FETÖ'NÜN TÜBİTAK YAPILANMASINI TEK TEK ANLATTI
Örgütün "TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi yapılanması"na yönelik soruşturma kapsamında örgütün yöneticisi veya üyesi oldukları iddiasıyla 17 şüphelinin yargılanmasına başlandı
06 Haziran 2017 Salı 14:23
Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) "TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi yapılanması"na yönelik soruşturma kapsamında yargılanan 17 sanık hakim karşısına çıktı.
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonunun yeterli büyüklükte olmaması nedeniyle dava, 1. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonunda görüldü.
Kimlik tespitinin yapılması ve iddianamenin okunmasının ardından savunmasını yapan TÜBİTAK'ta mühendisken görevinden ihraç edilen tutuksuz sanık Y.Ö, 15 Temmuz'dan sonra psikolojik rahatsızlıklar yaşadığını söyledi.
Oluşumun içinde terör örgütü üyeliği kastıyla yer almadığını ifade eden Y.Ö, söz konusu oluşumu o dönemlerde cemaat olarak gördüğünü kaydetti.
ÖRGÜTÜN EVLERİNDE KALDI
Y.Ö, 2007'deki öğrencilik döneminde örgütün evlerinde kaldığını dile getirerek, "Burs parasını da o amaçla verdim. Bu evlerde kalırken kod adım yoktu. Mezuniyete yakın önceden tanımadığım Ertuğrul Murat adında birisi beni aradı, 'Milli projelerde görev almak ister misin? Vatanını seven insanlara ihtiyaç var.' dedi. TÜBİTAK'a girişim, cemaat referansıyla oldu. Özgeçmişimi Ertuğrul Murat'a ilettim. O da kendi çalıştığı birime iletmiş. Önceden tanımadığım A.D. beni kuruma çağırdı. Mülakatımı tutuksuz sanıklardan A.Z. yaptı." şeklinde konuştu.
DİNDAR GÖZÜKMEMEM GEREKTİĞİ ANLATILDI
Mülakattan yaklaşık bir hafta geçmesinin ardından kuruma yeniden çağrıldığını ve insan kaynakları birimince kendisiyle mülakat yapıldığını anlatan Y.Ö, sonraki günlerde kendisini Yavuz olarak tanıtan bir kişinin aradığını, TÜBİTAK iş başvurusuyla ilgili görüşmek istediğini bildirdi.
Y.Ö, Yavuz'un yanında Ertuğrul Murat'ın da bulunduğunu aktararak, "Yavuz kod adlı kişinin gerçek adını bilmiyorum. Buluşmada, kurumda farklı görüşlerde insan olduğu, işe başlayınca namazları gerekirse cem, gerekirse ima yoluyla kılmamı ve haftada bir sohbet yapılacağını söyledi. Bunun dışında 'Cuma namazına gitme, haftada bir görüşeceğiz, aylık ve yıllık burs vereceksin.' dendi. Kurumda dindar gözükmemem gerektiği anlatıldı. Kurumda başka isim kullanmam gerektiği bu aşamada söylenmedi. 'Bunları kabul ediyorsan biz sana referans olacağız.' denildi. Yavuz kod adlı kişinin Burhan Güneş olduğunu daha önce söylesem de tam olarak kendisini teşhis edemedim." ifadesini kullandı.
ARANIP BAŞVURU YAPMASI İSTENİYORDU
Kendisinin de işe alındığı dönemde çok sayıda kişinin kuruma alındığını aktaran Y.Ö, "Bana olduğu gibi kendi başvurusu olmadan kişi aranıp başvuru yapması isteniyordu. Kuruma personel alımında cemaatin organize şekilde çalıştığını, cemaat mensuplarının personel alımında aracılık yaptıklarını söyleyebilirim. Ancak her işe giren cemaatçidir diye söylemem ve bunu bilmem mümkün değildir." diye konuştu.
Y.Ö, görev yaptıkları projelerle ilgili önem ve gizlilik içeren bilgilerle ilgili aktarım talimatı kendilerine verilmediğini dile getirerek, sanıklardan Abdullah Usta'nın talimatıyla grup içinde COVER ME isimli mesajlaşma programını yükleyip kullandıklarını bildirdi.
KRİPTO TELEFONLARIN DİNLENMESİ...
Usta'nın 2016 yılında sanıklardan Cafer Gürpınar ile eve geldiğini anlatan Y.Ö, şöyle konuştu:
"Usta, 'Artık Cafer'le görüşeceksiniz.' dedi. Onun talimatıyla telefonlara WİCKR ME programını haberleşme için yükledik. Ahmet Özkul, bu devirden sonra TÜBİTAK'tan ayrıldı. Daha sonra da toplantılara gelmedi. 15 Temmuz'dan sonra kuruma geldiğimde iş yerinden bir arkadaş, 'Eskiden çalıştığınız projelerle ilgili bilgiler varsa silin.' dedi. Ben de bazılarını önceden silmiştim. Yedekleri ve kişisel dökümanlar kalmıştı onları da sildim. Sonra dolabımı temizledim. Kağıtları kırptım. Bunu çalışanların çoğunun yaptığını gördüm. Açığa alınınca psikolojim bozuldu. Yavuz kod adlı kişinin Burhan Günel olabileceğini düşünerek emniyete açıklama yapma ihtiyacı duydum. Kripto telefonların dinlenmesi ve bunların başkalarına verilmesi gibi olaylardan da kuşku duydum."
Y.Ö, tutuksuz sanıklardan A.Z'nin biriminde çalışanların büyük kısmının bilgisayarına klavye dinleme yazılımı kurduğunu ifade ederek, sorduklarında bunu personelin çalışıp çalışmadığını test etmek için yaptığını söylediğini aktardı.
SUÇLAMALARI REDDETTİ
Tutuklu sanıklardan öğretmenken meslekten ihraç edilen Mehmet Öğüdücü de üzerine atılı suçlamaları reddetti, hiçbir dönem FETÖ ile irtibatının olmadığını savundu.
Sanıklardan Özcan Okçuoğlu ile tesadüfen tanıştığını ve hemşehrisi olması nedeniyle aralarında dostluk geliştiğini ifade eden Öğüdücü, "Ertuğrul diye birini tanımam. Kod isim hiç kullanmadım. TÜBİTAK'taki mühendislerin sorumluluğunun Ertuğrul'dan bana devredilmesi öz konusu değildir. Özcan dışındaki sanıkları tanımıyorum. Kimseye sohbet vermedim." dedi.
Tutuklu sanıklardan emekli öğretmen Özcan Okçuoğlu ise hakkındaki iddiaları reddederek, ByLock kullanmadığını ileri sürdü.
TÜBİTAK BİLGEM'de bir süre idari işler birim sorumlusu olarak çalıştığını ancak burada işe giriş sırasında kimseyle irtibatının olmadığını ifade eden Okçuoğlu, önceden örgütle irtibatı olan kurumlarda çalıştığı için 2015'te işten çıkarıldığını savundu.
İFTİRA ATTIĞINI İLERİ SÜRDÜ
Sanıklardan TÜBİTAK'ta mühendisken ihraç edilen Abdullah Usta, Y.Ö'nün hakkındaki iddialarını kabul etmediğini aktararak, kendisiyle ilgili kimseden sorumluluk almadığını söyledi.
Y.Ö'nün kendisine iftira attığını ileri süren Usta, ByLock kullanmadığını, örgüt üyesi ve yöneticisi de olmadığını dile getirdi.
Diğer tutuklu sanıklar öğretmenken ihraç edilen Cafer Gürpınar, TÜBİTAK'ta mühendisken ihraç edilen Şenol Şenyurt ve öğretmenlikten çıkarılan Hasan Basri Özüdoğru da üzerilerine atılı suçlamaları reddetti.
Mahkeme heyeti, henüz savunması alınmayan birden fazla sanık olması, mesai saatinin dolması, bu andan itibaren geç saatlere kadar yürütülecek yargılamanın sağlıklı olmayabileceği değerlendirilmekle celseye kaldığı yerden yani savunması tespit edilmeyen sanıkların savunması takip eden eden celse alınmak üzere bu celseye son verilmesine, duruşmanın tahsis edilen duruşma salonunun küçük olması, büyük salonun ise diğer bir ağır ceza mahkemesi ile birlikte kullanılması takip eden günlerin dolu olması sebebiyle duruşmanın ileri tarihe bırakılmasına karar verdi.
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 7'si tutuklu 8 şüphelinin "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçundan 15'er yıldan 22 yıl 6'şar aya, 6'sı tutuklu 9 şüphelinin de "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6'şar aydan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 Milli Hakimiyet