BAKAN DAVUTOĞLU YUNUS EMRE ENSTİTÜSÜ 6. EĞİTİM VE İŞTİŞARE TOPLANTISINA KATILDI
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Yunus Emre Enstitüsü çalışanlarına seslenerek, “Görev yaptığınız yerlerde bir tek santimetrekarede ecdad yadigarı kalmışsa, eğer ona sahip çıkmamışsanız, ne biz, ne tarih ne de millet hakkını helal etmez” dedi.
18 Nisan 2014 Cuma 22:43
- Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Yunus Emre Enstitüsü çalışanlarına seslenerek, “Görev yaptığınız yerlerde bir tek santimetrekarede ecdad yadigarı kalmışsa, eğer ona sahip çıkmamışsanız, ne biz, ne tarih ne de millet hakkını helal etmez” dedi.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, 6. Yunus Emre Enstitüsü Eğitim ve İstişare Toplantısı'na katıldı. Hilton Hotel'de düzenlenen toplantıya Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Hayati Develi ve diğer yetkililer katıldı. Davutoğlu, yaptığı konuşmada, tarihteki özne nesne ilişkisine değinerek, nesneleşmiş toplumların geleceğini belirleme kapasitesi kalmayacağını belirtti. Davutoğlu, “Tarihte bir kez özne olmuşsa bir millet, tarihin akışını belirleme kudretini içinde hissetmişse, o küllenir, üstü örtülebilir ama hiç beklemediğiniz bir anda bir volkan gibi patlar. Tarihte bir kez özne olmuş bir millete en büyük kötülük, nesneleşmesidir. Yunus Emre Vakfı’nı toplasaydık bazıları, ‘hayalcilik’ derlerdi. Hayal kuruyor diyenlere, bizim zihnimize ekilmiş tohum var. Rüya sıradan hayal değildir. Bir şey rüyalaşmışsa o iş olur. Bu tarihte özne olduğumuz milletin unsurları olduğunuzu unutmayacaksınız” ifadelerini kullandı.
Kültürel diplomasinin aşkla yürüdüğünü belirten Davutoğlu, “Kendi milletinizin özne olduğunu unutmayacaksınız. Biri size nesne olarak baktığında, volkan gibi patlayacaksınız. Ki o zaman size saygı duymaya başlarlar. O olmadığında, bir şeyi yeşertmek çok zor. Kültürel kimliğimize sahip çıkmaktır, özne olmak” şeklinde konuştu.
Rüyanın önemine dikkat çeken Davutoğlu, “İnsanın gece rüyasına bir iş giriyorsa o iş olur. Onun için hiç tereddüt etmeden şunu hissedeceksiniz; psikolojik zemin bu. Psikolojik unsur şu: Tarihte önde olmuş bir milletin temsilcisi olduğunuzu hiç unutmayacaksınız” dedi.
Davutoğlu, son 12 yılda kendilerini sadece dış politikanın edilgen unsuru gören, edilgen olmanın unsuru ile tedirginlik duyan politikanın karşısında kendilerinin var olduğunu belirterek, “Biz bu topraklarda varız, gelecekte torunlarımızın var olacağı topraklara da gideceğiz’ dediğimiz zaman bu vizyon olur, strateji olur. Bir heyecan veren bir aşk olur. Bu herhangi bir profesyonel görev dediğinizde çalışma azminizi kaybedersiniz” ifadelerini kullandı.
Yunus Emre Enstitüsü’nün dört görevinden bahseden Davutoğlu, “Devletler siyasi sınırları ile matuftur. Siyasi sınırların ötesindeki sınırlar açıldığında, birçok siyasi krizler çıkar. Barışçıl sınırların dışına çıkmış oluruz. Ama şunu unutmayacaksınız. Siyasi sınır böyle diye kültürel sınırlar böyle denilemez. 'Siyasi sınırlar bu, kültürel sınırlar bu' derseniz, sizin tarih bilinciniz yoktur” dedi.
Kültürel sınırların aşılarak siyasal kimliğin aşılacağını söyleyen Davutoğlu, “Kültürel hinterlandı nasıl değerlendireceğiz. Kültürümüze kaynaklık etmiş, hala yaşayan kültürümüz. Kendi kültürümüzü keşif anlamında Buhara‘ya, Semerkand’a gitmek kadar öğretici bir şey olabilir mi?” şeklinde konuştu.
Anadolu kültürü ile diğer kültürler arasındaki bağlantıyı kurmanın öneminin altını çizen Davutoğlu, “Kültürümüzün üstünün küllendiği yerlerde kültüre sahip çıkmaktır. Bizim sağlığımızda ikinci bir Endülüs yaşanmamalı. Bizim hala torunlarımızın, bizim medeniyet aidiyetimizi herhangi bir insanın yaşadığı tarih diliminde yaşanmamalı. Yani bir kültürün tasfiyesi. Biz kültürel tasfiye etmemiş bir milletiz. Bizim olduğumuz havzalarda, böyle tasfiye yapılmamıştır. En ufak bir biz görürsek onu, yeşertmek bizim görevimiz. Görev yaptığınız yerlerde bir tek santimetrekarede ecdad yadigarı kalmışsa, eğer ona sahip çıkmamışsanız, ne biz, ne tarih ne de millet hakkını helal etmez” dedi.
Almanya’ya ilk giden Türk vatandaşlarından söz eden Davutoğlu, Türkiye’den Almanya’ya çalışmak için giden vatandaşların Türkçe bildiğini ifade etti. Davutoğlu, “Anadolu Türkçesi'ni iyi kullanıyordu. İkinci nesil şiveyi kaybediyor. Avrupa ve ABD ve vatandaşlarımızın bulunduğu ülkelerde, geleceğimizi kurtarmak için çalışmalar yapacaklar. O lezzeti o millet tanışacak. Gittikçe sorumluluğunuz yüksek olacak. Her birimiz başka veçheden bakacağız” ifadelerini kullandı.
Omuz omuza vererek, kültürel hinterlandı kuracaklarını kaydeden Davutoğlu, “Özne olanların şehirlerinde iseniz, muhataplarınızın kültürünü tanımanızdır. Böylelikle iki kültür arasında kaynaşma ve tanışmayı sağlamayı amaçlayacaksınız” şeklinde konuştu.
Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Hayati Develi, 26 olan Enstitü Merkezi sayısını 35'e çıkardıklarını söyleyerek, 25 bin öğrenciye Türkçe öğrettiklerinin belirtti. Develi, uzaktan öğretim sistemini bitireceklerini kaydederek, geliştirdikleri Türkçe sınavını Manisa'da yapacaklarını aktardı.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 Milli Hakimiyet