Hasarlı 3 bin 756 bina ne oldu?
Sene 2012, depremin üzerinden 13 yıl geçmiş. Dönemin Kocaeli Valisi Ercan Topaca, korkunç bir veri açıklıyor: “İlimizdeki orta hasarlı bina sayısı 3 bin 756”...Sene 2012, depremin üzerinden 13 yıl geçmiş. Dönemin Kocaeli Valisi Ercan Topaca, korkunç bir veri açıklıyor: “İlimizdeki orta hasarlı bina sayısı 3 bin 756”...
Sene 2012, depremin üzerinden 13 yıl geçmiş. Dönemin Kocaeli Valisi Ercan Topaca, korkunç bir veri açıklıyor: “İlimizdeki orta hasarlı bina sayısı 3 bin 756.” Bu binalardaki iş yeri ve konut sayısı ise 9 bin 971 konut. Yıkılması gereken bu konutların 4 bin 200’ünde kiracılar ikamet ediyor. Bunlardan öncelikli olarak yıkılması gereken bina sayısı 617. Ağır hasarlı bina sayısı ise 60’ın üzerinde. Bunlar, Topaca tarafından açıklanan, kayda geçmiş binalar. Bir de kayda alınmamış, AKP Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker’in dediği gibi 1999’da üstün körü kontrol edilmiş ya da hiç edilmemiş binlerce depremde yıkılma ihtimali yüksek bina mevcut ilimizde.
AÇIKLANALI 3 YIL OLDU
Sene 2015, 18 bin 373 insanımızın öldüğü, 48 bin 901 insanımızın da yaralandığı asrın felaketinin üzerinden 16 yıl geçti. Vali Ercan Topaca, yıkılması gereken hasarlı binaları açıklayalı ise 3 yıl oldu. Peki 3 yılda ne yapıldı, bu hasarlı binalardan kurtulabildi mi Kocaeli. Maalesef hayır, birkaç bina dışında iyileştirilmesi yapılan ve yıkılan bina olmadı. O binalar olduğu gibi duruyor ve tehlike saçmaya devam ediyor. Kentsel dönüşüm adı altında yıkılması beklenen binalarla ilgili herhangi bir adım atılmadığı gibi, AKP’li Şeker’in iddiasının da üzerine gidilmiş değil. Binalar tekrardan gözden geçirilmedi, belki de oturduğumuz evler, olası bir depremde yerle bir olacak kadar dayanıksız.
DİĞER BİNALAR HAZIR MI?
Deprem sonrası çıkarılan yönetmeliklerle, kat sayıları aşağılara çekildi, zemin etütleri yapıldı, malzemeler kontrol edilir oldu. Yeni binalar sağlam yapılıyor. Ancak Kocaeli gibi dağınık bir il, çoğu eski binalardan oluşan bir il depreme hazır mı, işte bu araştırmalar yapılmadığı için bu soruya net bir cevap verilemiyor. Her sene “Unutmadık, unutturmayacağız” şeklinde sloganlarla anma programları düzenleniyor ancak unutulmayan yalnızca yaşanan acılar oluyor. Bu acılarımızdan ders çıkarmak amacıyla geliştirilen bu sloganın bir değeri yok bu yüzden. Yetkililerin, bu konuyla ilgili kamuoyunu aydınlatması ve gerekli adımların bir an önce atılmasını sağlaması gerekiyor.
