükümet yanlış yaptığında, hedeflerden şaştığında muhalefet ve halk hükümeti yola getirebilecek anayasal haklara ve özgürlüğe sahip olsun.

 

Bu ilkeler oluştuğunda sadece içeride değil, Türkiye dışarıdan da milyarlarca dolar yatırım alacak! Liyakatla hak ederek seçilmiş ve atanmış yöneticiler sayesinde gençlerimiz umut vaat eden ülkemizden kaçmayacak bilim, sanayi, eğitim sistemimizde mucizelere şahit olacak halkımız refah ve mutluluk içinde yaşayacaktır.