7 yaşındayken babasını kaybetti ve yetim kaldı. Yalnız ve içine kapanık biri olarak yaşamaya, oradan oraya sürüklenmeye başladı.
8 yaşında okuldan alındı ve bir dönem köyde yaşadı. Zamanını tarlalarda kargaları kovalamakla geçiriyordu.
10 yaşında yüzü kanlar içinde kalacak şekilde, yeni okulundaki hocasından dayak yedi. Ailesi onu okuldan aldı. Sinirden ve korkudan üç gün evinden çıkamadı.
17 yaşında hayalindeki okulun istediği bölümü için gerekli not ortalamasını bir dönem için tutturamadı.
24 yaşında tutuklandı, günlerce sorguya çekildi. 2 ay tek başına bir hücrede hapis yattı.
25 yaşında Suriye’ye sürgüne gönderildi.
27 yaşında, kendisinden bir yaş büyük meslektaşı, üyesi olduğu derneğin çalışmalarıyla kahraman ilan edilirken, o hiç önemsenmiyordu. Doğduğu şehrin merkezinde rakibi törenlerle karşılanırken, o kalabalık arasında tek başına olanları izliyordu.
30 yaşında kendisi başka şehirleri düşman elinden kurtarmaya çalışırken doğduğu şehir düşmanların eline geçti.
30 yaşında amiri, onu uzaklaştırmak için başka bir göreve atanmasını sağladı. Yeni görevinde fiilen işsiz bırakıldı. Aylarca boş kaldı.
37 yaşında böbrek hastalığından Viyana’da 2 ay hasta ve yalnız halde yattı.
37 yaşında komutan olarak yeni atandığı ordu dağıtıldı.
38 yaşında Savunma Bakanı tarafından görevinden atıldı.
38 yaşında bir toplantıda giyebileceği bir tek sivil elbisesi bile yoktu ve başkasından bir redingot ödünç aldı. Cebinde sadece 80 lirası vardı.
38 yaşında kendisi için tutuklama kararı çıkarıldı.
38 yaşında en yakın beş arkadaşından üçü, bir seçimde onun aleyhine oy kullandı.
39 yaşında idam cezasına çarptırıldı!
Sonra ne mi oldu?
42 yaşında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı oldu!
Okuduğunuz hikaye Mümin Sekman'ın “İnsan İsterse” isimli kitabından Mustafa Kemal Atatürk'ün öyküsüdür..
Defalarca okumuşumdur..
Gündelik hayatta karşılaştığımız küçük, büyük, kişisel , türlü sorunların büyük başarılara engel olamadığının en güzel örneğidir Atatürk’ün hayatı..
Ona, “Para yok,” dediler, “Bulunur,” dedi. “Düşman çok,” dediler, “Yenilir,” dedi. Ve sonunda tüm dediklerini yaptı!
Şimdi düşünün bakalım. Sizin hayatta başarılı olmanızı engelleyen ama Atatürk'ün karşısına çıkmamış bir engel var mı acaba?
Hayatından anlayacağımız gibi bu kişisel kurtuluş savaşı ile ülkeyi kurtarma savaşını birlikte götürebilmişti bu başarı yolcuğulunda Atatürk..
Hiç bir konuda umudunuzu kaybetmeyin..
Kendinizi en çaresiz, en aciz, en şanssız hissettiğiniz anda Atatürk'ü düşünün..
Ben öyle yapıyorum..
Mustafa Kemal Atatürk’ün doğumunun 139 yılı ve 19 Mayıs 1919 da Samsun’a çıkışının 101. yıl dönümü kutlu olsun hepimize..
Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere mücadele eden tüm yol arkadaşlarını, kurucu kahramanları ve aziz şehitlerimizi şükranla, minnetle ve rahmetle bir kez daha anıyorum..
Mekanları cennet, ruhları şad olsun..
Rastgele İnsanlık..