EĞİTİMİN LİDERLERİ EDU SUMMIT ZİRVESİ'NDE BULUŞTU

- “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında Eğitim ve Yüksek Öğretim” başlıklı EDU SUMMIT I. Eğitim Zirvesi’nde Türkiye’de eğitimin durumu ve yüksek öğretimdeki yenilikler değerlendirildi.

Orta ve yüksek öğretim kurumları yöneticilerini ve eğitim dünyasına yön veren karar vericileri her yıl bir araya getirmeyi amaçlayan EDU SUMMIT I. Eğitim Zirvesi, The Marmara Oteli'nde gerçekleşti. Vakıf Üniversiteleri Birliği’nin öncülüğündeki zirveye, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız, İstanbul Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve Vakıf Üniversiteleri Birliği Başkanı Rifat Sarıcaoğlu, Nişantaşı Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve Vakıf Üniversiteleri Birliği Genel Sekreteri Levent Uysal ve İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Mustafa Aydın katıldı.

Mevcut yüksek öğretim sisteminin bugünkü ağırlığı taşıyamadığına dikkat çeken YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, yüksek öğretim sisteminin Türkiye ve dünya şartlarına uygun olarak yeniden yapılanması gerektiğini belirterek bu konuda yapılan çalışmanın tamamlandığını söyledi. 1980'lerin koşullarında oluşturulan terazinin, bugünün yüksek öğrenim ağırlığını taşımasının mümkün olmadığını belirten Çetinsaya, mevcut yapının vesayet ve merkeziyetçi anlayışından çok bürokratik anlamda bugüne uygun olmadığını vurguladı.

UYSAL: "ÖĞRENCİLERİMİZİN ALTYAPISINI DOĞRU KURGULUYORUZ"

Sayıları her geçen gün artan vakıf üniversitelerinin, devlet üniversiteleri ile rekabeti arttırdığını belirten Nişantaşı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Levent Uysal, tercih edilebilmek için eğitim sisteminin kalitesine yönelik çalışmalar yaptıklarını ifade etti. Global çalışma için öncelikli olarak teknoloji ve İngilizce altyapılarının tamamlanması gerektiğini vurgulayan Uysal, “Teknolojik gelişmelerin ışığında uzaktan eğitim platformları oluşturmalıyız ve bu platformlarda gerekli İngilizce eğitimi verildikten sonra kendimizi vitrine koymalıyız. Öğrencilerimizin alt yapılarını doğru kurgulamak istiyoruz. Yurtdışındaki öğrenciler buraya geldiğinde ya da biz yurtdışındaki kongrelere gittiğimizde Türkiye’deki eğitim modellerinde ne kadar önemli kaynaklar olduğunu anlatmak zorundayız. Araştırma görevlilerimize ve öğretim üyelerimize bilişim bazlı uluslararası platformlarda çalışmalar yapmaları için destek oluyoruz ve bütçe ayırıyoruz. Türkiye’de eğitim modelleri geliştikçe dünya perspektifinden bakacağız. Özellikle dünyanın farklı noktalarındaki öğrenciler Türkiye’yi rahatlıkla tanıyacak ve bir arkadaşlık ortamı oluşacak” şeklinde konuştu.

SARICAOĞLU: "MESLEKİ EĞİTİM KELİMESİNİ YÜCELTMELİYİZ"

Ara eleman kelimesi yerine mesleki eğitimin yüceltilmesi gerektiğini ifade eden İstanbul Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve Vakıf Üniversiteleri Birliği Başkanı Rifat Sarıcaoğlu, “Türkiye’de ilk ve orta öğretim, yüksek öğretime devamlı olarak öğrenci veriyor ancak bunun serbest ortamlarda bütün paydaşlarla yapılması gerekiyor. Ayrıca mezun olan öğrenciler, iş dünyasına ve kendi oluşturacakları iş sahalarına da hazır olmalılar. Biz mesleki eğitimi yok sayamayız. Artık ara eleman deyiminden vazgeçilmeli. Ara eleman, iş dünyasına hazır olan bireyler demektir ancak biz ara eleman kelimesini kullanmak yerine mesleki eğitim kelimesini yüceltmeliyiz” dedi.

YILDIZ: "SON YILLARDA BİRÇOK REFORMA İMZA ATTIK"

Türkiye’deki üniversitelerin sorunları değerlendirilirken ilk ve orta öğretim dönemlerine de dikkat çekmek gerektiğini belirten İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız, “Üniversiteler tek başına aslında sorun alanı değil çünkü sürecin ilk ve orta öğretim boyutu var. Özellikle son 12 yılda Milli Eğitim Bakanlığı başta müfredat değişikliği olmak üzere birçok reforma imza attı. Bu durum bütün eğitim süreçlerini etkiledi çünkü ders kitapları ve neredeyse eğitim sisteminin tamamı gözden geçirildi. Şu anda müfredat değişikliği ile başlayan, FATİH Projesi ile devam eden ve daha sonra ise zorunlu eğitim süresini 12 yıla çıkaran temel bir politika değişikliği uygulanıyor. Ayrıca çocuklarımız, dijital çağın gerekliliği olarak interneti ve sosyal medyayı çok aktif şekilde kullanıyorlar ve birçok konuda bizden çok ilerideler. Dolayısıyla eğitim ortamlarında teknolojinin etkin bir şekilde kullanılması gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Okullar ve eğitim kadrolarındaki kalite farklılıkları ile öğrencilerin okula erişimleri gibi konuları iyileştirmek için çaba sarf ettiklerini belirten Yıldız, “Hem erişim hem de kalite konusunda çok iyi seviyedeyiz. Yapılan tüm reformlar sistematik bakış gerektiriyor ve temel felsefemiz yeni yapılandırmayı devam ettirmek. Bu ve benzeri toplantılarda aldığımız eleştirileri dikkate alarak gelecekte daha iyi bir sonuç elde etmek istiyoruz” şeklinde konuştu.