Dilovası’nda İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen Yönetici Gelişim Programı gerçekleştirildi. Nisan ayı toplantısında Kültür ve medeniyetimizin bilim havzalarının ve gönül coğrafyamızın geçmişinin ve bugünkü durumunun analizi, bu bağlamda okunan bir kitabın müzakere edilmesi başta olmak üzere bir çok çalışma yapıldı. Doç. Dr. Cengiz Anık ve Araştırma Görevlisi Ayşe Gül Soncu’nun “Kültür, Medeniyet Ve Modernizm Üzerine “Yaprak Dökümü” Bağlamında değerlendirme” tezi ayrıntılı şekilde masaya yatırıldı.
SUNUM GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Sunum yapan öğretmenler tarafından konuyla ilgili şu ifadelerde bulunuldu: “Zihinlerdeki mükemmel taslağa uygun olarak gerçek hayatta kültürel formlar inşa etmenin ya da mevcut haliyle mükemmel varsayılanı korumanın, gözetmenin ve tevarüs ettirmenin bir yolu yoktur. Bununla birlikte belirli birtakım anlamlandırmalarla, mevcut kültürel formların değişim ve yeniden üretim sürecine müdahil olmak elbette mümkündür. Nitekim medya, bu müdahaleyi; bazı yönetsel-siyasal örgütlerden, aileden, eğitim kurumlarından ve gruplardan daha etkin bir biçimde gerçekleştirmektedir. Belirli bir toplumun birlik ve bütünlüğünün temin edilmesi ve toplumsal unsurlar arası ahenk ve harmoninin tesis edilmesinde kültür çok önemli bir rol ifa ettiği için, kanaatimiz o ki, buna tümüyle seyirci kalmak da doğru değildir. Serbestiyet de olsa, katı gözetimlere tabi de kılınsa, toplum, kendi rotasını bir biçimde belirlemektedir. Ancak kültürel formların değişim seyrine yönelik marazi müdahaleler konusunda ölçülü bir hassasiyet göstermenin zorunlu olduğunun da kabul edilmesi gerekir.
YAPRAK DÖKÜMÜ KONUŞULDU
Konunun diğer boyutuyla ilgili olarak kültürü boyunduruk aracından ibaret görmek kanaatimizce ekstrem bir yaklaşımdır. Ayrıca, egemen güçlerin egemenlik kurma, sürdürme, pekiştirme ve kar elde etme aracı olmaktan başka herhangi bir anlam taşımayan kültürel formlar tasarımı; temel bilimsel ölçülerden biri olan uygunluk ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Her şeyden önce modern ya da değil, kapitalist ya da değil, seçkin ya da lümpen, buna benzer tüm ayrımlar birer tasavvur olarak vardır. Sözgelimi camide, kilisede, havrada ya da herhangi bir tapınakta ibadet eden, karanlık bir köşede şeytana tapan, bir şeyler uğruna bir şeye yönelip ayin yapan birilerinin kapitalist (ya da modern - liberal her ne ise) olduğu ya da olmadığına delil teşkil edecek ölçütler bugüne kadar bulunabilmiş değildir.