BAKAN’DAN "KÜRTÇE OKUL" AÇIKLAMASI

Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Diyarbakır’a gelen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, kentteki programına valilik ziyaretiyle başladı. Beraberindeki, AK Parti Diyarbakır Milletvekilleri Mine Lök Beyaz, Galip Ensarioğlu, Oya Eronat, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç ile birlikte Diyarbakır Vali Vekili Mehmet Demir’i ziyaret eden Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, gazetecilere çözüm süreci ve Diyarbakır, Cizre, Yüksekova’da kapatılan Kürtçe okullar konusunda değerlendirmelerde bulundu.

“BU PROJE MİLLETİN YÜRÜTTÜĞÜ ORTAK BARIŞ VE ORTAK ÇÖZÜM PROJESİDİR”

Konuşmasına çözüm sürecini değinerek başlayan Bakan Bozdağ, çözüm süreci AK Parti hükümeti için önem verilen bir gelişme olduğuna dikkat çekerek, bu projenin milletin yürüttüğü ortak barış ve ortak çözüm süreci olduğunu söyledi. Bakan Bozdağ, “Çözüm süreci son derece önemli bir süreçtir. Hükümetimiz bu sürece büyük önem veriyor. İlk kez bu süreç hükümetimizin programında yer aldı. Bu, bizim bu konuya verdiğimiz ehemmiyeti gösteriyor. Bugüne kadar çok ciddi adımlar atıldı. Son olarak TBMM’de çözüm süreciyle alakalı çok önemli ve tarihi bir yasa çıktı. Esasında hükümetin yürüttüğü bu devlet projesi, bu yasayla beraber milletin projesine dönüşmüştür. Bu proje milletin yürüttüğü ortak barış ve ortak çözüm projesidir. Milletimiz buna sahip çıkmıştır” dedi.

“BİR OKUL AÇMAK İSTEYEN YASAL DURUMA UYACAK”

Anadilde eğitime dikkat çekmek amacıyla dün Diyarbakır, Cizre ve Yüksekova’da açılan ve daha sonra valilikler tarafından mühürlenen Kürtçe okullarla ilgili açıklamada bulanan Bakan Bozdağ, okul açılması için yasalara uyulması gerektiğini hatırlatarak, Kürtçe okul açılması için bir başvurunun yapılmadığını aktardı. AK Parti hükümeti olarak, anadil için çok adımlar attıklarını ifade ederek, Kürtçe okulun açılmasını gerçekleştirenlerin çözüm süreci karşıtları olduklarını dile getirdi. Bakan Bozdağ, “Özel eğitim kurumlarında Kürtçe eğitim yapılmasına imkan veren düzenlemeyi, son demokratikleşme paketi içerisinde yasallaştırdık. Bu, Türkiye için tarihi bir adımdır. Bugüne kadar bu konuyu Türkiye’de kimse konuşamıyordu. Biz, televizyonlardaki belirli Kürtçe yayın yapma saatini 24 saate çıkardık. Dil üzerinde pek çok adımlar attık. Nihai adım, özel eğitim kurumlarında Kürtçe eğitim veren adım oldu. Bu durum Türkiye’de ilk defa uygulanıyor. İlk kez uygulandığı için bazı aksaklıklar olabilir. Yasalara uygun olarak okulların açılması doğrudur. Ortada bir yasa varsa herkes bu yasaya uyacaktır. Kapanan Kürtçe okullarla ilgili arkadaşlarımızla bugün değerlendirmeler yapacağız. Kürtçe okulun açılması için hiçbir başvuru yapılmamış. Okul açmanın şartları var. Okullar, Milli Eğitim Bakanlığa bağlı faaliyetler gösteriyor. Bir okul açmak isteyen, bu yasal duruma uyacak. ’Ben kendi kafama göre okul açıyorum, öğrenci alıyorum’ derseniz, burada hukuk devleti olmaz. Hepimiz hukuk devletine sahip çıkıyorsak, o zaman hukukun kurallarına da uymamız lazım. Ben bu durumun algı operasyonu olduğunu düşünüyorum. Çözüm sürecine karşı olan çevrelerin katkısıyla halkı, bu sürecin ve hükümetin aleyhine dönüştürmek için bir çaba olduğunu düşünüyorum. Doğru olan bu adımların işlenmez olduğunu göstermek değil, bu adımların yasal çerçevede işlendiğini göstermek için samimi adımlar atmak lazım. Okullar kapatıldı diyenler, bu meseleye samimi sahip çıktıklarını düşünmüyorum. Samimi sahip çıkıyorsa, Milli Eğitim Müdürlüğümüz burada, gelip müracaat ederler. Okulların açılmasına ilişkin şartlar, prosedürler bellidir. O çerçevede okul açılır, buradaki evlatlarımız da o okullara gidip, okurlar. Bizim bu noktada herhangi bir sıkıntımız yok. Sıkıntımız ve irademizde bir problem olursa biz bu noktada yasal düzenlemeleri yapmazdık. Yasal düzenlemeyi, bu işin önünü açılması için yaptık. Ama bunu istismar edenler olacaktır. Fakat zamanla bu iş rayına oturacaktır. Ülkemizin değişik yerlerinde açılacak okullar, eğitimimize katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştu.