KAPLAN SERT ÇIKTI; "KÖYLERDEN ELİNİZİ ÇEKİN ARTIK"
CHP Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan, Maden Yasası’nın görüşüldüğü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşmada, Kocaeli’nin Gebze ve Körfez ilçelerindeki köyleri olumsuz etkileyecek olan taşocağı OSB kurulması planını eleştirdi.
30 Ocak 2015 Cuma 15:00
Maden Kanununda, 2004 yılında yapılan değişiklikle taş ocağı ruhsatlarının, Çevre Kanunu kapsamından çıkartılmış olmasıyla orman alanları, meralar, maki ve yeşil alanların adeta taş ocağı yuvasına dönüştürüldüğünü kaydeden Milletvekili Kaplan, bu konuyla ilgili Kocaeli’nde yaşanan sorunları dile getirdi.
Kocaeli’nde 71 taş ocağı bulunduğunu, bunların 56 tanesinin aktif olduğunu söyleyen Kaplan, “Özellikle Gebze ve Hereke’de yerleşim bölgelerine bitişik halde bulunan, hava ve çevre kirliliğine neden olan, taş ocaklarının olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak gerektiği uzun yıllardan beri çalışılmaktadır. Hereke ve Gebze bölgesinde, taş ocakları başta olmak üzere, Valiliğin Kocaeli ilinde bulunması, taş ocaklarını bir araya toplayarak Organize Sanayi Bölgesi düşündüğü ifade edilmektedir. Dikkat çekilmesi gereken noktaysa, planlanan ve taş ocakları OSB olarak düşünülen yerin, Gebze ve Körfez ilçelerimizin önemli köylerinin içinde bulunduğu, tamamının normal alan olduğu bir bölgeye taş ocakları OSB planlanmaktadır. Sanayileşmenin çarpık ve hızlı gelişmesi neticesi Gebze’de Balçık, Denizli, Pelitli, Mollafeneri, Tavşanlı,Muallimköy, Köseler, Çerkeşli, Tepeköy gibi köylerimiz sanayinin içinde kalarak köy olmaktan çıktılar. Eğer bu planlanan yerde taş ocakları kurulacaksa, Yağcılar, Kargılı, Hatipler, Ali Hocalar, Kutluca ve Değirmençayırı köylerimiz de olumsuz etkileneceklerdir” diye konuştu.
Çevre değil, rant düşünülüyor
Taşocaklarının planlanan yerde yapılmasının çevre açısından değil rant açısından düşünüldüğünü ileri süren Kaplan, “Yeni yapılan Kuzey Anadolu otoyoluna ve bölgedeki inşaat sektörlerine malzeme tedarik etmek için bu yerde yapılması planlanıyor. Yani rant ön planda düşünülüyor. Kimse çevrenin olumsuz etkilerinden bahsetmiyor” dedi.
11 yılda 85 bin taşocağına ruhsat
Milletvekili Kaplan, Maden Kanununda, 2004 yılında yapılan değişiklikle taş ocağı ruhsatlarının, Çevre Kanunu kapsamından çıkartıldığını ifade ederek, “Rant uğruna son 11 yıl içerisinde 85.000 taş ocağının ruhsatı verildi. Herhangi bir taşocağından taş çıkartmak için patlatılan dinamik, yakın çevresine 3.6 şiddetinde deprem etkisi yaratmaktadır. Bu da yer altı su kaynaklarının kirlenmesine ve kurumasına neden olmaktadır” diye konuştu.
Kaplan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Anayasanın 43. Maddesinde devlet tarih ve kültür varlıklarının değerlerini korumasını sağlar. Bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır, yine Anayasamızın 45. Maddesi devlet tarım arazileriyle çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, bitkisel ve hayvansal üretimi arttırmak, gereken tedbirleri alır. Biliyoruz ki yurdumuzun bir çok yerinde taş ocakları, köylüler için çok değerli olan meraların üzerine kurulmuştur. Dolayısıyla yörede tarım ve hayvancılık bitme noktasına gelmiştir. Burdur, Muğla, Aydın, Bilecik gibi. Yine Anayasanın 56. Maddesine göre herkes sağlıklı ve dengeli yaşam hakkına sahiptir. “Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve kirlenmesini önlemek, devletin ve vatandaşların görevidir” hükmü yer almaktadır. Ancak, devlet bizzat uyguladıklarıyla anayasa suçu işlemektedir. Maden yasasına göre, ruhsat verilen işletmeler kendilerine verilen sürenin sonunda, bölgeyi eski haline getirmek zorundalar. Sayın Bakanım, size soruyorum. Taş ocağı ruhsatı verip de, işletmeden sonra eski haline getirdiğiniz bir yer varsa, gösterin beraber gidelim. Devlet burda yine görevini yapmıyor.”
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 Milli Hakimiyet