22 Kasım 2024
  • Kocaeli15°C
  • İstanbul13°C
  • Ankara13°C
  • Rize17°C

BAŞBAKAN'DAN ABD'YE ÇOK SERT TEPKİ: DERHAL SON VERİN!

Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti grup toplantısında YPG ve PYD'ye silah yardımında bulunan ABD'yi eleştirerek "Bu kepazeliğe artık bir son verilmeli" dedi.

Başbakan'dan ABD'ye çok sert tepki: Derhal son verin!

03 Ocak 2017 Salı 14:21

Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Binali Yıldırım, ABD'nin YPG'ye yaptığı silah yardımını sert bir dille eleştirdi. ABD'nin yeni yönetimini ayrı tutan Başbakan Obama'yı işaret ederek,  "Dünya DAEŞ diyor, yaptıkları bir şey yok.  Bu konuda Amerika'nın da bir halt ettiği yok. Laftan başka bir iş yapmıyorlar. Yaptıkları var; YPG ve PYD'ye silah veriyorlar. Biz burada yeni yönetimi sorumlu tutmuyoruz. Bu Obama yönetiminin marifeti. Mafyayı kullanarak mafyayı alt etmek gibi bir şey. Böyle bir devlet anlayışı olabilir mi?" ifadelerini kullandı.

İşte o konuşmadan satır başları:

Karanlıktan beslenen terör örgütleri, Türkiye'nin gün ışığına kavuşmasından rahatsız oluyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, yok olmaya mahkumlar. 2017 Türkiye'nin terörle mücadelede mutlak bir hakimiyet sağlayacak yıl olacaktır. Millet olma vasfımızı kimse zedeleyemez. 1000 yıllık kardeşlik, dayanışma ruhumuzu hiçbir alçak girişim bozamaz. Bu aziz milleti hiçbir güç ayrıştıramadı, bundan sonra da ayrıştıramayacak. 

BÜTÜN YAŞAM TARZLARI DEVLET GÜVENCESİ ALTINDA

Masum ve savunmasız insanları mutlu ve güzel anlarında katleden alçakların amacı insanlığa korku salmak ve ülkemize zarar vermek. Bu katilleri aramıza sokanlar ayrışacağımızı bekliyorlarsa yanılıyorlar. Türkiye bir hukuk devletidir, bütün yaşam şekilleri ve inançlar devlet güvencesindedir..Her türlü ayrımcılığı, kin ve nefret söylemini reddediyoruz. Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir. Bizler çoğulcu, demokratik hukuk düzenimizi özenle muhafaza edeceğiz. Bilinmelidir ki bu alçak saldırılar karşısında birbirimize daha fazla kenetleneceğiz. 

EN BÜYÜK ZARARI TÜRKİYE GÖRDÜ

Uluslararası toplumdan tek bir beklentimiz var, terör işinde ikircikli davranışları bir tarafa bırakalım, hakkaniyetli olalım. Türkiye bugün PKK'nın yanı sıra DAEŞ, FETÖ, DHKP-C gibi örgütle mücadele ediyor. Bunun sebebi emperyal hayallerin ülkemizin civarındaki komşularımızı üzerindeki hesaplarıdır.Suriye'de, Irak'ta son 5-6 yıl içerisinde yaşanan istikararsızlık, otorite boşluğu, terör örgütleri için mükemmel ortam oluşturmuştur. En büyük zararı gören Türkiye olmuştur. Terörle mücadeleyi yaparken sadece yurtiçinde bu mücadeleyi yapmamız mümkün değil. Hatay'da, Kilis'te masum insanlar ölürken 'Niye mücadele etmiyorsunuz' diyenler, terör örgütlerini inlerinde yok ederken 'Orada ne işiniz var' diyorlar. Türkiye terörü kendi topraklarında değil, nerede insanlarımıza zarar veriyorsa orada yok etme kudretine sahiptir, Fırat Kalkanı ile de bunu gerçekleştirmektedir. 

7'DEN 70'E UYANIK OLMAK ZORUNDAYIZ

İstanbul'da gerçekleştirilen terör saldırısı, seçilen mekan ve zaman dikkate alındığında ne amaçlandığı açıktır. Kışkırtmaya yönelik bir süreç başlatılmaya çalışılıyor. Biliyoruz ki bu kirli tuzaklar toplumun sağduyusunu hedef alıyor. Caniler ve onları azmettirenler toplumsal barışımızı bozmaya çalışıyor. Onlar biliyor ki Ortaköy'de cami, kilise, havra hep yan yanaydı. Biz birarada yaşamayı bin yıllardır tecrübe ediyoruz. 7'den 70'e uyanık olma mecburiyetindeyiz.

SOSYAL MEDYA UYARISI:CEZAİ KARŞILIĞI VAR

Sosyal medya üzerinden yapılan kışkırtıcı paylaşımlar kardeşliğimize zarar veriyor. Sosyal medya kullanan kardeşlerimize uyarım var. Sosyal medya, sorumsuz medya değildir. Burada yapacağınız suç nitelikli paylaşımlar başınıza bela olabilir, ki olmaya başlamıştır. Kin ve nefret söylemi, teröre övgü gibi faaliyetler hukuk devletinde suçtur, cezai karşılığı vardır. Bu paylaşımları yapanlar için hukuki işlemler başlatılmıştır. Vatandaşlarımızın suç niteliğinde paylaşımlar yapmamasını özellikle rica ediyorum.Milletimizin sağduyusuna ve bin yıllık müktesabatı bizim en büyük hazinemizdir. Teröre karşı dimdik birlikte karşı çıkacağız. Bu alçakların hedefine ulaşmasına katiyen müsaade etmeyeceğiz.

BAŞIMIZA GELEN, PİŞMİŞ TAVUĞUN BAŞINA GELMEDİ

2016 yılında zor günler yaşandı. Başımıza gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi.Dünya genelinde yaşanan terör olayları ve ekonomik kriz yanı sıra, ülkemizde yılın ikinci yarısından başlayan birçok olayı kısa sürede yaşadık. Bunlardan en önemlisi 15 Temmuz darbe girişimidir. Alçak, sinsi terör örgütü 17-25 Aralık'ta emeline ulaşamayınca son çareyi hainlik yapmakta gördü. AK Parti iktidarı ilk günden bugüne kadar bir yandan millete hizmet ederken, diğer yandan vesayet odaklarına karşı amansız mücadelesini vererek bugüne geldi. Biz 3 sefer açık darbe girişimine maruz kaldık. Her seferinde de millete güvendik, demokrasiye ve hukuk devletine güvendik, bütün darbecileri hayal kırıklığına uğrattık. 

VERDİĞİMİZ SÖZLERİ YERİNE GETİRDİK

Türkiye'nin özlem duyduğu her alanda insanlarımızın yüzünü güldürecek hizmetleri de yaptık. Hem vesayetle mücadele ettik, hem milletimize verdiğimiz sözleri yerine getirdik. 2016'da dünya ekonomik krizle boğuştuğu halde, Türkiye en büyük projeleri hayata geçirdi. Ne yaparlarsa yapsınlar hizmet kervanı yürümeye devam edecek, terörle mücadelemiz sürecek. Bu terörün tırmandırılmasının arkasındaki sebep, Türkiye'nin teröre karşı gösterdiği mücadeleye karşı, terör örgütlerinin arkasındaki güçlerin rahatsızlığı. 

IRAK'LA İLİŞKİLERİMİZİ DÜZELTMEK İÇİN SÜREÇ BAŞLADI

Dostlukları artıracağız, düşmanlıkları azaltacağız. Irak'ta, otorite olmazsa, Suriye'de otorite olmazsa biz güvende olamayız. O yüzden işe ilişkilerimizi düzeltmekle başladık. Rusya ile ilişkilerimizi normalleştirdik, İsrail ile ilişkilerimizi bir noktaya getirdik. Rusya ile birlikte Suriye'de ateşkesin sağlanmasını başardık. Bununla da kalmadık BM tarafından kabulünü de sağladık. Bütün ülkelerin Suriye'de kalıcı barışa adım atmaları için önemli bir zemin oluşturduk. Halep'teki katliama müdahale eden ülke de Türkiye oldu. Türkiye kendine yakışanı yaptı, bu millet kendine yakışanı yaptı. Bunlar az şeyler değil, ama bu yöndeki çalışmalarımız devam ediyor. Irak'la ilişkilerimizi düzeltmek için bir süreç başladı. Komşu ülkelerle barış içinde, kardeşlik içinde yaşamak önemlidir, olmazsa olmazdır. Her türlü gayreti göstermeye devam edeceğiz. 

ABD'YE SERT TEPKİ: OBAMA'NIN MARİFETİ

Suriye ile 211 KM'lik sınırımız var. Yaşanan iç savaş nedeniyle ülkemizi çok rahatsız eden bir durumla karşı karşıyayız. 3 milyon mülteci kardeşimiz var. Bugün Fırat Kalkanıı'nın 133. günündeyiz. Bugüne kadar 1270 DAEŞ mensubu etkisiz hale getirildi. Yakalananlarla sayı 1561 kişi oldu. Dünya DAEŞ diyor, yaptıkları bir şey yok.  Bu konuda Amerika'nın da bir halt ettiği yok. Laftan başka bir iş yapmıyorlar. Yaptıkları var; YPG ve PYD'ye silah veriyorlar. Biz burada yeni yönetimi sorumlu tutmuyoruz. Bu Obama yönetiminin marifeti. Mafyayı kullanarak mafyayı alt etmek gibi bir şey. Böyle bir devlet anlayışı olabilir mi?

PKK EŞİTTİR PYD

Biz yıllardır NATO'da ABD ile beraberiz. Birçok alanda stratejik ortaklığımız var. Bütün bu ortaklığın bir terör örgütü tarafından gölgelenmesine ABD izin vermemelidir. FETÖ orada, PKK'nın uzantıları gelmiş yanınıza yanaşmış. Ne yapıyorsunuz kardeşim? Karar verin. Türkiye ile mi bir olacaksınız, o alçak terör örgütlerine kucak mı açacaksınız karar verin. PYD eşittir PKK bunların artık görülmesini istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti bunu yeni Amerikan yönetiminden bekleniyor. Halep'te 46 bin insanı ölümden kurtardık. Onların ihtiyaçlarını çok kısa sürede temin ettik. Masumların, mazlumların yaralarını sarmak için elimizden geleni yapıyoruz. Ateşkes başladı, inşallah kalıcı hale gelecek ve önümüzdeki ay siyasi müzakereler başlayacak. Bizim hassasiyetimiz şudur. Bu barış müzakerelerine terör örgütleri asla ve asla dahil olamaz. Türkiye, Rusya, İran ve BM kararından sonra bütün dünyanın onayladığı kalıcı barışı tesis edeceğiz.

ANLATA ANLATA DİLİMDE TÜY BİTTİ

10 Aralık'ta MHP ile başlattığımız süreçten sonra uzlaştığımız metni Meclis'e sunduk. 600'ün üzerinde milletvekili 100 saat, 18 maddelik değişiklik teklifi üzerine söz aldı. Şimdi acele edildi deniyor. İnsaf edin 3 saat konuşan milletvekili var. Ne konuşuyorsun? Zaten 50 senedir konuşuyorsun! Konuşmakla olmuyor ki, az konuşacaksın, çok iş yapacaksın. Devir laf üstüne laf değil taş üstüne taş koymaktır. Anayasa görüşmelerinde AK Parti grubumuz ve MHP grubu hakikaten çok demokratik bir duruş sergiledi. Büyük bir gayretle yapıcı çalışmalarla teklifin olgunlaşmasına katkı sağladı. Peki CHP ne yaptı? Her zamanki yaptığını yaptı. HDP'yle beraber yapılan değişikliğin bir rejim değişikliği olduğunda ısrar edip durdu. Ben sayın Kılıçdaroğlu'na "Bu bir rejim değişikliği değil; yönetim sistem değişikliği" dedim, dilimde tüy bitti anlatamadı. Ama artık demiyorum.

KILIÇDAROĞLU HAKLI BU BİR REJİM DEĞİŞİKLİĞİDİR

Bir ölçüde Kemal Kılıçdaroğlu'na hak verdim. Evet bu bir rejim değişikliği. Vesayet rejimini değiştiriyoruz. Artık vesayet rejimi yok. Bu yapılan değişiklik artık vesayetin kalıcı olarak, daha doğrusu vesayetin bundan sonra hiçbir şekilde yüce Meclis'te adı esamesi okunmayacak. Bu anayasa değişikliği ile son vesayet kalıntılarını da temizliyoruz. O anlamda doğru, bir rejim değişikliği var onun adı da vesayetin değiştirilmesi, ortadan kaldırılmasıdır.

GENEL KURULDA KAPSAMLI BİR DEĞİŞİKLİK ÖNGÖRMÜYORUZ

Anayasa değişikliği genel kurula gelmeden önce biz de kendi aramızda değerlendirme yaptık. Arkadaşlarımızın önerilerini komisyonda ele alacağımızı beyan ettik. Bunu da yaptık. Bazı konularda endişeler ifade edildi. Gayet tabii komisyon her türlü çalışmanın olgunlaştığı yerdir. Nitekim 21 maddelik değişiklik 18 maddeye düştü. 2 madde beklentiler doğrultusunda değiştirildi. Genel kurulda kapsamlı bir değişiklik öngörmüyoruz. İnşallah gelen bu metin milletvekilleri tarafından vatandaşa anlatılacak.