28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan yargılandığı davanın 73. duruşması, 16 Şubat Pazartesi günü yapılacak.
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde saat 09.30'da başlayacak duruşmada, 28 Şubat döneminde İçişleri Bakanı olan Meral Akşener ile Adalet Bakanı olan Şevket Kazan'ın "mağdur" sıfatıyla ifadesi alınacak.
Duruşmanın Salı günkü kısmında eski bakanlardan Hasan Celal Güzel dinlenecek.
Davaya, müdahil olarak katılmak için bin 29 kişi dilekçe verdi, bin 21 müştekinin de sözlü ve yazılı ifadesi alındı.
Sanıklardan Eser Şahan, 11 Şubat 2015'de, Bükreş'te bir parkta ölü bulunduğu, emekli orgeneral Teoman Koman da tedavi gördüğü GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi'nde 14 Aralık 2013'de vefat ettiği için ifadeleri alınamadı.
Yılmaz adres bildirmedi
Mahkeme, ara kararında eski başbakanlardan Mesut Yılmaz'ın "tanık" olarak dinlenmesi için davetiye gönderilmesine karar vermişti. Ancak Yılmaz, mahkemeye adres bildirmediği için davetiye gönderilemedi.
Daha önce de mahkeme, Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e "tanık" olarak bilgisine başvurmak üzere davetiye göndermiş, Demirel, mahkemeye gelmeyeceğini bildirmişti.
"Bir ceza verecekler, vermezlerse ayıp olur"
AA muhabirine 28 Şubat sürecini ve davayı değerlendiren dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan, davanın açılmasını olumlu bulduğunu belirterek, "Bu aşamadan sonra artık Türkiye'de darbe olmaz. Bu kadar darbeler tartışıldıktan sonra" dedi.
Kazan, "Bu davayı kolay kolay neticesiz bırakamazlar. Hepsini toptan beraate götüremezler. İddianameye baktığımızda, iddianame dolu, boş değil. Bir ceza verecekler, bu görülüyor. Sen, bu kadar zamandır bu davalara devam ediyorsun. Bu kadar duruşmadan sonra bunların hepsi suçsuz demek mümkün değil" diye konuştu.
Sanıkların, savunmalarında "darbe" suçlamasını kabul etmediği, hükümetin kendisinin istifa ettiğini savunduğunun hatırlatılması üzerine Kazan, şöyle konuştu:
"Biz, darbenin ne olduğunu biliyoruz. 12 Mart'ları yaşadık. 12 Eylül'leri yaşadık. Darbeydi ama 28 Şubat'ın adına basın tarafından 28 Şubat post modern darbesi adı verildi. Dolayısıyla bu isim benimsendi. Ve o günden bu güne kadar 28 Şubat'tan bahsedilirken, doğrudan doğruya darbe olarak değil, post modern darbe olarak bahsediyorlar."
Darbeyi, askerlerin tek başına yapmadığını, kışkırtıldığını ve teşvik edildiğini belirten Kazan, 28 Şubat'ın sivil ayağına da dava açılması gerektiğini ileri sürdü.
Kazan, "Sivil ayağına dava açılacağını söylemişlerdi. Ama açılmadı. Balyoz davasının neticesi ne oldu? Çok ağır cezalar verildi. Sonra Ergenekon. Sıfıra sıfır, elde var sıfır. Silahlı harekete dayanan bir olay neticesinde bunlar böyle hasır altı ediliyorsa bu davada da nasıl gidecek göreceğiz" diye konuştu.
"Ne yapalım kaderimizde varmış"
28 Şubat döneminde asker ve sivil kesimden mağduriyetler yaşandığını kaydeden Kazan, şunları anlattı:
"Davanın açılışından mağdur olmuş birçok yüzbaşı var, üsteğmen var. Askerin içinden insanlar var. Biz, 5-6 kişiyiz hükümet tarafından. Bunlar terazinin ağırlık tarafı. Kimseye kırgınlığım yok, çünkü hepimiz Allah'a hesap vereceğiz. Çünkü işbaşına gelen hükümet İslam dünyasının öncülüğünü yapmak için işbaşına gelmişti. Türkiye'nin bir huzura ihtiyacı var. Ne yapalım kaderimizde varmış."