Neredesin sen?
Bu sözü yazınca rahmetli Neşat Ertaş’ın türküsü geldi aklıma birden. Ama bizim aradığımız o türküdeki “yar” değil..
O masumiyet kokan, kaygısız aşım, dertsiz başım dediğimiz hep bir hasret hep bir özlem duyduğumuz çocukluğumuz..
“Ahh keşke çocuk olsak!” deriz..
Sanmayın bizden gitmiştir o, saklanmıştır içimizde bir yerlere..
Bazen dışarı çıkmak ister sakın ha engellemeyin onu!
Mesela benimki pek bir afacan, pek bir yaramaz. Bazen olmadık yerde olmadık şeyler ister..
Bir park görse bana “hadi gel salıncaklara” der..
“Ayıp olur desem de”içimdeki haylaz kız çocuğuna uyar sallanırız birlikte..
İyi ki ben büyürken onu hiç büyütmemişim onu ruhumun derinlerinde..
İstedim ki bir yanım hep çocuk kalsın..
Belki de hepimizin içinde çeşitli derecelerde ihtiyaçları karşılanmamış ötelenmiş bir çocuk vardır..
Siz hiç düşündünüz mü?
İçinizdeki çocuk acaba hangisi..
Hep herkese fedakarlık yapan sevgi ve ilgi bekleyen mi? Öfkeli ya da kızgın mı? Belki de yaralı ve affetmeyi bekleyen..
Şimdi o içinizdeki çoçuğu keşfetmeye ne dersiniz?
Bu küçük görsel ve duygusal yeniden yapılanma çalışmasını ben hala yapıyorum. Çok da faydasını görüyorum.
Sizler de mutlaka deneyin derim, bakalım içinizdeki çocuk ne beklermiş?
Önce 7 veya 8 yaşındayken yani küçükken çekilmiş bir fotoğrafınızı alın..
Sessizce o yılları anımsayın ve kendinizi özgür bırakın ve hissedin, böylece o duyguların ve hayallerin size tekrar gelmesini sağlayın. Hatırlarınızı gözünüzde canlanmasına izin verin..
İkiniz baş başa “yetişkin” ve “çocuk” karşı karşıya kendinizi o çocukla birlikte hayal edin..
Ve o çocuğa neye ihtiyacı olduğunu, ne istediğini, onda eksik olan şeyin ne olduğunu sorun. Neyin eksikliğini hissettiğini, özgürleşmek veya tamamlanmak için neye ihtiyacı olduğunu öğrenin..
Bunu deneyin. Aslında şu anda ihtiyacınız olan şey budur belki de. Gereksiz yere verdiğiniz tepkilerin o çocukluktan geldiğini daha iyi anlayacaksınız..
Bunun üzerine çalışın, derim..
Kesinlikle faydası olacaktır..
Haa unutmadan söyleyeyim mutlaka arada bir içinizdeki o çocuğa “ nasılsın” diye sorun..
Neler yapmak istediğini öğrenin. Onu iyileştirin ve onu mutlu edin..
Ve bunları yapın..
O sizin ruhunuzda, içinizde. O mutlu olursa siz de mutlu olursunuz..
Bırakın saklanmasınlar, özgürce kanatlarını çırpsınlar..
Sağlıkla içinizdeki çocuğun sevgisiyle kalmanız dileğiyle..
Rastgele İnsanlık..