22 Kasım 2024
  • Kocaeli6°C
  • İstanbul8°C
  • Ankara12°C
  • Rize14°C

RUHUMUZ BİZE YETİŞEBİLSİN!

Zeynep Birtan Aytaç yazdı...

Ruhumuz bize yetişebilsin!

25 Mayıs 2020 Pazartesi 21:30

Artık yaş gereği bir kaç yıldır ben de böyle söylemeye başladım. Eskiden bayramdı; şimdi ise sadece tatil fırsatı..

Neden böyle bir hisse kapılıyorum bilmiyorum..

Teknolojinin ilerlemesiyle akıllı telefonların hayatımıza girmesi insan ilişkilerini mi zayıflattı? Yoksa insanlık süratle bir egoizme doğru mu yuvarlandı? Ya da bayramlar çocuklar içindi de biz mi büyüdük? 

Kim bilir? Belki de hepsi..

Öyle ya hep bir hasret ve iç çekmelerle anar olduk yaşadığımız o eski günleri..

Şimdi sizlerin de içinizden derin bir ahh çekip, "nerede o eski bayramlar” dediğinizi duyar gibiyim..

Çocukken ufak şeylerle mutlu olmasını bilirdik. Her şeyin, bir çift ayakkabının bile bir kıymeti vardı. Annelerimizin tüm kızmasına rağmen başucumuzda uyurduk yeni papuçlarımız ile.. 

Coşardık bayram sevinciyle. Bayram sabahı erkenden kalkılır, kıyafetler giyinilir, önce ailecek bayramlaşılır, demli bir çay ile keyifli bir kahvaltı yapılırdı hep birlikte..

O rengarenk bayram şekerleri, şeker isteyen çocukların cıvıl cıvıl sesleri, keyifli bir telaş, keyifli bir koşturmaca..

Sonra büyük bir heyecanla hoppadak mahalleye bayramlaşmaya çıkılırdı.

Bir de hatırlayanınız var mı bilmiyorum, bayram harçlıklarına; çatapat, kızkaçıran cephaneleri alırdık. Sokaklarda "fiiçuuuyyyvv" sesleri yankılanırdı..

Arada büyüklerden fena bir fırça yesek, kaçsak da çok büyük zevkti biz çocuklar için..

Gün oldukça kalabalık ve yoğun geçerdi.

Öyle ya bayram kolonya ikramları, bayram harçlıkları, uzun bayram tatilleri, ev gezmeleri, kısa hal hatır sormalar, el öpenlerin çok olsunlar ve daha bir dolu küçük ayrıntı..

Üzerinden yıllar geçti. Hatıralar uzaklaştı, her şey değişti sanki..

İç çekerken özlemle arıyoruz o günleri..

Yaşımız bedenimiz aklımız büyüdükçe dünyamız küçüldü, renkler soldu yerini sevimsiz sayılar doldurdu galiba..

Geriye dönüp baktığımızda ise o zamandaki insan münasebetlerinin sahici ve insanların daha samimi olduğunu anlıyoruz..

Şimdi ise adına sadece “ilişki' diyoruz..

Oysa ki bayramlar sosyal ilişkilerin aynasıdır..

İnsanlar arası iletişimi ve ilişkileri kendiliğinden yükselten bir sihre sahiptir.  Öyle bir sihirdir ki bu, hiç farkında bile olmadan bayramlaşma, birbirimize hal hatır sorma, iyi dilekler sunma halleri sonrasında bir bakmışsınız ki etrafınız  pozitif enerji ile sarılmış dil yumuşamış, gönüller çözülüvermiş..

Her şeyin havası bir anda değişiverir kendiliğinden, manevi bir huzur gelir. Keyifli bir his verir, olumlu enerji dolar içinize. Bu durumu sağlayan şey ise pozitif iletişim kurma halidir.. 

Nasıl ki; bayramlarda küs kalınmıyor, dargınlıklar bitiyor ve kişiler arası buzlar eriyorsa, bu olumlu ve pozitif olma hali de insanlar arası ilişkileri güçlendiriyor ve ister istemez görünmez bir manevi pozitifliğin ortasına düşüyoruz..

Bayramlar, sosyal ilişkiler bilançomuzu gözden geçirebilmek, kendimizi ve iletişimimizi sınamak ve iletişimimizi güçlendirmek açısından biçilmiş kaftan niteliğinde nadide zamanlardır..

Bugün arife yarın bayram..

Bu değerli günleri daha huzurlu bir iletişimle sevgi dolu yaşamak için hayatın üzerindeki ‘pause’ düğmesine dokunun ve kısa bir süreliğine de olsa durdurun derim. Durdurun ki geride kalan ruhumuz bize yetişebilsin..

Evde kalmaya devam ettiğimiz bu günlerde eski anılarınızı gülümseyerek hatırladığınız; ama en az onlar kadar sevgi dolu, her yeni gün hayata pozitif bakabileceğiniz, olumlu enerjilerle ruhunuzu güçlendireceğiniz ve iyi düşünce gücünün ruhunuzun tek gıdası olduğunu unutmayacağınız bir şekilde bayram sabahına uyanmanız dileğiyle.. 

Duygu kutuplarınızı iyi tanıyacağınız, negatifliğin üzerinize yapışmasına izin vermeyeceğiz mutlu, umutlu, sevgi dolu iyi bayramlar! 

Sağlıkla kalın..

Rastgele İnsanlık..