Hürriyet'in açıklaması şöyle; "Anayasa bahane tek adam şahane’ diyerek çıktıkları bu yolda, getirmek istedikleri patronlu başkanlık sistemi, seçilmiş diktatör olma isteğinin tezahürü ve tam da bu sorunun cevabıdır.
Bu proje daha önce Feto ile kurgulanmış ortak projedir aslında. Şu anda; Hukuk işlemiyor ve işlemeyen hukukun demokrasisi olmaz. Cezalandırma siyaseti dibine kadar yaşanıyorken, demokrasisi güçlü olmayan bir zeminde başkanlık istemek tam bir çılgınlıktır. Dünya ölçeğindeki başkanlıkla yönetilen ülkelere baktığımızda;
“BAŞKANLIK SİSTEMİ NAL TOPLUYOR”
“Global Politika ve Strateji Kurumu”nun bilim adamlarına hazırlattığı raporda şu tespitler yer alıyor;
* Dünya başarı sıralamasının son basamaklarında bulunan başarısız ülkelerin yüzde 90'ı Başkanlık Sistemi ile yönetiliyor.
* Hukukun üstünlüğü endeksine göre, en iyi 10 ülke arasında yer alan ülkeler arasında Başkanlık Sistemi ile yönetilen ülke yok.
* Bireysel özgürlük endeksinde, ilk 10 sırada yer alan ülkelerin 9'u Parlamenter Sistem'le yönetiliyor.
* Refah endeksine göre; son sıralarda yer alan ülkelerin tamamı Başkanlık Sistemi ile yönetiliyor.
* Eğitim endeksi başarı sıralamasında en iyi 10 ülkenin 9'u Parlamenter Sistem'le yönetiliyor.
* İyi yönetim endeksine göre; en başarılı 10 ülkenin 8'i Parlamenter Sistem'le yönetilirken, son 10'da bulunan ülkelerin 9'unun Başkanlık Sistemi ile yönetildiği görülüyor. Amerika Birleşik Devletleri hariç, “Başkanlık Sistemi” ile başarıya ulaşan, zenginliğe, refaha, demokratik hak ve özgürlüklere kavuşan bir tek “gelişmiş ülke” yok!
BAŞKANLIK VAR AMA HAK YOK, HUKUK YOK, DEMOKRASİ YOK!
Başkanlık sisteminden diktatörlüğe geçiş, güllük gülistanlık zamanlarda olmaz. İç karışıklıklar, ekonomik krizler, savaş tehlikeleri gibi olağanüstü şartlar gözlenir. Hatta kimi zaman bu şartlar suni olarak oluşturulur. Savaşlar iç karışıklıklar tetiklenir. Ekonomik krizler yaratılır. Suikastlar faili meçhuller birbirini izler. Yakın tarihimiz böyle onlarca derin devlet çetelerinin icraatları ile doludur.
Özellikle Latin Amerika ve 3. dünya ülkelerindeki başkanlık sistemi denemeleri diktatörlüklere ve askeri rejimlere dönüşmüştür. Başkanlık sistemi, Afrika ülkelerinde diktatörlüğün yumuşatılmış ismidir. Latin Amerika’da askeri, bürokratik ve siyasi elitin yönetim şeklidir. Orta Doğu’da belirli bir mezhep ya da aşiretin antidemokratik bir şekilde tek başına yönetiminin diğer adıdır. Sabah erken kalkanın darbe yaptığı Afrika ülkeleri, aşiret savaşları ile başkan değiştiren Ortadoğu ülkeleri, generallerin generalleri devirdiği Latin Amerika ülkeleri, mafya kontrolünde darbeler olan eski Sovyet Cumhuriyetleri; hep başkanlık sistemi ile yönetilmektedir.
BAŞKANLIK SİSTEMİ DARBELERİ ENGELLEMEZ, TAM TERSİNE KOLAYLAŞTIRIR
Çünkü; Başkanlık sisteminin en riskli yönlerinden biri, görev süresi sona erinceye kadar herhangi bir hukuki ve demokratik müdahalede bulunma imkanının çok sınırlı olmasıdır. Salt çoğunlukla seçilen, güçlü yetkilere sahip bir başkan, halkın tasvip etmediği, akla, mantığa ve vicdana aykırı ya da keyfi politikalar izlese dahi görev süresi tamamlanana kadar başta kalır. Parlamenter sistemde olduğu gibi güvenoyu oylamasıyla bir başkanın görevine son verilmesi ya da soru önergeleri tarzı denetim sistemleriyle denetlenmesi ve hukuken hesap sorulması söz konusu değildir.
Ya despot yönetimler halkı acımasızca ezer ya da sözde halkı koruma adına askeri müdahaleler gündeme gelir.
Ortadoğu gibi demokrasinin tüm kurumlara yerleşmediği coğrafyalarda, Başkanı iktidardan devirmek için sıkça kullanılan yöntemlerden biri askeri darbelerdir. Yarı Başkanlık sistemini uygulayan Mısır örneğinde olduğu gibi...
Eğer Mısır’da parlamenter sistem olsaydı Mısır halkı bu kadar derin acılar yaşamaz, bu kadar can kaybı olmazdı.