YÜREĞİMİZDEKİ KADINLAR…

Merhaba Sevgili  Okuyucularım, 

Bugün sizlere kızım “ADA AYTAÇ” ın günün anlam ve önemini belirten kompozisyon yazısını paylaşmak istiyorum. Bu vesile ile tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutluyorum.. 

Kadın anadır, doğurgandır. 

Toplumun yapı taşı olan aileden başlayarak, sağlıklı bireyler yetiştirmek, onların elindedir. Eğer kadın bilgisiz ve cahil kalmışsa, okuma hakkından yoksun bırakılmışsa, ondan sağlıklı bireyler yetiştirmesi beklenemez. Evin, ailenin asıl reisi kadınlardır. Babalar çalışmakla uğraşırken, çocukların bakımı, eğitimi annelere, kadınlara düşmektedir. Annelerimizin birçoğu  hem çalışıp hem de evlerine bakmak zorundadır.

“ Kadın erkek eşittir” sözünü pek çoğunuz duymuşsunuzdur. Oysa ki ; toplumda kadın-erkek eşitliği ve o toplumun uygarlık düzeyini belirten en önemli kriter toplumda kadının durumudur. Ancak tarih boyunca da kadın bu üstün özelliğine rağmen horlanmış, ezilmiş, sömürülmüştür.  Tüm dünyada ve ülkemizde kadınların bu  eşitsizlik sarmalında uğradığı bir çok haksızlar vardır.
Bu eşitsizlik sarmalında en önemlisi kadına yönelik şiddettir.  Boşanmak istediği halde eşi tarafından şiddete uğrayan, aile baskısı nedeniyle erkenden evlenmek zorunda kalan kızlarımız,  cinsel istismara  uğrayan bir çok kadımız var. 

Kadınlarımız  çalışma yaşamında da haksızlıklara maruz kalıyor. Cinsiyet nediyle  erkek çalışanlar ile aynı eğitim ve aynı işi yapan kadın çalışanlara daha düşük ücretler ödenebiliyor. Bu durum ücret ayrımcılığı ve eşitsizliğine yol açıyor. Aynı zamanda çalışsalar bile toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle ev işleri , çocuk bakımı, yaşlı, hasta bakımı gibi sorumluluklar da kadınların sırtlarına yükleniyor. 
Milli  Eğitim Bakanlığı verilerine göreyse erken evlilik ve nişanlılık nedeniyle eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılarak devam edemeyenlerin yüzde 97.4’ü kız öğrencilerdir. 

Kadınlara uygulanan toplumsal ve kültürel baskılar da en önemli konulardan bir tanesi . Kadınların erkeklere göre daha güçsüz daha değersiz görülmesi, ayırımcılığa yol açan geleneksel yaklaşımdır. Kıyafet konusunda da kadınlara baskı olmaktadır. 
Kadınların haklarını engellemek demek, o toplumu bitirmek demektir.
Toplumsal  cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadınların önüne çıkarılan engelleri kaldırarak, onları eşit birey olarak kabullenip toplumda hak ettikleri yeri almalarının sağlanmasını tüm kalbimle diliyorum. 

                        ADA AYTAÇ       
                        Güzeltepe Ortaokulu 

   5/C