Alperen Ocakları Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada, Ankara'daki patlamanın faillerinden biri olarak gündeme gelen Balıkesir Üniversitesi öğrencisi Seher Çağla Demir'le ilgili şöyle denildi:
"Dün akşam ki bombalı saldırının faili de Balıkesir Üniversitesi öğrenicisi PKK üyesi olmak ve propagandası yapmaktan ‘tutuksuz’ yargılanan Seher Çağla Demir, ülkücü gençlere üniversiteleri dar eden, basında ‘Karşıt görüşlü öğrenciler’ diye lanse edilen militanlardan."
Alperen Ocakları Genel Merkezi'nden yapılan açıklama şöyle:
"Bir önceki bombalı terör saldırısının üzerinden henüz bir ay geçmemişken yine aynı bölgede daha organize bombalı bir terör saldırısında hayatını kaybeden insanlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılarımıza da acil şifalar dileriz.
‘’Halkların kardeşliği’’, ‘’Barış’’ sloganları ve propagandalarıyla kendileri dışında herkesi cani birer mahluk gibi gösteren bu vicdansız örgüt canilikte sınır tanımıyor. Dün akşam ki bombalı saldırının faili de Balıkesir Üniversitesi öğrenicisi PKK üyesi olmak ve propagandası yapmaktan ‘’tutuksuz’’ yargılanan Seher Çağla Demir, ülkücü gençlere üniversiteleri dar eden, basında ‘’Karşıt görüşlü öğrenciler’’ diye lanse edilen militanlardan.
Bu kaos ortamında milletimiz radikal bloklara dönüşüyor. Bir tarafta yalnızca hükümetin düşmesi için bu tür caniliklere dahi göz yuman, ses çıkarmayan lakin ülkemizin Doğusunda terörle mücadelede öldürülen teröristler için ağıtlar yakan, ayaklanan zihniyet, bir tarafta da milli olmak iddiasıyla yola çıkmış yine insana ve insan onuruna saygısı olmayan ‘’Milliler’’ var. Yine bir tarafta makam ve koltuklarını, menfaatlerini muhafaza edebilmek namına her türlü ahlaksızlığı sergileyen daha geniş bir kitle var. Bunlar yakında ‘’Kaos’’ olmasın diyecekler, tam istikrar isteyecekler, bu saldırı bile inanın yakında ‘’Başkanlık’’ taleplerinin bahanesi haline gelecek. İstihbarat zaafiyeti yok diyecekler, Paris’le kıyaslayacaklar, emniyet üzerine düşeni yapıyor diyecekler. ‘’Türkiye’’ Ortadoğu’ya çevrilmek isteniyor diyecekler yüzleri kızarmadan…
İddialara göre, ABD elçiliğine gerekli istihbaratı verip milletine bu duyuruyu yapmayan ve bu istihbarat uyarınca gerekli adımları atmayıp bundan ar etmeyen, Beştepe’de ki güvenliğin binde birini sokaktaki sıradan bir insanın dahi bildiği ihbarlara rağmen ‘’Türkiye’nin kalbi’’ olarak nitelendirebileceğimiz bir bölgede tatbik etmeyen, mesuliyet ve sorumluluğunun farkında olmaksızın herhangi bir vatandaş gibi sadece ‘’Kınama’’ ile süreci geçiştirenler aklını başına almalıdır.
Başta Ankara olmak üzere hücre evlerine operasyonlar yapılmalı, teröre yaltaklık yapan akademisyen ve bürokratlara, militanlara ve siyasi uzantılarına karşı da mevzuatın ve hukukun rafa kaldırılıp mücadele edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Üniversitelerde ki terör yapılanmaları kampüsleri işgal ederken buna sessiz kalınmamalıdır. Öğrenci görünümlü bu militanlar tutuklanıp, üniversitelerden kayıtları silinmelidir. Bütün bu insan müsveddelerinin ‘’İnsan Hakları’’ rafa kaldırılmalı, en ufak bir tahammül gösterilmeden toplanmalı, direnenler gerekirse imha edilmelidir. Doğu’da terörle mücadele edilirken terörün Büyükşehirlere yöneldiği, şehir yapılanmalarına ağırlık verdiği görülmektedir. KCK davalarının yenilenmesi ve bunların tekrar deşifre edilmesi elzemdir. Yine bu süreçte terörle mücadele politikalarını karalayıcı, akamete uğratıcı faaliyet gösteren bütün basın, yayın ve medya organlarına karşı gereken yapılmalıdır. Çok bir şey istemiyoruz, sadece sizlere karşı muhalif faaliyet gösterenlere yaptıklarınızın aynını, misliyle bu milletin ve devletin gerçek düşmanlarına karşıda istiyoruz.
Türkiye sınırı dışında hangi ülke de olursa olsun terör faaliyetlerinin yürütücüsü terör örgütü önderlerine de operasyonlar düzenlenmeli ve infaz edilmelidirler. Özellikle Kandil’e yalnızca hava harekatı değil kara harekatının da yapılması gerektiğine inanıyoruz. Kandilde ki Karayılan’dan Türkmendağında rejimle işbirliği içerisinde olan Reyhanlı saldırısının faili THKP-C lideri Mihraç Ural’a kadar ne kadar yılan varsa başı ezilmelidir. DAEŞ, DHKP-C, PKK ve PYD ayrımı yapılmadan ‘’İnsan Hakları’’ rafa kaldırılarak gerekli bütün operasyonlar düzenlenmelidir. İnanıyoruz ki yaşam hakkına kast edenlerin yaşam hakkı gibi ‘’İnsan Haklarından’’ doğan hiçbir hakkı yoktur, olmamalıdır. Bu bağlamda insanlarımızın ‘’Yaşam hakkına’’ kast edenler içinde idamın gerekliliğini her zaman olduğu gibi tekrar yineliyoruz. Terörle mücadele de devletimizin her konuda destekçisiyiz. Lakin mücadelenin bahsettiğimiz hususlarda genişletilerek sürdürülmesi gerektiğine inanıyoruz.
Londra, Washington DC, Moskova, Paris hattı sabırları zorlamaktadır. Liberal ve kapitalist anlayışlarıyla emperyal emellerini gerçekleştirebilmek, dünyayı aralarında parselleyebilmek adına özellikle Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren bu kirli kulise karşı gereken cevap verilmelidir. Millet ve devlet olarak büyük bir birliğe ihtiyacımız var. Ortadoğu’da, Türkiye’de patlayan her bombaya ümmet olarak gerekli tavrı göstermezsek Türkiye’yi de çekilmek istendiği karanlıktan kurtaramayız. Bu kirli kulisler Paris'te, Moskova'da, Londra ve Washington’da huzurla yaşamak istiyorlarsa kanlı ellerini Ortadoğu'dan çekmeli, emperyal emellerinden vazgeçmelidir."