AKAR; SU KAYNAKLARIMIZ TÜKENİYOR

Barajlar,Dereler, Göller Kuruyor

Kocaeli de yaşanan su problemlerine değinen Akar, her yaz döneminde susuzluk ile karşı karşıya kalınan Kocaeli’de Yuvacık Barajının %10 sevilerine düştüğünü Sapanca Gölünün ise tükenme noktasına geldiğine dikkat çekti.

Sapanca Gölünün Kocaeli ve Sakarya illerine su kaynağını oluşturduğunu belirten Akar Kartepeden gelen dere kaynaklarının kurutulduğunu, 30 u bulan su şirketlerinin tesis kurması ve  sanayi firmalarının su çekmesine ile Göl deki su seviyesinin dikey olarak iki buçuk metre çekilmesinin gelecekde gölü tamamen bitireceğini ve buna maalesef yerel yönetimlerin göz yumduğunu söyledi.

Yer Üstünden Sonra Yeraltını da Tükettik

Akar, DSİ’nin belli bölgelerde su seviyelerini ve kirlilik oranlarını tespit etmek için yaptığı sondaj çalışmalarında yeraltı su kuyularındaki seviyelerin 7 metre iken kuyular açıldıktan 1 ay sonra yaklaşık 15 metreye düşmüş olması ile artık yer altı sularının da tehlike sinyalleri verdiğini deniz suyunun karışmasının da  artık gündemde olduğunu belirtti.

Acil Tedbirler Alınmalı

Gelecek yıllarda Kocaeli’nin daha vahim tablolarla karşılaşmaması için Kocaeli de su kaynaklarının kullanılması ve korunmasına ilişkin alınması gereken tedbirlerin belirlenmesini, bugüne kadar alınmış teddbirleri ve politikaları gözden geçirmek ve çözüm önerilerini araştırmak amacı Meclis Araştırması açılmasını istedi.

GEREKÇE;

Ülkemiz son kırk yılda yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının %50’sini kaybetmiştir.Nüfusun 75 milyonu aştığı  ülkemizde kişi başı su kullanım miktarı da 1000 m3 dür. Türkiye de suyun %72’si tarımda, yüzde 18’i evlerde yüzde 10’u da sanayi de kullanılmaktadır.Su rezervlerinin hızla tüketilmesi küresel ısınma ve kuraklığa bağlanmakla birlikte su kaynaklarımızın yanlış kullanılması da büyük bir etkendir.

Yukarı da bahsettiğimiz şartlar göz önüne alındığın da Kocaeli de her yıl nüfus artışı son 5 yılda 150 binin üzerinde olurken nüfus artış oranı ile Türkiyenin ikinci ili konumundadır. Bu da gelecek yıllar için kentimizi her konuda sıkıntıların beklediğini göstermektedir.

 Şöyle ki son yıllarda her yaz döneminde susuzluk ile karşı karşıya kalan Kocaeli’nin en önemli su kaynaklarından biri olan Yuvacık barajında su seviyesi yüzde 10 sevilerine kadar düşmüştür. Bunda baraja akan derelerin yönlerinin değiştirilmesi de önemli etkenlerdendir. Bir diğer kaynak olarak kullanılan Sapanca Gölü ise yıllar sonra ilk kez 2,90 olan işletme kodunun altına düşmüş,su seviyesi dikey olarak normalden 2 metre 54 santim aşağı düşerek gölün bazı noktalarında  ötöfikasyon belirtileri görülmeye başlanmıştır.

Dünya'nın suyu içilebilir ender göllerinden biri olarak bilinen Sapanca Gölü'ndeki bu tehlikenin en önemli nedenleri arasında daha çok Kartepe'den gelen 14 güçlü dere suyunun 10'unun kurutulması, Kocaeli ve Sakarya belediyeleri tarafından çekilen suyun artması, sayıları 30'u bulan su şirketlerinin tesis kurması, sanayi firmalarının su çekmesi ve buna izin verilmesidir. 

Barajlar, dereler ve göl sularının durumu trajik iken yeraltı su kaynakları da tüketilmiş, DSİ’nin  belli bölgelerde su seviyelerini ve kirlilik oranlarını tespit etmek için yaptığı sondaj çalışmaları tablonun vehameti ortaya koymuştur. Yeraltı su kuyularındaki seviyeler7 metre iken kuyular açıldıktan 1 ay sonra yaklaşık 15 metreye düşmüş  bu durum da bir başka tehlikenin habercisi olmuştur. Sanayin yarattımış olduğu kirlilik ve Körfez bölgesi olmamızdan dolayı artık yeraltı su kaynaklarına deniz suyunun karışması da Kocaeli için gündeme gelmiştir.

Bu kara tablo önümüzde dururken maalesef yerel yönetimler su politikası konusunda aciz kalmakta kentimizdeki göletlere sahip çıkılmayarak bir kısmı kurutulmakta bir kısmı da İstanbul’un su ihtiyacı için kullanılmaktadır. Oysa Kocaeli de sanayinin fazla oluşu, nüfus artışının her yıl katlanarak artması ve su kaynaklarının tükenmiş olması gelecek yıllar için tehlike arz etmektedir.

Yukarı da bahsetmiş olduğum nedenlerden dolayı Kocaeli de su kaynaklarının kullanılması ve korunmasına ilişkin alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi, bugüne kadar alınmış teddbirleri ve politikaları gözden geçirmek ve çözüm önerilerini araştırmak amacı ile Anayasanın 98’inci İç Tüzüğün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırılması açılmasını arz ederiz.