Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'deki 34. Muhtarlar Toplantısı'nda gündemi değerlendirdi.
TERÖRLE MÜCADELE: Düne kadar DEAŞ çatısı altında kan dökenler, bakıyoruz bugün PYD, YPG kimliğiyle karşımıza çıkıyor. FETÖ ülkemize ve milletimize düşman kim varsa, tüm imkanlarını onun emrine veren satılık bir örgüt haline geldi. Kimsenin PYD için PKK ile ilgisi yok diyecek hali kalmadı. Çünkü bizzat NATO destekli yayınlarda bu ilişki, bu bağ tüm delilleriyle ortaya çıktı. Kimsenin bizim tek önceliğimiz, amacımız DEAŞ ile mücadeledir diyecek durumu da kalmadı. Çünkü Türkiye'nin El Bab operasyonu karşısında sergilenen tavır bu hassasiyetin olmadığını gösterdi.
BU ÜLKEDE İHANET EDENİN YERİ YOK: Bu ülkede bu ülkeye ihanet edenlerin yeri yoktur, olmayacaktır. Eğer bu ülkenin evladıysan, bu ülkenin vatandaşıysan huzurumuzu bozmadan bu ülkede yersin, içersin, yatarsın. Her türlü hakkın da var. İlla terörist olman gerekmiyor. Kürt olup da Cumhurbaşkanı olan büyüklerimiz oldu.
O KÜRSÜ YIKMAK İÇİN KONMADI: Anayasa değişikliği çalışmasında yaşanan tabloyu görüyorsunuz değil mi? Eğer egemenlik kayıtsız şartsız milletinse, Meclis'in çalışma şekli, üslubu belli. Gelirsin söyleyeceklerini o kürsüde söylersin, ondan sonra yerine oturursun. O kürsü, yıkmak için oraya konmadı. O kürsü sadece söyleyecek sözü olanlar için oraya kondu. Öbür taraftan terör örgütleriyle Parlamento'nun önüne gelip bir siyasi partinin mensuplarıyla orada eylem yapmaları da iyi niyet göstergesi değildir.
"Herkes haddini bilecek, milletin dediği olacak"
NE YAPARSANIZ YAPIN: 'Ne yapacağımızı göreceksiniz' demek suretiyle demokrasi mücadelesi verenlere tehdit savurmak, bu anlayışta olanları bir yere ulaştıramaz. Parlamento'da çalışmaları engellemek, süreci uzatmak, bunlar hiçbir şey kazandırmıyor. Ne yaparsanız yapın, ne ederseniz edin, 15 gün değil de bir ay. Eğer millete saygınız varsa, eğer milletin iradesine inanıyorsanız, eğer Gazi Mustafa Kemal'in 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesine inanıyorsanız, bırakın müzakereler bitsin ve milletin önüne gitsin.
NE TEK ADAMCILIĞI YA...: Millet ne karar veriyorsa bu karara hep birlikte eyvallah diyelim. Ama görüyorum ki bunlar milletten rahatsız. İkide bir tek adamcılık, tek adamcılık... Ne tek adamcılığı ya... Eğer olayı buraya götürmek istiyorsan bunun kaynağında siz varsınız, sizin iradeniz var. Bu ülkede CHP'nin il başkanlarının valilik, belediye başkanlığı yaptığı dönemleri biliriz.
O DEFTERLERİ AÇMAK İSTEMİYORUM: Eğer tek adamcılıksa bu, eğer daha da gerilere giderseniz, asıl tek adamcılığı orada görürsünüz. Ben o kadar defterleri açmak istemiyorum. Ama zamanı gelirse o defterleri de açarız. Bunlar tereciye tere satmaya çalışıyorlar. Kusura bakmasınlar, artık bu ülkede bu aldatmacıları yutacak bir millet yok. Herkes yerini, haddini bilecek ve sandığa saygı duyacak, milletin iradesine saygı duyacak. Millet ne derse o olacak.
BAĞNAZLIĞIN DİK ALASI: Bu ülkede kim rejim tartışması açıyorsa, biliniz ki derdi rejim değil. Türkiye'de böyle bir mesele olmadığını onlar da gayet iyi biliyor. Sadece toplumun bir kesiminde bu konuda var olan hassasiyeti istismar ederek siyasi muhalefet eksikliklerinin üstünü örtmeye çalışıyorlar. Dünya, bölgemiz, Türkiye değişirken biz hiçbir şeye dokundurtmayız, her şey olduğu gibi kalsın demek bağnazlığın dik alasıdır.
AVARA KASNAK GİBİ: İstanbul'a belediye başkanı olduğumda hemen siyaset medya, şunu söyledi: Bunlar şimdi otobüslerde kadın-erkek ayrımına gidecekler. Sene 94, sene 2016. Böyle bir şey gördünüz mü? Ama hep tezgah bu. Bunlar avara kasnak gibi dönüp durdular.
BİR DERSİNİ ÇALIŞ: Ülkemizde son dönemde anayasa değişiklikleriyle ilgili pek çok çalışma yapılmıştır. Ama hiçbirinde Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olduğu vurgusuna dokunulmamıştır. Ama çıkıyor Meclis'te birisi konuşma yapıyor ne diyor, 'O dört madde, başlık değiştirilecek' diyor. Çıkıyorsun kürsüde konuşma yapacaksın, bir dersini çalış. Böyle bir şey var mı yok mu, böyle bir şey olmadığı halde çıkıyor bunu konuşuyor. İster istemez iktidarda 'böyle bir şey yok ki nereden çıktı' diyor.
BENİM ŞAHSIMLA ALAKASI YOK: Bu ülkede tartışmalar hep bu kardeşinizin üzerinden götürülüyor. Ya benim şahsımla bu işin alakası yok. Türkiye'de bir anayasa değişikliği yapılıyor, olay bu. Yani yapılacak ilerideki bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde kim seçime girer, kim kazanır kim öle kim kala. Mesele şu yani burada bir defa ölüm haktır değil mi? Kimin nerede, ne zaman öleceğine dair elimizde bir yazılı belge var mı? Rabbim ne takdir ediyorsa o olsun. Bizim tek derdimiz bu vatana, millete rabbimin verdiği ömür süresince hizmet edebilmektir.
BUNLAR MİLLETİ SEVMİYORLAR: Kardeşim, millete kendini sevdir ve milleti sev. Millet belki sizin göstereceğiniz bir adayı seçebilir, belli olmaz. Ama bunlar millete inanmıyorlar ve samimi söylüyorum milleti de sevmiyorlar. Millete saygıları yok, millete hizmetleri yok, millet de bu sefer onlara karşı farklı bir tavır almak durumunda kalıyor. Çünkü bunların demokrasiyle, laiklikle, hukuk devletiyle bana göre hiçbir ilgi alakası yok.
EN ÖNDE OLMAYI SÜRDÜRECEĞİM: Dün olduğu gibi bugün de yarın da Türkiye'nin Türk milletinin istiklal ve istikbal mücadelesinde en önde olmayı sürdüreceğim. Biz bugüne kadar mücadeleden kaçmadık. Meydanı hiç terk etmedik, terk etmeyeceğiz. Cumhurbaşkanı sıfatıyla 79 milyon vatandaşımın her birinin temsilcisi olduğumu aklımdan çıkarmadım, çıkarmayacağım.
SIRTIMDA YUMURTA KÜFESİYLE YÜRÜDÜM: Laiklikle, hayat biçimleriyle bir sorunumuz olmamışsa bundan sonra niye olsun. Üstelik bu makamda oturan eski Cumhurbaşkanları gibi sırtında yumurta küfesi taşımayan birisi de değilim. Hep o yumurta küfesiyle yürüdüm, ki bir tane yumurtayı kırmadım, hep dikkat ettim. Doğrudan milletin oylarıyla seçildiğim için söylediğim her sözün, yaptığım her eylemin hesabını kamuoyuna verme mecburiyetindeyim.
'KİME, NEREDE YASAK GETİRDİK'
Ne yaşam tarzı ya. Nereye bir yasak getirildi söyler misiniz? 14 yıl oldu 2.5 yıldır Cumhurbaşkanıyım, ondan önce Başbakandım. Biz nerede, kime, ne yasak getirdik söylesinler bana. Bu devletin anayasasına yasalarına ters düşen bir şey olmadıktan sonra bu ülkede herkes inandığını inandığı gibi yaşamıştır düşündüğünü düşündüğü gibi yazmıştır, çizmiştir, konuşmuştur ve her türlü özgürlük Batı'da olmadığı kadarıyla burada vardır. Kimse kusura bakmasın, bizi de enayi yerine koymasın.
'TERÖR ÖRGÜTLERİNİN HEPSİ FABRİKASYON'
DEAŞ bize İslam'ı anlatmasın. Bu millet İslam ile yoğrularak ayağa kalktı. DEAŞ'tan İslam'ı öğrenmek gibi bir derdimiz yok bizim. Bizim inancımızda, bizim dinimizde DEAŞ gibi bir örgütün yeri de yoktur. Bu örgütü projelendirenler Irak ve Suriye'deki etnik, dini, kültürel fay hatlarında zaten yaşanmakta olan kırılmaları çok iyi değerlendirerek bölgeyi ateşe vermeyi başarmıştır. Dikkat ederseniz bu terör örgütlerinin kullandıkları araçlar yerli de olsa, kendileri doğal değildir. Hepsi sentetiktir, fabrikasyondur, kurgudur.
'TRUMP ORADA ONU BENZETTİ'
Dün Amerika'da Sayın Trump'ın basın toplantısında orada yine bir yanlışlık yapıldı. Sayın Trump da yine aynı o grubun muhabiri veya köşe yazarı neyse onu orada benzetti. Demek ki bu öyle... Değil... (Muhtarlardan birinin Trump'ı kastederek 'boş değil' demesi üzerine)