ERDOĞAN ABD’Yİ SERT SÖZLERLE ELEŞTİRDİ
PYD’ye silah gönderen ABD’yi eleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “PYD’ye ve IŞİD terör örgütüne geçen silahlarla ilgili olarak Türkiye olumlu baktı mı? Hayır bakmadı.
23 Ekim 2014 Perşembe 13:58
PYD’ye silah gönderen ABD’yi eleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “PYD’ye ve IŞİD terör örgütüne geçen silahlarla ilgili olarak Türkiye olumlu baktı mı? Hayır bakmadı. Türkiye’ye rağmen Amerika bu işi yapmıştır” dedi.
Erdoğan basın toplantısında IŞİD ve bölgede yaşanan son gelişmeler hakkında sorulan sorular üzerine, “Her şeyden önce sayın Obama’ya bizim teklifimiz önerimiz şu olmuştur. Eğer Amerika, Türkiye, bizler teröre karşıysak ki Türkiye olarak biz karşıyız, Amerika’nın da teröre karşı olduğunu, bu konudaki hassasiyetini bilen bir siyasetçi olarak, bir cumhurbaşkanı olarak PYD’nin PKK’yla aynı durumda olduğunu kendilerine telefon görüşmemde ifade ettim. ‘O da bir terör örgütüdür’ dedim. Dolayısıyla burada PYD’ye yapacağınız yardımlar bir terör örgütüne gitmektedir. Şu anda PYD saflarında PKK’nın lider kadrosunda olup orada savaşan kişiler var. Bunları da kendilerine ifade ettim. Burada 2 önemli grup var ki bunlar Kobani’de önem arz edebilen veya iş görebilecek gruplardır. ÖSO birinci tercihimizdir, ikinci tercih Peşmergelerdir. Ve biz Peşmergelere ülkemiz üzerinden kontrollü bir şekilde geçmelerine müsaade ederiz dedik. Tabi PYD ilk etapta Peşmergeleri kabul etmedi. Daha sonra biliyorsunuz Peşmergeleri kabul etti ve Peşmergelerle ilgili Kuzey Irak yerel yönetiminin belirlemiş olduğu sayıya da sıcak bakmadılar ve en sonunda 200 rakamında anlaştıkları haberini dün almış bulunuyorum” dedi.
"KOBANİ İÇİN BU KADAR HASSASSINIZ DA..."
Amerika’nın gönderdiği birçok silahın IŞİD’in eline geçtiğini ifade eden Erdoğan, “Bu arada Amerika özellikle Kobani’ye indirmekte olduğu silahlarda artık her şey belgeli, delilli biliyorsunuz bu silahların bir kısmının IŞİD terör örgütünün eline geçtiğini gördük. Bu bizi doğruluyor ve diğerleri de PYD’ye geçti. Peki PYD’ye ve IŞİD terör örgütüne geçen bu silahlarla ilgili olarak Türkiye olumlu baktı mı? Hayır bakmadı. Türkiye’ye rağmen Amerika bu işi yapmıştır. Ben kendilerine şunu da söyledim. Dedim ki şu anda Kobani sizin için stratejik bir yer değil. Olsa olsa Kobani bizim için stratejik bir yerdir. Ve bu konuda hassasiyeti göstermesi gereken de biziz. Peki şu anda Kobani’de yaşayan var mı? Yok. Sivil halk zaten benim ülkeme geldi, geçti. 200 bin insan Kobani’den bizim ülkemize geçerken şu anda Avrupa’da 130 bin kişi var. Yani tüm Suriye’den Avrupa’ya göç edenlerin sayısı 130 bin, sadece Kobani’den 3 haftada bizim ülkemize geçenlerin sayısı 200 bin. Bu çelişkileri görmemiz lazım ve bugüne kadar 300 bini aşkın insan Suriye’de öldürülürken tüm dünya neredeydi? Bu soruya cevap bulmamız lazım. Kobani’de bu kadar hassassınız da Suriye’nin tamamında yok. İki, Irak’ın üçte biri IŞİD terör örgütünün işgali altında peki orada şu anda ne yapılıyor? Bu da tabi önem arz ediyor. Bu soruların cevabının bulunması gerekir diye düşünüyorum” dedi.
AB ÜYELİĞİ
Erdoğan basın toplantısında Türkiye’nin AB’ye üyelik süreciyle ilgili sorulan bir soru üzerine, “Öncelikle biliyorsunuz Türkiye’nin AB ile süreci 50 yılı buluyor. Sene 1963 sene 2014 51 yıl. Ne yazık ki Türkiye bu süreç içerisinde sürekli oyalanan bir ülke olmuştur. Avrupa Birliği’nin süreci nasıl başlamıştır diye baktığımızda aslında bir demir çelik birliği olarak başlamış, daha sonra ekonomik işbirliğine dönüşmüş, şimdiyse artık siyasi ve sosyal bir birlik olarak ortadadır. Türkiye bu süreçte örneğin Letonya gibi dost ülkelerin desteğini hep yanında hissetmiştir ama tabi bir yapı var ki bir ülke hayır demesi halinde siz herhangi bir faslı açamıyorsunuz. Şu anda ben başbakan olduğum zaman bu fasılların sayısı 15’ti. Ama şimdi bu fasılların sayısı 35 oldu. Böyle bir yapı var. Ve bunların içerisinde de biz şu ana kadar 14 faslın bir tanesinin aç kapasını yapabildik. Diğerlerinin sadece açılması söz konusu, kapanması yine yok. Bunların hepsi oyun esnasında ortaya çıkmış yeni şartlar. Bu şartların içerisinde şu anda sadece açılmasının yapılmasını konuştuğumuz dönemde dahi mesela 17. fasıl enerji faslıdır. Enerji faslıyla alakalı Türkiye’nin her şeyi hazır ama hala bir karar verilmiyor. Aynı şekilde şimdi 23-24’üncü fasıllar var. Biri yargıyla biri adalet, özgürlük bununla alakalıdır. Bununla ilgili olarak da şu anda hala maalesef bir tıkanma söz konusudur. Fakat biz Letonya’nın önümüzdeki yılın ilk 6 ayındaki dönem başkanlığı sürecinde umudumuz bu noktadan fazla. Yani biz inanıyoruz ki Letonya’nın dönem başkanlığında eğer bu mevcut üyeler içerisinde siyasi bir tavır takınılmazsa burada bir 3-4 faslın açılabileceği inancındayız. Bundan dolayı AB üyesi ülkelerle ilgili bakan arkadaşlarım, gerek AB bakanım, gerekse Dışişleri bakanım yoğun bir çalışma içerisindeler” dedi.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Çözüm süreci hakkında da açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Çözüm sürecine yönelik biliyorsunuz Başbakanlığım döneminde başlattığımız yoğun bir gayret var. Bu konuyla ilgili ülkemdeki farklı gruplara yönelik attığım adımlar var. Bu cömert adımlar bugüne kadar geldi. Tabi bu çözüm sürecini hazmedemeyen gruplar var. Özellikle bölücü terör örgütü burayı tıkamak için, önünü tıkamak için uzantısı olan siyasi partinin de ne yazık ki bu istikamette gayretleri sebebiyle bazı sıkıntılar yaşanıyor. Şu anda hükümetimiz son aldığı çalışmalar noktasındaki kararlarla yeni bir taslak üzerinde çalışmasını tamamladı. Bu taslakla ilgili de Salı günü grup toplantısında sayın başbakan bunları açıkladı. Şimdi bunu bir bakanlar kurulu kararı haline getirip parlamentoya zannediyorum sunacaklar. Kendilerinden de aldığımız bilgi bu yönde. Ondan sonra bu süreci daha da güçlendireceğine inanıyorum. İnanıyorum ki tüm halkımız, milletimiz çözüm süreci noktasında ittifak halinde. Ama buna tüm sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin de destek vermesi süreci çok daha güçlü kılacaktır diye düşünüyorum” dedi.
RUSYA-UKRAYNA GERGİNLİĞİ
Erdoğan, Ukrayna-Rusya ilişkileriyle ilgili yaptığı açıklamada, “Irak Suriye güneyde bizim için bir sıkıntı bölgesi. Tabii kuzeyde de yine komşumuz olarak Ukrayna, Rusya ile olan ilişkimiz daha doğrusu Kafkaslar olarak ele aldığımız zaman orada ilişki noktasında bizim bir ağımız var. Ukrayna’daki gelişmelerin bizi ilgilendiren bir başka boyutu da Kırım boyutudur. Kırım’da biliyorsunuz Rusya’nın oraya el koyma konusu, işte burada bizim tarihi haklarımız şu bu gibi vesaire yaklaşımlarını bizler kabullenmediğimizi kendilerine ifade ettik. Bunu defalarca sayın Putin’e söyledim. Orada bizim de Kırım nüfusunun yüzde 14’ü Kırım Tatarıdır. Bunlarla ilgili bütün düşüncelerimi kendileriyle paylaştım. Tabi bizim Türkiye olarak biz bir NATO üyesiyiz. NATO ülkesi olarak bu noktadaki kanaatlerimiz zaten Cardiff’te de sonuç bildirgesinde yerini almıştır. Rusya’nın bölgede özellikle Ukrayna’ya yönelik Minsk sürecine yönelik atılan adımda özellikle sayın başkan Poroşenko’yla da bunların hepsini konuştuk. Aynı şekilde sayın Putin’le de bunları konuştuk. Artık bu bölgenin bir barış havzası olarak devam etmesi gerektiğini, bu tür el koymaların bu tür oralardaki kan gözyaşı dökmenin hiçbir anlamı olmadığını kendilerine de ifade ettik. Bu ifadelerimiz karşısında tabi dünyadan da gelen birçok baskılar oldu. Ve şu anda bir barış süreci malum Minsk’te başlamış vaziyette. Temennimiz odur ki bu barış süreci artık sürekli olur ve Ukrayna üzerinde farklı tasarruflar yapılmaz. Görüşmelerimiz yine devam ediyor bu da devam edecektir” dedi.
LETONYA İLE İLİŞKİLER
Türkiye ile Letonya arasındaki ilişkilerin eskiye dayandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilindiği gibi selefim sayın Abdullah Gül geçtiğimiz yıl Nisan aylarında Letonya’yı Cumhurbaşkanı sayın Berzins’i geçtiğimiz Nisan ayında ülkemizi ziyaret etmişlerdi. Karşılıklı bu üst düzey temasların ardından gerçekleştirdiğimiz ziyaret ülkelerimizin ulaştığı noktayı göstermesi bakımından önem arz etmektedir. Türkiye Letonya’yı 1925 yılında tanıdı ve karşılıklı olarak diplomatik ilişki tesis etti. Tarih boyunca bağımsızlığı ve özgürlüğü için mücadele etmiş Letonya’nın bu mücadelesini gönülden desteklemiş bir ülkeyiz. Nitekim bu anlayışın neticesi olarak 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılması ertesinde Letonya ile yeniden diplomatik ilişki kurduk. 1994 yılında imzaladığımız dostluk ve işbirliği anlaşması Türkiye ve Letonya arasındaki ilişkilerin güçlü bir temele oturmasını sağladı. Letonya’yla ortak evrensel, insani ve demokratik değerler temelinde kurduğumuz ilişkiler her geçen gün daha da gelişiyor. Bu doğrultuda Türkiye Letonya’nın yeniden bağımsızlığını kazanmasının ardından uluslararası sistemdeki haklı yerini alması yönündeki gayretlerine daima destek verdi” dedi.
Türkiye’nin Letonya’ya NATO üyeliği konusunda geçmişte büyük destekler verdiğini kaydeden Erdoğan, “Letonya’nın NATO üyeliğini destekleyen ülkelerin başında bildiğiniz gibi Türkiye geliyor. 2006 yılında ülkemiz NATO’nun Baltık Hava Polisliği misyonu çerçevesinde bölgenin hava sahasının korunmasına fiilen katkıda sağladı. Biraz önce sayın Cumhurbaşkanı ve beraberindeki heyet üyeleriyle gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde ikili ilişkilerimiz kapsamında bundan sonraki süreçte neler yapabiliriz bunları etraflıca görüşme fırsatını konuşma fırsatı bulduk. Ayrıca bakan arkadaşlarımız mevkidaşlarıyla bu görüşmeleri bugün öğleden sonra da devam ettirecekler. Ve bu görüşmelerde işbirliğimizin hemen her alanda daha da ileri taşınması yönünde atılabilecek adımlar neler olabilir bunların ayrıntılarına girme fırsatını bulacağız. İki müttefik ülke olarak bölgemizdeki önemli gelişmeler ve uluslar arası meseleler hakkında görüş alışverişinde bulunduk. Bu vesileyle Letonya’nın 2015 yılının ilk yarısında AB Dönem Başkanlığını üstlenecek olmasının ışığında ülkemizin AB’ye üyelik sürecindeki mevcut gidişata yönelik görüşlerimizi de paylaştık. Letonya’nın AB üyelik müzakerelerimizde ülkemize verdiği destekten dolayı sayın Cumhurbaşkanına bir kez daha şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Türkiye ve Letonya arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri daha iyi bir noktaya taşımak istediklerini kaydeden Erdoğan, “Yarım asırlık bir geçmişe dayanan AB ile ilişkilerimiz çok yönlü fakat kötüdür. AB’ye üyelik hedefimiz bizim için stratejik bir tercihtir. Türkiye’nin üyeliği AB’ye stratejik, jeopolitik, ekonomik, kültürel ve sosyal boyutlarda artı değer katacaktır. Değerli basın mensubu arkadaşlarım Türkiye ile Letonya arasındaki ekonomik ve ticari ilişkiler de gelişmeye devam ediyor. 2 ülke arasındaki ticaret hacmi 2013 yılında 324 milyon dolar düzeyine yükseldi. Görüşmelerimizde Türkiye ile Letonya arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin daha da ileri taşınmasına yönelik fırsatların değerlendirilmesi hususunda mutabık kaldık. Sayın Berzins New York’ta yaptığı öneri doğrultusunda bilimsel alanda işbirliğimizin güçlendirilmesi için heyetimize üniversite temsilcilerimizi de dahil ettik. Üniversiteler arasında da bir işbirliğinin geliştirilmesi noktasında mutabık kaldık. Bu ziyaretimizde yanımda 2 üniversitemizin rektörünü de getirmiş bulunuyorum. Bu görüşmeleri yapacaklar. Ülkemizin bütün iş adamlarıyla ilgili kuruluşlarının yönetim kurulu başkanlarını ve bunun yanında kuruluşlarımızın temsilcilerini beraberimizde getirdik. Birlikte biraz sonra bu toplantıda da bulunacağız. Tabi 2013 yılında ülkemizi ziyaret eden Leton turist sayısı 55 bini buldu. Bu önemli bir adım. 2014 yılında bu sayının daha da artacağını ümit ediyorum. 2015 yılında ilişkilerimizin 90. yıldönümünü idrak edeceğimiz dost ve müttefik Leton halkına cumhurbaşkanı sayın Berzins’in şahsında selam ve saygılarımı sunuyorum” dedi.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 Milli Hakimiyet