Sistemin, içme suyu dezenfeksiyonunda özellikle klor, ozon ve ultraviyole (UV) lambalarının kullanımından kaynaklanan riskleri azaltacağı öngörülüyor.
Projenin yürütücülerinden GYTE Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Özge Türkay Dağlı, yaptığı açıklamada, mevcut arıtma tesislerinde kullanılan yöntemlerin bazı avantaj ve dezavantajları bulunduğunu söyledi. Klor, ozon ve UV lambalarının risk oluşturabildiğine işaret eden Dağlı, "Türkiye'de arıtma tesislerinde genellikle uygulanması basit ve daha ucuz klor kullanıldığını görüyoruz. Klor kullanımı, dezenfeksiyon yan ürünlerinin oluşumuna sebebiyet vermektedir. Bunun önüne geçmek için ozon kullanılabilir fakat ozonlama hem pahalı hem de uygulama güçlüğü olan prosestir. UV lambaları ise pahalı ve virüsler üzerinde etkili değil" ifadesini kullandı.
İKİ FARKLI SU ELDE EDİLİYOR
Arıtma işleminde alternatif yöntemler bulunmasına ilişkin arayışların pek çok ülkede sürdüğünü vurgulayan Dağlı, GYTE bünyesinde elektrokimyasal yollarla dezenfektan üretmek için çalışma başlattıklarını aktardı. Tuzlu Sudan klor üretiminin, bilinen ve basit bir yöntem olduğu ve bilgisini veren Dağlı, şöyle devam etti: "Gelişen teknolojinin entegre edilmesiyle bu sistem günümüze uygun hale getirilebilir. Sistem, özel kimyasallarla kaplanmış titanyum levhaların anot ve katot olarak kullanılması ve sudaki iyonların seramik diyafram yardımıyla ayrıştırılması esasına dayanır. Tuzlu suyu bu reaktörlerde iyonlarına ayrıştırarak anolit ve katolit olmak üzere üstün özellikte iki farklı su elde ediyoruz. 'Anolit' dediğimiz kısım elektroaktif su olarak isimlendiriliyor ve yüksek oksidasyon potansiyeline sahip olduğu için dezenfektan amaçlı kullanılıyor. Zararlı kimyasal kullanmadan, sadeceÇeşme suyuna tuz ilave edilerek üretilen dezenfektan ekolojik ve ucuzdur."
GIDA GÜVENLİĞİ VE MEDİKAL STERİLİZASYONDA DA YARARLANILABİLİYOR
Dağlı, elektroaktif su teknolojisinin Rusya ve Japonya'da günlük yaşamda kullanılmaya başlandığını aktardı.Söz konusu Sudan bu ülkelerde gıda güvenliği ve medikal sterilizasyon gibi oldukça geniş bir alanda yararlanıldığına dikkati çeken Dağlı, "Balık, meyve ve sebzeler üzerinde küf, mantar ve bakteri gibi yabancı maddelerin üremesini engelliyor" dedi.
Günlük hayatta işlemden geçirilen suyun dezenfektan niteliğinde olduğu için bir nevi çamaşır suyu niyetine evlerde kullanılabileceğini dile getiren Dağlı, bunun maliyetinin sonraki aşamalarda ortaya çıkacağını sözlerine ekledi.