Sayıları milyonlarla ifade edilen ‘emeklilikte yaşa takılanların (EYT’li)’ sorununu çözmek için süreç hızlandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, çalışmaların aralık ayına kadar sonuçlandırılacağını, ocak ayında da TBMM’ye sunulacağını söyledi. Bilgin, masada sadece bir tane EYT formülü bulunduğunu belirtti. Farklı tahminler olsa da bu formülün detayı henüz ortaya çıkmadı. 8 Eylül 1999’dan önce sigorta girişi olup da emekli olamayanların tamamı çıkacak düzenlemeye odaklanmış durumda.
Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) yıllardır yaşadıkları mağduriyetin sona ermesi için mücadele veriyor. Eski haklarının tekrar iade edilmesi için de gerek sosyal medyada gerekse Türkiye’nin farklı noktalarında etkinliklerle seslerini duyurmaya çalışan EYT’lilerin sorunlarının çözülmesi için düğmeye basıldı ve bu yıl bitmeden düzenleme Meclis gündemine gelecek. Peki bu EYT sorunu nasıl ortaya çıktı?
SOSYAL GÜVENLİK REFORMLARI
Son yıllarda mali yapısı bozulan ve bütçe üzerine ciddi yük oluşturan sosyal güvenlik kurumlarımızın mali yapısını düzeltmek gerekçesiyle, sosyal sigortalar kanunlarında sürekli değişiklikler yapıldı. Bu değişikliklerle, sigortalıların emekli olması zorlaştırılarak adete bu kurumların kötü yönetilmesinin faturası sigortalılara kesildi.
1999 YILI ETKİSİ
Yani EYT’lileri, sosyal güvelik reformu adı altında sosyal güvenlik kanunlarında yapılan değişiklikler doğurdu. Bu nedenle, EYT’lileri ve EYT mağduriyetini giderecek yasal düzenlemenin nasıl olması gerektiğinin iyi anlaşılabilmesi için, öncelikle EYT’lilerin ortaya çıkmasına yol açan sosyal güvenlik yasalarında yapılan değişikliklere göz atmakta yarar var. Reform adı altında yapılan bu düzenlemeler de özellikle 1999 yılından itibaren gündeme geldi.
EMEKLİLİKTE 5 AYRI YASA, 5 FARKLI UYGULAMA
-Hizmet akdiyle çalışanlar (SSK’lılar) ‘506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’na,
-Kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlar (Bağkur’lular) ‘1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’ na,
-Memur olarak çalışanlar ‘5434 sayılı TC. Emekli Sandığı Kanunu’na,
-Tarımda hizmet akdiyle çalışanlar ‘2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu’na,
-Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ‘2926 Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu’na tabi olmak üzere çalışanların sosyal güvenliği 5 ayrı yasa ile sağlanmaktaydı.
Ayrıca, özel banka, sigorta şirketleri, ticaret ve sanayi odaları ve borsalar veya bunların teşkil ettikleri birliklerin özel emekli sandıklarına tabi olanlar da, kendi vakıf senetlerine göre sosyal güvenliklerini sağlamaktaydı.
Sosyal güvenlik reformlarıyla, sosyal güvenlik kurumlarının bozulan mali yapılarının düzeltilmesini yanında, mevzuattaki çok başlılığında giderilmesi amaçlanarak sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında toplanması hedeflendi. Gerçekten de ülkemizde çalışanların sosyal güvelikleri, farklı kanunlarla farklı norm ve standartlar da sağlanmaktaydı.
SÜRDÜRÜLEMEZ OLDUĞU GÖRÜLDÜ
Bu şekilde farklı sosyal güvenlik kanunlarına tabi olarak çalışanların hak ve yükümlülükleri arasında norm ve standart birliği de bulunmuyordu. Tüm bu olumsuzluklar sosyal güvenlik sistemimizi uzun vadede sürdürülebilir olmaktan çıkartacağı endişesi reform ihtiyacı doğurdu ve reform çalışmaları yapıldı.
ADIM ADIM SORUNU DOĞURAN DÜZENLEMELER-İLKİ 8 EYLÜL 1999’DA
Sosyal güvenlik reformu adı altında sosyal güvelik kanunlarımızda değişiklik yapan kanuni düzenlemelerden önemlilerini şu şekilde sıralayabiliriz:
1-Türk sosyal güvenlik sisteminde reform çalışmaları ilk defa 8 Eylül 1999 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konan ‘4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’ ile yapılarak, sosyal sigortalar kanunlarımızda çeşitli değişiklikler yapıldı ve ilk defa ‘İşsizlik Sigortası’ da bu yasa ile sisteme dahil edildi.
2006’DA ‘TEK ÇATI’ GELDİ
2-2006’da ise kapsam genişletilerek ülkemizde sosyal güvenlik kurumlarının birleştirilmesi, genel sağlık sigortasının kurulması ve farklı rejimler halinde uygulanan sosyal sigortalarda norm ve standart birliğinin sağlanması amaçlandı. 20 Mayıs 2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konan ‘5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’ ile Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) ve Bağkur ‘Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) olarak tek çatı altında birleştirildi.
SONUNCUSU 2008’DE ÇIKTI
3-5502 sayılı Kanun’dan sonra 16 Haziran 2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, ancak daha yürürlüğe girmeden bazı maddeleri Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen ve en son 8 Mayıs 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kanunlarla sosyal sigortalar kanunu bir kez daha değiştirildi ve ayrıca sisteme ilk defa ‘Genel Sağlık Sigortası (GSS)’ dahil edilerek sosyal sigorta hak ve yükümlülüklerinde norm ve standart birliği sağlamaya yönelik düzenlemeler yapıldı.
GÜN GEÇTİKÇE ŞARTLAR ZORLAŞTI
Bu değişliklerle sigortalıların emekli olması için aranan şartlar hep ağırlaştırıldı ve emekli olacakları tarih sürekli uzatıldı. Sigortalılar arasında norm ve standart birliği yaratmak amacı ile yapılan sosyal güvenlik reformları, tersine sigortalıların, sigorta başlangıç tarihlerine göre çok farklı emeklilik şartlarına tabi olmaları sonucunu doğurdu ve ortaya EYT’li olarak adlandırılan ve sayıları tam olarak da bilinmeyen milyonlarca mağdur çıkardı.
Türkiye’nin gündeminde daha çok yer alacak EYT konusunun nasıl ortaya çıktığını, kimleri kapsadığını ve yıllar önce ortaya çıkan mağduriyetlerin nasıl giderilebileceğini bugün itibarıyla Posta'da yayınlanacak.