Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya hesabından İstanbul'da beklenen depremle ve depreme hazırlıkla ilgili açıklamalarda bulundu. “Bir seri tweet ile İstanbul’un depreme hazırlanması konusunda görüşlerimi özetleyeceğim” diyen Görür, önlemler önceden alınması gerektiğini de ekledi.
HALK BİLİNÇLİ DEĞİL
Yapı stokunun büyük ölçüde depreme dirençli olmadığını belirten Görür, "Halk deprem konusunda yeterince bilinçli değil. Kentsel dönüşüm çalışmaları genellikle deprem odaklı değil ve operasyonda halk da pek yok. Çevre, koşulları itibariyle depreme hazır değil" ifadelerini kullandı. Depreme hazırlık konusundaki görüşlerini de aktaran Prof. Görür, tüm kent bileşenlerinde hazırlık yapılması gerektiğini söyledi. "Kent bileşenleri yönetim, halk, altyapı, yapı stoku, çevre ve ekonomidir" diyen Görür, yönetimin "deprem tehlike analizini, risk yönetimi analizini ve afet yönetimi çalışmalarını" yaparak hazır olması gerektiğini vurguladı. Görür açıklamalarına şöyle devam etti:
BİNALAR GÜÇLENDİRİLMELİDİR
"Deprem sonrasında da afeti en etkin şekilde yönetmelidir. Halk depremi nasıl karşılaması konusunda bilinçlendirilmelidir. Kentin tüm altyapısı (yol, köprü, tünel, baraj, kanalizasyon, su, doğal gaz şebekeleri, vb. deprem öncesi elden geçirilmeli ve deprem dirençli hale getirilmelidir. Deprem sonrası bu yapılar hızla kontrol edilip tamir edilmelidir. Kentteki yapı stoku en riskli yerlerden başlayarak elden geçirilmeli, deprem dirençsiz olanlar güvenli hale getirilmelidir. Bu işin içinde halk da olmalı, onlara uzun süreli ve düşük faizli kredi sağlanarak teşvik edilmelidir. Benzer tarama deprem sonrası yapılmalı ve binalar güçlendirilmelidir.
ÜLKE KRİZE GİRER
Depremin aynı zamanda bir çevre felaketine dönüşmemesi için deprem molozlarının nasıl ve nereye döküleceği ve geri kazanım için ne yapılacağı önceden planlanmalıdır. Bunların bertarafı için akarsu, göl ve denizler asla düşünülmemelidir. Tehlikeli atıkların depremde çevreye saçılmaması için deprem öncesi önlem alınmalıdır. Beklenen deprem Marmara Bölgesini ekonomik açıdan devre dışı bırakabilir. Bu da tüm ülkenin krize girmesi demektir. Tüm iş dünyası ekip ve ekipmanlarını deprem güvenli hale getirmeli ve devre dışı kalmamak için önlem almalıdır.”
