ÇAVUŞOĞLU: "TÜRKİYE'NİN BİLİŞİM VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİNE AYIRDIĞI BÜTÇE 30 MİLYAR DOLAR"
AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, "Türkiye'nin bilişim ve iletişim teknolojilerine ayırdığı bütçe 30 milyar dolar" dedi.
18 Nisan 2014 Cuma 13:08
- AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, "Türkiye'nin bilişim ve iletişim teknolojilerine ayırdığı bütçe 30 milyar dolar" dedi.
Antalya’nın Serik ilçesine bağlı Belek'te, bu yıl 21’incisi düzenlenen Bilgi İşlem Merkezi Yöneticileri Semineri, Regnum Carya Hotel’de başladı. 17-20 Nisan tarihlerine kadar devam edecek seminere AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu da katıldı. AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin bugün bilişim ve iletişim teknolojilerine ayırdığı bütçenin 30 milyar doları aşmış olduğunu söyledi.
Seminerde konuşma yapan Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin Avrupa kıtasında yer aldığı için çok şanslı olduğunu dile getirdi. Bakan Çavuşoğlu, Türkiye ile AB arasındaki müzakere sürecine bakıldığı zaman 60 yıllık serüvenin başlangıcına gitmeye gerek olmadığını belirterek şunları söyledi: "İnişli çıkışı bir süreci yaşadığımız ve her şeyin kolay olmadığı ve açmak istediğimiz fasılları da açamadığımızı hepimiz biliyor yaşıyoruz. 2013 yılından beri daha pozitif bir gündem yaşandığından daha olumlu durumların yaşandığı ve 2014 yılında sosyal medya tartışmalarını bir tarafa bırakırsak yine 2014 yılının Avrupa Birliği yılı olması için Türkiye’de reformların devam ettiği ve Avrupa Birliği ülkelerinin anlayışının biraz daha değiştiğini görüyoruz ve memnuniyetle karşılıyoruz."
"AB İÇİNDE DE FARKLI GÖRÜŞLER VAR"
Özellikle bilişim alanına bakıldığında Türkiye ile AB’nin politikalar bakımından aynı çizgide olduğunu ve hedefler bakımından örtüştüğünü belirten Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bilgi toplama ve medya faslı da müzakereye açılan fasıllardan bir tanesi. 2008 yılında müzakereye açılmıştı. AB’nin bazı politikaları konusunda sadece Türkiye değil, sadece komşu ülkeler değil AB içinde yaşayan toplumlarında bazı tereddütlerinin olduğunu görebiliyoruz. Bunlardan bir tanesi de son bir yıldır ve özellikle de Euro bölgesinde yaşanan ekonomik ve mali krizlerdir. Sosyal politikalarından sağlık politikalarına kadar toplumun doğrudan hizmet ettiği alanlarda AB’nin politikaları konusunda Avrupa halklarının bazı eleştirileri var. Bu sokak gösterilerine kadar gidebiliyor. AB içinde de farklı görüşler var. Bazı ülkeler daha gevşek bir AB istiyor. Bazı ülkeler de daha federatif bir AB istiyor. Yine bugün Ukrayna ve Kırım ile başlayan AB’nin dış politikası, doğu politikası ve komşuluk politikası konusunda da hem bizim tarafımızdan hem dünya tarafından hem de Avrupa halkları tarafından bazı eleştiriler gelmektedir. Tüm bunlara rağmen AB’nin orta ve uzun vadedeki projeleriyle geçmişte de birçok krizi fırsata dönüştürdüğünü görüyoruz. Tüm bunlara rağmen AB en demokratik kurum daha doğrusu Avrupa’nın en demokratik kıta olduğunu görüyoruz. En istikrarlı ve en güvenilir bir kıtada olduğumuzu ve özellikle Türkiye olarak fark etmeliyiz. Bu kıta da olduğumuz içinde şanlı olduğumuzu bilmeliyiz. Her ne kadar komşu ülkeler de sıkıntı yaşansa da böyle bir kıta da bulunmak bizim için bir şanstır."
Çavuşoğlu, AB’nin sadece 2020 hedeflerini değil Lizbon stratejisine bakıldığı zaman da Avrupa’nın gelecek 10 yılda dünyanın en rekabetçi dinamik bilgi tabanı hedeflediğini söyledi. 2020 hedeflerine bakıldığı zaman akıllı büyüme, sürdürülebilir büyüme, kapsayıcı büyümenin çok önemli olacağını anlatan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dolayısıyla AB 2020 stratejisiyle 2020 yılına kadar istihdam, araştırma geliştirme, yenilik, eğitim ve yoksullukla mücadele gibi çok önemli hedefleri ortaya koymuştur. Ekonomik, sosyal politikalar konusunda hedeflerimiz var. Akıllı büyüme ve bilişim konusunda ciddi hedeflerimiz var."
Avrupa’nın gelecek 10 yılda dünyanın en rekabetçi, dinamik bilgi tabanlı ekonomisine sahip olacağını kaydeden Mevlüt Çavuşoğlu, şöyle konuştu: "Bugün AB bilişim ve iletişime 660 milyar Euro kaynak aktarmaktadır. Ülkemizin bugün bilişim ve iletişim teknolojilerine ayırdığı bütçenin 30 milyar doları aşmış olduğunu görüyoruz. Bu 30 milyar doların da dünya ortalamasının üstünde olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’nin sıralama bakımından çok iyi bir noktada olduğunu söyleyebiliriz."
"E-DÖNÜŞÜMDE İLK 10’A GİRMEK İSTİYORUZ"
Bilişim alanında birçok alanda gelişme gösterdiklerini belirten AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"2003 yılında 19 bin olan geniş bant internet bağlantısına sahip abone sayısının bugün 32 milyona çıktığını görüyoruz. 32 milyon ülke nüfuslarına baktığımızda bazı ülke nüfuslarından kat kat fazla. Sadece sabit internet bağlayıcılarının sayısına baktığımız zaman 7 milyondur. Geri kalan mobil bağlantılarla sağlananlardır. Çin ve Hindistan’la karşılaştırmak mümkün değil nüfus olarak ama 7 milyon ciddi bir rakam olduğunu görüyoruz. Bu rakamlarla yetinmemiz mümkün değil. 3G ile de övünmemeliyiz. 4G’ye nasıl geçebiliriz. Bu talepler doğrultusunda hükümetin de politikalarını ve özellikle de altyapı geliştirme politikalarının artırılması gerekiyor. Okulların hızlı internet ve bilgisayar laboratuvarlarıyla donatılması ve tablet dağıtımıyla okul düzeyinde de internet kullanımının yaygınlaştırılması gerekiyor. Bugün internet hızı 2 megabit ve üstü Avrupa yüzde 87 ülkemizde bağlantı sahip alanı yüzde 90’ı bu hızlarla internete bağlanabiliyor. Yine toplam nüfusumuzun yüzde 42’si geniş bant internet erişimine sahiptir. Gayrisafi Milli Hasıla (GSMH) yüzde 4’ü bilişim ve iletişim teknolojilerine aktarılmaktadır. Hedefimiz 2023 yılında bu oranı yüzde 8’e çıkarmak. E-dönüşümde ilk 10’a girmek istiyoruz. Dijital okuryazar oranımızı da atırmak istiyoruz. 2019 yılında tüm kamu hizmetlerini elektronik olarak sunmayı hedefliyoruz."
"YAPABİLECEĞİMİZ ÇOK ŞEY VAR"
Bilişim alanında özel sektörün önemli rol oynadığını dile getiren Bakan Çavuşoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "2005-9 döneminde Türkiye yılda yüzde 14 büyüyen bilişim ve iletişim sektörüne sahip. 2009-14 yılları arasında dünyada en hızlı büyüyen sektör olacaktır Türkiye’de. Şu an öyle görünüyor ki devlette bu kararlılık var eksiklikte var. Sektörde daha da kararlılık istek ve hedefler var. Şu an özel sektör nasıl önemli rol oynadıysa 2023 hedeflerinde en büyük pay özel sektörde olacaktır. Özel sektör ve kamunun aynı çizgi içinde birlikte hareket edebilmesidir. Önümüzde çok büyük bir rehber var AB ve müzakere süreci. Türkiye’nin örtüşmesi de önemli bir fırsattı. Yapabileceğimiz çok şey vardır. Bakanlığımızın özellikle sizlerle özel sektörle AB sürecinde bu konularda nasıl projelerden faydalanabiliriz çalışmalarını yapıyoruz. Daha somut adımlarla birlikte başaracağımıza inanıyoruz. İletişim ve iletişim teknolojilerinin bugün geldiği nokta şüphesiz Türkiye’deki sosyal medya tartışmalarından sonra dünyanın en çok konu bu alanda düşünce özgürlüğü, medya özgürlüğü ve bunun sınırı, iletişim ve medya özgürlüğü teknolojilerle birlikte özel hayatının gizliliği dengesi nasıl sağlanacak. Aslında atalarımız kurucu büyüklerimiz ortaya bir vizyon koymuşlar. Sadece vizyon koymamışlar konvansiyonlar ve sözleşmelerle desteklemişler. İfade özgürlüğü ve özel hayatın gizliliğinin korunması sadece yasal bir mevzuat ortaya koşmamış ayrıca bir rehberlik yapmışlardır."
"PLATFORMUMUZ BÜYÜYEREK DEVAM EDECEKTİR"
Türkiye Bilişim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Turhan Menteş ise yaptığı konuşmada, "Platformumuz büyüyerek devam edecektir. Tüm yapı ve kuruluşlar yapı içinde yer alacaktır" dedi. Türkiye'de uzmanlıkların yeterli olmadığını düşünerek uzmanlık çağrısı yaptıklarını anlatan Menteş, sözlerini şöyle tamamladı: "Avrupa sayısal gündemi ciddi olarak takip edilen bir ortam. Alınan bütün inisiyatifler Avrupa Birliği tek pazar içindir. 40 uzmanlık alanı kurduk. Bu işlemler için bir alt yapı kurduk. Sektörümüzün büyük etkinliklere ihtiyacı var. Yapılan 5-6 etkinlik ülke için gerisi pazarlama için yapılıyor. Teknolojik projeler ve büyük projeler üreterek Türkiye’nin gelişimi için çalışma göstermeliyiz."
"KURUMLAR ARASINDA BİLGİ PAYLAŞIMI KONUSUNDA SIKINTILAR YAŞANIYOR"
Türkiye’de kamu kurumlarının bilgi verilerinin kamuoyuyla çok fazla paylaşılmadığını ifade eden Dijital Türkiye Platformu Başkanı Faruk Eczacıbaşı da şöyle konuştu:
"Kurumlar arasında bilgi paylaşımı konusunda sıkıntılar yaşanıyor. Dünyadaki gelişmiş devletler daha saydam ve daha paylaşımcı hareket ediyor. Dünyadaki ülkeler şeffaf olurken, Türkiye de kamu kurumlarının bilgilerini paylaşmaması düşündürücü. Bu durum devletin güvenirliliğini sıkıntıya sokar. Bu sorundan kurtulmak için kamu kurumlarının elindeki bilgi ve verilerin kamuya açılması gerekiyor. Devletin elindeki bilgiler ne kadar şeffaflaştırılabilirse o kadar vatandaşın da yararlanma ve verilerden değer üretme olanağı artacaktır. Veri paylaşmadaki sıkıntı nedeniyle yurt dışındaki istatistik sıralamalarda Türkiye genellikle veri noksanlığı ile işaretleniyor."
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 Milli Hakimiyet