Cantürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastanede Kovid-19 tanısı konulan hastaların tedavisinin yapıldığını ve Rektör Prof. Dr. Sadettin Hülagü'nün öncülüğünde üniteler oluşturulduğunu belirtti.
Cantürk, "Burada, Kovid-19 hastalarından alınan kan örneklerinin plazmasını ayırıp yoğun bakımda olan hastalara bir nevi aşı gibi vererek, vücudunda var olan virüse karşı savunma sistemini kuvvetlendirmeyi amaçlıyoruz." dedi.
İyileşen hastalardan alınan kanların antikorlarına ayrıldıktan sonra entübe olan hastalara verildiğini ve bazılarında fayda görüldüğünü aktaran Cantürk, "Zor dönemden geçmemize rağmen Sağlık Bakanlığının koordinasyonunda, sağlık çalışanlarının başarılı ve özenli mücadelesiyle ümidimizi yitirmiyoruz. Sahada filyasyonda, hastanelerde tanı ve tedavilerde başarılı çalışmalar yapılıyor." diye konuştu.
Kocaeli Üniversitesi Hastanesinde ve Kızılay'da yapılan "immün plazma" hazırlama sürecinin Sağlık Müdürlüğü koordinatörlüğünde gerçekleştirildiğini anlatan Cantürk, plazmada yer alan "immünglobulin" denilen antikorların, yoğun bakıma alınmış, solunum sıkıntısı çeken ve durumu kötüye giden hastaları tedavi edici özellik taşıdığını kaydetti.
Cantürk, Türkiye'de hastaların yeni yeni iyileştiğini, dolayısıyla bu süreçte immün plazma için donörlerin yeni ortaya çıktığını vurguladı.
Sosyal medyada gördükleri bazı şeylerin kendilerini üzdüğünü anlatan Cantürk, şunları söyledi:
"Plazma verme işinin bazı uyanık kişiler tarafından fırsata çevrilmeye çalışılıp maddi kazanç elde edilmeye çalışıldığını duyuyor ve üzülüyoruz. Bunları parayla satmaya çalışan kişiler var. Bunun için immün plazma donörü olmakla ilgili kriterlerin en kısa zamanda 'Organ Transplantasyon' kuralları gibi bir prosedüre bağlanması çok önemli. Bu şekilde hastalığı geçiren kişileri başkalarına yararlı olmak yerine kazanç elde etmeye yönlendirenlere fırsat verilmemiş olunur. Yani plazma donörü olmak hukuki bir süreçle götürülmelidir. Bu sayede hastalara yarar sağlamak esas alınır ve fırsatçılar engellenmiş olur."