Herhangi bir psikiyatrik yakınma ve şikâyeti olmayan kişiler arasında kış depresyonu görülme oranının yüzde 10-15 olduğunu belirten uzmanlar, kış depresyonunda en önemli belirtinin uyku ihtiyacında ve yeme davranışında artış olduğuna dikkat çekiyor. Kış depresyonuna erken müdahalenin önemine işaret eden uzmanlar, uyku saatlerinin sınırlandırılmasını, beslenme düzeninin oturtulmasını ve düzenli olarak gün ışığından yararlanılması gerektiğini vurguluyor.
NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir, kış depresyonu belirtileri ve alınması gereken önlemlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kış depresyonu sağlıklı kişilerde de görülüyor
Kış depresyonunun sağlıklı olarak adlandırılan, herhangi bir psikiyatrik yakınma ve başvurusu olmayan bireylerde de görülebildiğini belirten Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Sağlıklı kişilerin % 10-15’ i kışla gelen ışık ve ısı değişimlerine hassastır. Ailede benzer bir kümelenme riski arttırır. Bu durum kadınlarda daha sık izlenmektedir. “Adet döngüsü, uyku-uyanıklık döngüsü, beslenme döngüsü gibi döngüsel ritimlere hassasiyet artabilir” dedi.
Kış depresyonunun en belirgin belirtisinin uyku ve beslenme alışkanlıklarında değişiklik olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Uyku ihtiyacında ve yeme davranışında bir artışla birliktedir. Buna enerji kaybı, halsizlik eşlik eder. Duygular melankolik tiptedir” dedi.
Kış depresyonunda ailesel yatkınlığın risk etkeni olduğunu belirten Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Kadın olmak, adet dönemlerinde ve öncesinde duygu durumda ve buna bağlı yanıtlarda değişim olarak tanımlayabileceğimiz premenstrüel sendrom, uyku bozukluğu, göç başlıca risk etkenleridir” dedi.
Fototerapi, önemli bir tedavi seçeneği
Kış depresyonunda tedavinin o sırada mevcut olan depresyonun tedavisi ve koruyucu tedavi olarak ikiye ayrılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Mevcut depresyonun tedavisinde, mevsimsel olmayan diğer depresyon tiplerinden farklı olarak fototerapi önemli bir tedavi seçeneğidir. Bu tedavide kişi, günün belli saatlerinde, belirli bir süre, kontrollü ışık salınımı yapan bir alet karşısında oturur. Koruyucu tedavi öncelikli olarak farmakolojik tedavidir” dedi.
Erken müdahale ve tedavi ihmal edilmemeli!
Kış depresyonuna müdahalenin önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Her hastalıkta olduğu gibi tedavisiz kalmak, hastalığın kronikleşmesi, belirtilerin şiddetinin ve süresinin artarak sürmesi anlamına gelir. Net kayıp, gündelik hayata mesleki, ailesel ve sosyal işlevsellikte azalma olarak yansır” uyarısında bulunarak tedavinin aksatılmaması gerektiğini söyledi.
Bu önerilere kulak verin
Kış depresyonunu daha çabuk atlatmak ya da önlemek için birtakım tedbirler alınabileceğini belirten Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Uyku saatlerini sınırlamak, beslenme düzenini oturtmak, düzenli fiziksel egzersiz ve düzenli olarak gün ışığına maruz kalmak hem mevcut depresyonun tedavisinde hem de yinelemenin önlenmesinde elzemdir” dedi.