Türkiye’de 17 Ağustos depremiyle çok büyük sarsıntıya uğramıştı.
Depremden bu yana 20 yıl geçmesine rağmen, insanlarda büyük etkiye sahip…
Deprem, 17.08.1999 yılında saat 03:02’de 7.4 büyüklüğünde 45 saniye yaşandı.
Bu 45 saniyede adeta yer yerinden oynadı.
Binlerce kişi eşini, dostunu, evladını kaybetti.
Bazıları ise bu 45 saniyelik sarsıntıda hayallerini kaybetti.
Bende o depremi yaşayan, hissedendim.
Bende 17 Ağustos çocuğuyum!...
17 Ağustos Depreminde, Ailemle Gölcük’te deniz kenarında bir apartmanda ikamet ediyorduk.
Hatta ağabeyim denizden ateşlerin püskürdüğüne bire bir şahit olmuş anlatırken bile tüylerim diken diken olmuştu…
Ailemin anlattığı şeyler çok ürpertici…
Mesela anlatılanlara göre; “Yıkılan binanın altında kalan ölmüş kadının dışarda olan kolundaki bilezikleri almak için kolu kesilmiş’’…
İnsanlar yaşama derdine düşerken, o cehenneme dönmüş ortamda bile insanlıktan nasibini almamış insanlar yardıma muhtaç olan kişiye yardım etmek yerine, mal kaçırma derdine düşmüş…
O zamanlar küçük olsam da hayal meyal yaşanılan o korkunç anları hatırlıyorum…
Etrafta insan seli, yardım çığlıkları, o korkuyla dışarı kendilerini atanlar, içeride eşi, çocuğu kalan insanları feryatları, enkazlar…
Abimin ve babamın denizde ölen kişileri çıkarıp, arabaya koyarak götürdüklerini, arabanın kan içerisinde kaldığını dün gibi hatırlıyorum…
Depremzedeler kurtulduğu büyük facianın ardında hayatta kalma mücadelesi başladı…
Yiyecek yemek kalacak yer bulma telaşına düşüldü…
Deprem sabahı sokaklar yıkık, felaket, feryat ,yardım çığlıkları artık geride kalmış sessizliğe bürünmüştü…
Hiç unutmam çok acıktığımız için, canım annem yıkılan bakkaldan bisküvi almıştı…
Herkes korkusundan çadırlarda yaşam mücadelesine düşmüştü…
Deprem insanları maddi-manevi çok etkilemişti.
İnsan vahşetinin yaşandığı o günün etkilerini acısını 20 yıl geçse de kimse unutamaz…
Ülkemizde böyle felaketlerin yaşanmaması dileğiyle.
Depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı dilerim.