22 Kasım 2024
  • Kocaeli17°C
  • İstanbul18°C
  • Ankara15°C
  • Rize15°C

İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA, SINIR GÜVENLİĞİNDE YAŞANACAK DEĞİŞİMİN DETAYLARINI ANLATTI

İçişleri Bakanı Efkan Ala, sınır güvenliğinde yaşanacak değişimin detaylarını anlattı.

İçişleri Bakanı Efkan Ala, sınır güvenliğinde yaşanacak değişimin detaylarını anlattı

19 Aralık 2015 Cumartesi 23:30

İçişleri Bakanı Efkan Ala, profesyonel silahlı sınır güvenliği teşkilatı kurulmasına ilişkin, "Bizim üç tarafımız denizlerle çevrili, Sahil Güvenlik Komutanlığı var şimdi. Bu taraftan Kara Kuvvetleri var, diğer taraftan başka birimlerimiz, Gümrük... Bütün bunları koordine eden, bunları içine alan ciddi, büyük bir teşkilat" dedi.

Bakan Ala, AA'ya gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Profesyonel silahlı sınır güvenliği teşkilatı kurulmasına ilişkin çalışmalar hakkında bilgi veren Ala, bu teşkilatın, AB fasıllarının açılması ve vize muafiyeti sağlanmasına ilişkin pakette yer aldığını ve sınır güvenliğinin sivil otorite tarafından sağlanması amacına yönelik olduğunu söyledi.

Bakanlık olarak hazırlayacakları kanun tasarısını Meclis'e göndereceklerini ifade eden Bakan Ala, şöyle devam etti:

"Burada iki şey söz konusu. Kısa dönemde bir kere bizim güçlü bir sivil koordinasyon mekanizması kurmamız gerekiyor. Onu kuracağız. İkincisi de sivil teşkilatlanma. Tabii o biraz zaman alıyor. Bizim sınırlarımızı askeri birliklerimiz, Kara Kuvvetlerimiz koruyor. Bazı yerlerde jandarma vardı, sonra tek elden yürüsün diye şimdi Kara Kuvvetleri koruyor. Ama peyderpey, tabii maliyetli bir konu. Önümüzdeki dönemde bunun, Avrupa Birliği prosesi ile de uyumlu reform paketlerinin içerisinde çıkartılarak artık sivil bir alana, sivil bir müesseseye kavuşturulması için çalışmaları yürütüyoruz. Teşkilat olarak, aslında altında başka genel müdürlüklerin olduğu bir teşkilat olarak tasarlandı. İçinde birkaç genel müdürlük var. Çünkü bu çok kapsamlı bir olay. Denizlerde de sınırı sağlıyorsunuz, karada da sağlıyorsunuz. Bizim üç tarafımız denizlerle çevrili, Sahil Güvenlik Komutanlığı var şimdi. Bu taraftan Kara Kuvvetleri var, diğer taraftan başka birimlerimiz, Gümrük... Bütün bunları koordine eden, bunları içine alan ciddi, büyük bir teşkilat.

Pasaportların yenilenmesi, ehliyet ve kimlik kartlarının basılması

AB'ye uyum çerçevesinde pasaportların yenilenmesi, yeni ehliyetler ve elektronik T.C. kimlik kartlarının dağıtımı konusunda da bilgi veren Ala, gelecek yıl içerisinde bunların gerçekleştirileceğini söyledi.

Nüfus Hizmetleri Kanunu taslağında vatandaşların günlük hayatını kolaylaştıracak düzenlemelerin olduğunu vurgulayan Ala, tasarının yasalaşmasıyla elektronik çipli pasaport ve kimlik kartlarının kısa sürede dağıtılacağını bildirdi. Ala, artık bu konularla nüfus müdürlüklerinin ilgileneceğini, dolayısıyla bu alandan ayrılacak 5-6 bin polisin güvenlik hizmetlerinde değerlendirileceğini kaydetti.

Yeni düzenleme kapsamında, nüfustaki yanlış kayıtların bir dilekçeyle düzeltilmesinin mümkün olacağını vurgulayan Ala, bürokratik işlemlerin azalacağını ifade etti.

Siber güvenlik

Ala, Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı kapsamında, siber güvenliğe ilişkin yapılması planlanan yasal düzenlemeler hakkında da bilgi verdi.

Bu durumun dünyanın da gündeminde olduğunu, siber güvenlikle siber saldırıların bir arada anıldığını vurgulayan Ala, birçok bilginin elektronik ortamda toplanırken siber saldırılara da açık hale geldiğini söyledi.

Meclis'e ilk gönderecekleri yasa tasarılarından birinin "kişisel bilgilerin korunmasına" ilişkin olacağını dile getiren Ala, siber güvenliğin yüksek seviyede sağlanabilmesi için birçok alanda hem teknik hem de hukuki çalışma yürüteceklerini bildirdi.

Geçici köy korucusu alınması

Ala geçici ve gönüllü köy korucularının terörle mücadeleye ciddi katkıları olduğunu belirterek, ihtiyaç doğrultusunda valiliklere 5 bin kişilik kadro gönderildiğini ifade etti.

Müracaatların alındığını ve değerlendirmelerin yapıldığını ifade eden Ala, en kısa sürede korucuların görevlerine başlayacaklarını kaydetti.

Göç sorunu

Göç sorununun, Suriye ve Irak'taki istikrarsızlığın Türkiye'ye yansıması olduğunu ifade eden Bakan Ala, bütün uluslararası görüşmelerde bu soruna dikkat çektiklerini anlattı.

Göçten daha çok etkilenen yerlerde, birtakım düzenlemeler yaptıklarını, bundan sonra da uluslararası gelişmeler ile Suriye'deki ve Türkiye'deki durumu dikkate alacaklarını söyledi.

Ala, "Türkiye'ye gelen misafirlerin lehine olan düzenlemeleri bir bütün olarak ele alacağız. Sanayicimiz, esnafımız ve işçimiz, işsizimiz, misafirimiz. Bunları hep birlikte ele alıp, düşünmemiz gerekiyor. Her attığımız adım, bir diğer kesimi ilgilendiriyor. O bakımdan konsept olarak ele alıyoruz. Çalışıyoruz, atmamız gereken adımı da günü geldiğinde atıyoruz" diye konuştu.

Kararnameler

Ala, valiler ve il emniyet müdürleri atanmalarına ilişkin kararname üzerinde çalıştıklarını belirterek, ihtiyaç duyulan ve hızlı hizmeti sağlayacak düzenlemelerin yapılacağını ifade etti.

Geleneksel irfan merkezleri ile cemevlerine hukuki statü tanıyacak ve bu mekanların ihtiyaçlarını karşılayacak mevzuat düzenlemesine ilişkin bilgi veren Bakan Ala, hükümet olarak bu konudaki samimiyetlerini vurguladı.

Kurumsallaşmış tam demokrasinin, her kesime yarar sağlayacağına işaret eden Ala, "Bu ülkeyi beraberce ileriye taşıyacağız. Bu ülke hepimizin, 78 milyonun. 78 milyonun bütün renklerinin kendisini rahat hissetmesi bizim temel hedeflerimizdendir. Bunu gerçekleştirmek için de reformlarımıza devam edeceğiz. Bu konuda atacağımız adımlar demokrasi hedefimize hizmet edecek adımlardır" diye konuştu.

Bakan Ala, hem belediyeler hem de sivil toplum kuruluşlarının İçişleri Bakanlığı ile ilgili olduğunu belirterek, bu konuda üzerilerine düşen görevi Türkiye'nin hedefleri doğrultusunda yerine getireceklerini kaydetti.

STK'lara yönelik çalışmalar

"Eylem planında Sivil Toplum Kanunu çıkarılacağı, STK'ların hukuki statülerinin, kurumsal yapılanının, faaliyetlerinin, kamu kurumlarıyla ilişkilerinin ve mali kaynaklarının düzenlenmesinin sağlanacağı belirtiliyor. STK'lara ilişkin ne gibi çalışmalarınız var" sorusu üzerine Ala, daha önce yaptıkları çalışmalarla derneklerin korunmasını kolaylaştırdıklarını hatırlattı.

Gelişmiş bir demokrasinin inşası, yaşaması ve kurumsallaşması için sivil toplumun da güçlü olması gerektiğini söyleyen Ala, bunun, sivil toplum örgütlerinin yaygın ve etkili olmasıyla mümkün olacağını ifade etti.

Öte yandan sivil toplum örgütlerini şeffaf, hesap verebilir ve demokratik bir yapıya kavuşturmak için birtakım düzenlemeler yaptıklarını ve yapmaya da devam edeceklerini söyleyen Ala, "Türkiye'de sivil toplum örgütlerine üye sayısı da azdır. Onun da çok artması lazım. Bazı ülkelerde bu yüzde 100'leri aşkındır. Danimarka'da yüzde 120'lere varır. Yani herkes bir sivil toplum örgütüne üye ama bazıları birden fazla sivil toplum örgütüne üye"

Ala, Türkiye'de bu oranın, yüzde 12 olduğuna işaret ederek, sivil toplum örgütlerine üye sayısının artması, bu kuruluşların örgütlerin daha çok alanda faaliyet göstermesi ve hesap vermeleri gerektiğini bildirdi.

Başkanlık tartışması

Ala, anayasa değişikliği ve başkanlık sistemine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

"Türkiye'nin demokrasisinin, ekonomisinin daha da gelişmesi, sosyal refahın artması için bu anayasanın değişmesi lazım. Başkanlık sisteminde koalisyon ihtimali var mı, yok. Yani bir turda başkan seçilemezse, eğer böyle bir şeye Türkiye karar verirse, ikinci turda mutlaka bir başkan seçiliyor. Başkan hükümetini kurup yoluna devam ediyor. Bizim geçtiğimiz döneme bakın. En büyük korkumuz neydi? 90'lı yıllardaki gibi 'acaba koalisyonlar dönemi olacak mı'? Yani bir sıkıntı olacak mı? Koalisyonlar döneminin ihtimali bile çok büyük bir sorun oldu.


Başkanlık sistemi, 'böyle şeylerle karşılaşmayalım' önerisidir. Yani adı sanı belli olsun. Parlamentoda her renk olur, her türlü düşünce temsil edilir. Orada tartışmalar, görüşmeler olur, kanunlar çıkar, uygulama da artık çok net bir biçimde yapılır, geçer. Çok hızlı gelişme imkanı verir Türkiye'ye diye bir öneri bu. Tabii Cumhurbaşkanımız da bizler de Başbakanımız da hep birlikte biz 'Türkiye bu konuyu tartışsın, konuşsun ve millet de kararını versin' diyoruz. Bundan daha güzel ne olabilir? Yani millet kabul etmek zorunda değil, reddetmek zorunda değil. Nasıl istiyorsa öyle karar verecek. Ama bunun tartışılması, anlatılması, sorgulanması, irdelenmesi gerekir."