23 Kasım 2024
  • Kocaeli18°C
  • İstanbul19°C
  • Ankara12°C
  • Rize16°C

ERDOĞAN'DAN SERT MESAJ!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ombudsmanlık sempozyumunda yaptığı konuşmada Suriye'deki iç savaş ve mülteci sorununa değindi.

Erdoğan'dan Sert Mesaj!

16 Eylül 2015 Çarşamba 15:05

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları

Türkiye Kamu Denetçiliği Kurumu bizim yeni keşfettiğimiz veya dışardan uyarlama yoluyla ihdas ettiğimiz bir yapı değildir. Bu uygulamanın özü esası bizim tarihimizde zaten vardır.

Bu sistem Selçuklu'dan, Osmanlı'dan beri devam ediyor. Vatandaşımızın istek, dilek ve şikayetlerini bileceğiz.

Kamu denetçiliği bizim diğer ülkelere öğrettiğimiz bir olaydır.

Bugün Cumhurbaşkanlığı, Meclis, belediyelere vatandaşlarımız doğrudan ulaşabiliyor.

Şimdi muhtarlarımızla da aynı sistemi kurduk. Kamu denetçiliği bu yüzden çok önemli bir kuruluş.

MÜLTECİ SORUNU

Mülteci sorunu hakkındaki görüşümüz ortadadır. 28 Avrupa ülkesinde 450 bin mülteciyi barındıramazken Türkiye 2.5 milyon Irak ve Suriye'li mülteciyi misafir ediyoruz. Avrupa paniğe kapılmış durumda.

Avrupa ne diyor? Sadece Hıristiyanları alın diyor. Biz mazluma kapılarımızı açarız.

"Suriye'deki sorunun, rejim sorunu, rejimin  halkına zulmü sorunu olduğu açıkça ortadayken, meseleye hala uluslararası güç  dengeleri ve siyasi hesaplar zaviyesinden bakmak, vicdanları kurutur. Bakın hala  bazı ülkeler Suriye'ye uçaklar gönderiyor, yardımlar devam ediyor

"Avrupa'daki dostlarımızın bir defa şundan emin  olması lazım. Sınırlarına gelen insanların nihai hedefi, onların ülkeleri  değildir. Biz bunu görüyoruz. Bu insanlar aslında kendi vatanlarına, kendi  ülkelerine kavuşmak istiyorlar. Ama kendi ülkeleri onlar için yaşanması mümkün  olmayan bir hale gelmiş durumda. Mülteci sorununun çözümü, kapıları bu insanlara  kapatmaktan, sınırlara tel örgüler, duvarlar çekmekten geçmiyor. Asıl çözüm, bu  insanların geldikleri yerlerdeki, kendi ülkelerindeki çatışmaların bir an önce  durmasını, halkın sesine ve taleplerine kulak verecek yönetimlerin iş başına  gelmesini sağlamaktır."

MESCİD-İ AKSA'DA OLANLAR

"İsrail'in askerlerinin, polisinin üç semavi  dinin kutsal kabul ettiği Mescid-i Aksa'daki uygulaması asla kabul edilebilir bir  şey değildir. Kapıları kırmak, içeride mukaddes kitabımızı yerlere atmak, onları  yakmak, bütün camları kırmak suretiyle bu yaptıkları kabul edilebilir bir şey  değildir. Türkiye, burada tam aksine farklı inançların buradaki mabetlerini ihya  ederken hatta inşa ederken bu tür şeylerle karşılaşmak bizleri ciddi manada  rahatsız etmektedir. Bunun, küresel bazı olumsuz gelişmeleri de tetikleyeceğinden  endişe ediyorum."

TERÖR OLAYLARI

"Terörizme, teröristlere bu kadar güçlü  silahları veren mahfiller neresidir? Bu destekleri verenler neresidir? İçeriden,  dışarıdan, bu destekler bir yerden geliyor. Bu destekleri verenler, bilesiniz ki  bu ülkenin içinden değil, dışından. Bunu verirken de sadece bu güzel ülkemizi  parçalamak, milletimizi bölmek için yapıyorlar."

"Türkiye, otokratik bir rejimle idare edilen  bir ülke değildir. Tam aksine, demokrasiyi sindirmiş, demokrasiyi hazmetmiş bir  ülkedir. Ama bu ülkede, silahlarla tehdit edilmek suretiyle oy verme durumunda  kalan vatandaşlarımızın olduğunu özellikle bilmenizi istiyorum. AGİT'in  mensupları geldiği zaman raporlarını da buna göre vermesi, bunu görmeleri lazım.  Bunu görmemezlikten gelmek suretiyle hazırlamış olduğu raporlarla bu ülkedeki  bizim ileri demokrasi hamlemizi hiçbir zaman engelleyemeyeceklerdir, bunu da  bilmelerini istiyorum."

"Terör örgütü ve onunla aynı çizgide olmaktan  hicap duymadığını gördüğümüz güya siyasetçi, güya medya mensubu, güya sivil  toplum kuruluşu temsilcisi bir güruh, milletimizi birbirine düşürmeye çalışıyor.  Yapılan eylemlerin, verilen demeçlerin, atılan manşetlerin, yazılan köşe  yazılarının, sosyal medyada kesintisiz yürütülen manipülasyonların tek hedefi,  Türkiye'de bir toplumsal çatışmanın zeminini oluşturmaktır. Sadece ülkeme,  halkıma değil tüm dünyaya sesleniyorum, Türkiye'yi bölmek, bu milleti parçalamak  size ne kazandıracaktır?"

"HAİNLERİN HEPSİ YOK OLUP GİDECEK"

Herkes bu ihanet sarmalı içinde görevini yapıyor. Bu millet ebede kadar yürüyecektir.
Dün bu ülkeye ihanet edenler yok oldu gitti. bugün de yok olup gidecekler. Bunun da sonu gelecek. Bu sıkıntılar gelip geçecek. Biz yine kardeşçe yaşayacağız.
Yarın Erdoğan'ın görev süresi bitecek, başkası gelecek. Ama bu devlet ebed müddet yaşayacaktır.
Türkiye 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine ulaşacaktır.