BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ, ORGAN BAĞIŞI HAFTASI’NDA TOPLUMA ÇAĞRIDA BULUNUYOR
Organ nakli bekleyen binlerce hastanın yaşamını sürdürebilmek adına bir umut ışığına ihtiyaç duyduğu günümüzde, Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi, Organ Bağışı Haftası kapsamında toplumda organ bağışı bilincini güçlendirme çağrısında bulunuyor.
07 Kasım 2024 Perşembe 10:50
Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Organ Nakli Uzmanı Doç. Dr. Serkan Akıncı'nın vurguladığı üzere, organ bağışı, her bireyin insanlığa sunabileceği en anlamlı katkılardan biri olarak önem kazanıyor.
Türkiye’de Her 4 Saatte 1 Kişi Organ Beklerken Hayatını Kaybediyor
Türkiye’de organ nakline ihtiyaç duyan hasta sayısı her geçen yıl artarken, organ bağış oranları halen düşük seviyelerde seyrediyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde yaklaşık 30.000 kişi organ nakli bekliyor ve her 4 saatte 1 hasta, uygun organ bulunamadığı için hayatını kaybediyor. Özellikle böbrek, karaciğer ve kalp nakli bekleyen hastaların sayısının artması, bu konuda daha fazla toplumsal duyarlılık gerektiriyor.
Doç. Dr. Serkan Akıncı, bu konuda toplumun desteğine ihtiyaç duyulduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Organ bağışı, sadece bir kişiye değil, belki de birçok insana umut ışığı olur. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi olarak, halkımızı bu konuda bilinçlendirmeyi ve hayat kurtarmayı amaçlayan tüm çabalarımızı sürdürüyoruz.”
Böbrek ve Karaciğer Nakli İlk Sırada
Organ bağışında en çok ihtiyaç duyulan organların başında böbrek ve karaciğer geliyor. Böbrek yetmezliği bulunan hastaların çoğu, organ nakli yapılmadığında ömür boyu diyaliz tedavisi görmek zorunda kalıyor, ki bu da yaşam kalitesini ciddi şekilde etkiliyor. Ayrıca, ülkemizdeki karaciğer yetmezliği vakaları da nakil bekleyen hasta sayısını artırıyor. 2024 yılı itibarıyla, Türkiye’de organ nakline ihtiyaç duyan hastaların %70’ten fazlası böbrek ve karaciğer nakli bekleyenlerden oluşuyor.
Organ Bağışı: Bir Hayat Kurtarma Zinciri
Organ nakli, hastaların sadece yaşam sürelerini uzatmakla kalmıyor, aynı zamanda yaşam kalitelerini de iyileştiriyor. Örneğin, böbrek nakli yapılan bir hasta, diyaliz tedavisinin getirdiği zorluklardan kurtuluyor ve daha sağlıklı bir yaşam sürdürebiliyor. Kalp veya karaciğer nakli yapılan hastalar, neredeyse normal bir yaşam kalitesine kavuşabiliyor. Bu sayede, nakil bekleyen bir hastaya uygun bir organ sağlandığında, sadece bir hayat değil, hastanın ailesi ve sevdikleri için de yeni bir umut doğuyor.
Dr. Akıncı, bağışlanan her organın, bir hayatı kurtarmanın ötesinde, birçok insanın yaşamına dokunabileceğini belirtti:
“Bir organ bağışı, sadece bir kişiye değil, tüm toplum için önemli bir iyilik hareketidir. Organ bekleyen her hasta, yeniden yaşama bağlanmayı hayal ederken, her bağışçı bu umudu yeşerten birer kahramandır.”
Organ Bağışı Oranları Yetersiz
Organ bağışı oranları bakımından ülkemizde ilerleme kaydedilse de, diğer ülkelere kıyasla henüz arzu edilen düzeye ulaşmış değiliz. Avrupa’da milyon nüfus başına organ bağışı oranı 22 kişi iken Türkiye’de bu oran sadece 6 kişi seviyesinde. Bu fark, organ bağışının toplum içinde daha fazla konuşulması ve bilinçlenmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Sağlık Bakanlığı ve çeşitli sivil toplum kuruluşları, organ bağışını artırmak amacıyla kampanyalar düzenlese de toplumun tüm kesimlerinden destek gerekiyor.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 Milli Hakimiyet