22 Kasım 2024
  • Kocaeli6°C
  • İstanbul8°C
  • Ankara12°C
  • Rize14°C

ERDOĞAN'DAN REİNA SALDIRISIYLA İLGİLİ FLAŞ AÇIKLAMALAR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2017'nin ilk muhtarlar buluşmasında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde konuştu.

Erdoğan'dan Reina saldırısıyla ilgili flaş açıklamalar

04 Ocak 2017 Çarşamba 13:40

Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan  başlıklar

Muhtarlar toplantımızın 33'üncüsünde, 2017 toplantısının ilkinde sizlerle birlikteyiz. Yeni yıla yeni umutlarla girmenin heyecanı içindeyken maalesef terör bir kez daha en kalleş, en alçak, en sinsi yöntemleriyle ülkemizi hedef aldı.

2017'nin ilk saatlerinde İstanbul Ortaköy'deki eğlence mekanını basan terörist 39 kişiyi katletti, 71 kişiyi yaraladı. Bu vesile ile bir kez daha saldırıda hayatını kaybedenleri teessür ve saygıyla yadediyor, yaralılara Allah'tan acil şifa diliyorum.

Amaçları bizi birbirimize düşürmektir

Saldırıların amacı bizi birbirimize düşürmektir. Toplum içindeki fay hatlarını derinleştirmek isteyenler her fırsatı değerlendirmekten geri durmuyor.

Türkiye terör örgütleri üzerinden ateşle imtihan ediliyor. Her mücadele gibi bu asimetrik saldırılarda malesef kayıplarımız oluyor. Toprağa düşen her can kor bir ateş gibi yüreğimizi yakıyor. Bu saldırıların asıl amacı bizim muvazenemizi bozmadır. Duygularımızın aklımızın önüne geçirmektir. Bizi birbirimize düşürmektir. Bu oyuna gelmeyeceğiz, gerekirse kan kusup, kızılcık şerbeti içtik deme pahasına dik duracağız, soğukkanlılığımızı her daim muhafaza edeceğiz.

Esasen Türkiye'nin büyüklüğü, Türk milletinin gücü karşısında maruz kaldığımız terör saldırıları, yüreğimize düşürdükleri acı bir yana yel kayadan ne götürür mesabesinde hadiselerdir. 1800'lerin başında Osmanlı'nın nüfusu yaklaşık 20 milyondu. Biz sadece Balkanlar'dan çekelirken en az 2 milyon kayıp vermiş milletiz. 1. Dünya Savaşı'ndaki kayıplarımız yine milyonlarla ölçülüyor. Cumhuriyeti kurduktan sonra ilk nüfus sayımını yaptığımız 1920'de yaklaşık 13 milyon nüfusumuzun bulunduğunu görüyoruz. Bu millet için üç beş terör örgütünün saldırıları can yakıcı olsa da teslimiyet gerekçesi olamaz.

Kaçmak namertlerin işidir

Kaçmak namertlerin işidir, bizim milletimiz her zaman mert olmuştur, meydanları gümbür gümbür inletmiştir. Zaman zaman ifade ettiğim gibi bugün Türkiye yeni bir İstiklal mücadelesi içindedir. Bu mücadeleyi kazanırsak 2023 hedeflerimize ulaşacağız. Kaybedersek 100 yıl önce başarılamayan bir Sevr tezgâhı yeniden önümüze getirilir. Tüm vatandaşlarımızın, sorumluluk sahibi herkesin bu bilinçle meseleye yaklaşması, üslubunu, tavrını ona göre belirlemesi gerekiyor. Türkiye teröre teslim oldu demek, teröristle, terör örgütleriyle aynı safta yer almaktır. Terör örgütünün tüm amacı birilerine işte bu sözü söyletmektir. Bu sözü ifade eden kişi siyaset yapmıyor, sadece şer ittifakının değirmenine su taşımış oluyor.

Yanlış yapan varsa adalete hesap verir

DEAŞ'a karşı en etkili mücadeleyi veren bir ülkeyi hala o alçak örgüte destek sağlıyor iması tam da Türkiye'ye saldıranların istedikleri türden bir söylemdir. Türkiye'de etnik kimlik ve inanç üzerinden siyaset yapılmasına benim kadar karşı çıkan başka birisi daha var mıdır bilemiyorum. Tüm siyasi hayatım bu mücadele ile geçmiştir. Yıllarca Kürt sorunu kavramını istismar edenlerinin dertlerinin Kürt kardeşlerim olmadığı çukur eylemleriyle ortaya çıkmıştır. Bunlar dürüst davranmadı, hep yalan söyledi. Şimdi gerçekler ortaya çıkıyor. Mezhepçilik üzerinden kendilerine alan açanların dertleri de aslında bu vatandaşlarımızın olmadığı her cinayette, ittifakta ortaya çıkıyor. Bu meselede yanlış yapan varsa hesabını güvenlik ve adalet kurumlarına verir, zaten veriyor.

Gaziantep'e Ortaköy saldırısı arasıda ne fark vardır?

Ortaköy'le ilgili feveran edenler, yazanlar, acaba Gaziantep'teki o 56 kişiyle ilgili ne yazdılar, ne söylediler, ne konuştular, soruyorum. Orada niye sustunuz. Orada niye konuşmadınız? Gaziantep'le Ortaköy saldırısı arasında ne fark var? Bizi Gaziantep'teki olay da  Beşiktaş'taki olay da Ortaköy'de ki olay da canımızı yakar. Bunların hepsi terör eylemidir. Gaziantep'teki saldırıya gösterilmeyen tepkiler Ortaköy saldırısına yapılınca oraya soru işaretini koymamız gerekiyor. Hemen bunu yaşam biçimleri vesaire buraya kaydırmanın hiçbir anlamı yok. Bunlar tamamen ülkemizdeki siyasi iradeyi bir kenara ötelemek, ülkeyi bölme operasyondan başka bir şey değildir.

O saldırgan pazar yerinde aynı saldırıyı yapsa yine benzer tavırlar sergilenecek miydi acaba? Buradaki amaç orada ölenlerin yasını tutmak değil, bir çatlak oluşturup, toplumu kutuplaştırmak olduğu çok açıktır. Bu gerçeği görmek için aynı çevrelerin her iki olayla ilgili ifadelerini yanyana koyup bakmak kafidir.

"En iğrenç istismar, Ortaköy saldırısında  olduğu gibi, ölü bedenler üzerinden yapılmaya çalışılan istismardır. Bir kez daha  söylüyorum, Türkiye'de kimsenin hayat biçimi, sistematik bir tehdit altında  değildir. Buna asla müsaade etmeyiz. Buna 14 yıllık iktidarımız döneminde fırsat  vermedik. Aksini iddia eden varsa, somut örnekleriyle bunu ortaya koymak  mecburiyetindedir."  

Kimsenin hayat tarzına müdahale edilmemiştir

Yaptığım her işin, attığım her adımın, her sözün kamuoyunun gözü önünde cereyan ettiği bu uzun sorumluluk döneminde hayat tarzı baskısı altında kalan acaba tek bir kişi var mıdır? Kim ben şu şekilde giyinmek istiyorum dedi de giyinemedi. Birileri sosyal medyada, gazetelerde hala utanmadan, sıkılmadan bunları yazabiliyorlar.

Kimin yediğine içtiğine karışılmıştır soruyorum. Ben tasvip etmdiğim şeyleri söylemişimdir. ama asla kimsenin hayat tarzına müdahale edilmemiştir.

"Hayatı, Türkiye'yi bir kesimin diğerleri üzerinde tahakküm kurduğu bir ülke haline getirmek isteyenlere karşı mücadeleyle geçmiş şahsımdan başka, farklı bir davranış bekleyenler daha çok beklerler. Çünkü biliyorum ki dünyadaki ve ülkemizdeki herkesin aynı hayat biçimine sahip olma mecburiyeti yoktur."

"Ezan okunmasına tahammül edemeyenlerin müezzinin üzerine yürümesi ne kadar yanlışsa, namaz kılmayana karşı zor kullanılması da aynı derecede yanlıştır. Geçmişte, örtülü olduğu için okullara alınmayan kız çocuklarımıza yapılanlara nasıl rıza göstermemişsek, bugün aksi yönde bir davranış sergilenmesi halinde aynı tavrı ortaya koyarız. Çoğunluğun azınlığa tahakkümüne karşı olduğumuz gibi azınlığın çoğunluğa tahakküm etmesine de karşı olduğumuzu da açıkça ifade etmek isterim."

"Bölücü örgüte, dinimizi istismar eden FETÖ,  DEAŞ gibi örgütlere fiili, yazılı, sözlü destek verenlere ne yapılıyorsa, mezhep  ayrımcılığı veya hayat tarzı üzerinden milletimizin bir kesimini istiskal etmeye  çalışanlara da aynı muamele yapılacaktır, bu böyle bilinmeli."

Bölgedeki terör örgütlerini temizlemekte kararlıyız

"Suriye'de El Bab operasyonunu inşallah kısa  sürede bitirecek şekilde yeni bir tertiplenmeye gidildi. İnşallah bu çok yakın  bir zamanda hallolacak. Ardından Münbiç başta olmak üzere, terör örgütlerinin  yuvalandığı diğer bölgeleri de temizlemekte kararlıyız."

"Rusya ile birlikte yürüttüğümüz Suriye'de  kalıcı bir ateşkesin sağlanması ve ardından anlaşmazlıklara görüşmeler yoluyla  siyasi çözüm aranması çalışmalarında umut verici gelişmeler var. Bu sürecin  başarıyla neticelenip Suriyeli kardeşlerimizin yaşadıkları acıların ve  uğradıkları mağduriyetlerin bir an önce sona ermesi en büyük temennimizdir."

Hiçbir kriz sürdürülebilir değil

"İçinden geçtiğimiz günler, 'döviz alınacak'  değil 'döviz satılacak' günlerdir, bunu özellikle söylemek istiyorum. Hiçbir kriz  sürdürülebilir değildir. Ülkemize yönelik saldırılar da aynı şekilde ilanihaye  devam edecek değildir."

"Tüm yatırımcılarımızdan, iş adamlarımızdan,  esnafımızdan, sanatkarlarımızdan, vatandaşlarımızdan şunu rica ediyorum; Lütfen  elinizdeki tüm imkanları harekete geçirin, üretin, alın, satın, istihdam edin,  yatırım yapın, piyasayı hareketlendirin. Başta kamu bankaları olmak üzere, lütfen  faiz oranlarını düşürün. Faiz oranlarını düşürün ki yatırımcı, girişimci çok daha  rahat bir şekilde yatırımını yapabilsin."

"Hiç kimse 'önümü göremiyorum' deme lüksüne sahip değildir. Herkes, bir arkasındakinin önünü açarak, bu fedakarlığı yaparak, bu riski alarak ilk adımı atmalıdır. Kimse bu ilk adımı atmadığında, herkes yerinde sabit kaldığında, işte şu anda olduğu gibi varlık içinde yokluk çekmeye mahkum oluruz. Bunun için diyorum ki gelin ülkemiz, vatanımız, milletimiz için her birlikte harekete geçelim."