Gebze’de kurulu bulunan Petrol-İş’in örgütlü olduğu Trelleborg fabrikasında toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıkan işçiler 27 günü geride bıraktı. Trelleborg patronunun yüzde 23’lük zam önerisine karşılık yüzde 37,5 isteyen işçiler, “Sürekli hesap yaparak, ihtiyaçlarımızı öteleyerek yaşıyoruz. Biz emeğimizin karşılığını istiyoruz” diyor. Trelleborg işçisi Cüneyt Büyükdede “Hakkımız için 27 gündür bekliyoruz. İşveren ne bekliyor bilmiyoruz. Hakkımızı almadan içeri girmeyi düşünmüyoruz” diyor. 11,8 olarak açıklanan enasyonun günlük yaşamda bir karşılığı olmadığını ifade eden Büyükdede “Biz büyük rakamlar istemiyoruz. Ama açıklanan enasyon rakamları da inandırıcı değil” diyor. 15 yıldır Trelleborg’da çalışan Dursun Pelit şunları söylüyor: “Her şey eşit dağılım ile paylaşılsa her insana yeter. Ama bakıyoruz dünyanın kaymağını 5 zengin aile yiyor ve hâlâ da gözleri bizim alın terimizde, emeğimizde. Bugün çalışanlar az maaş, çok iş anlayışı ile çalıştırılıyor. Doymuyorlar. Sistem zaten zengin daha zengin, fakir daha fakir olsun diye işliyor. 41 yaşındayım,sürekli hesap ederek yaşıyorum. Ben ailede tek çalışanım. İhtiyaçlarımız hiç bitmiyor ama sürekli isteklerimizi bastırmak zorunda kalıyoruz. Çocuklarımız bir başkasının yanında mahcup olmasın, ezilmesin diye kendi ihtiyaçlarımızı öteleyip onlarınkini almaya çalışıyoruz” dedi.
"ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ İÇİN"
Resmi enasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını ifade eden Pelit, “Bizim mutfağımızdaki enasyon ile devletin belirlediği bir değil. Bizim kazanımıza pinpon topu girmiyor. Bugün gerçekleri ortaya koymamız lazım. Asgari ücreti de açıkladıkları enasyona göre belirliyorlar. Ama belirlenen rakam açlık sınırında, yoksulluk sınırının çok altında. Asgari ücreti belirlemek için toplananlar yalandan masayı terk ediyor. Bunlar tiyatro, komik şeyler. İnsanları aldatmasınlar, kandırmasınlar. Bunlar hakikatleri yansıtmıyor” diyor. Emeklerinin karşılığını istediklerini belirten Pelit, “13 ve 3 yaşlarında iki çocuğum var. Yaşadıklarımızı anlatmaya çalışıyorum. Hayat şartlarını, dünyanın değiştiğini ve gittikçe kötüye gittiğini anlatmaya çalışıyorum. Fakat onlar hayata ve dünyaya çocuk gözüyle baktıkları için olayları çok idrak edemiyorlar. Biz gibi hayatın içinde değiller. Her anne, baba evladının geleceği için bir şeyler yapmaya, ona iyi bir gelecek sağlamak için çalışmaya gayret eder. En azından çocuklarımın geleceğini sağlayabilmek istiyorum. İnsanca yaşamak için alın terimizin karşılığını almak için elimizden gelen mücadeleyi vereceğiz. Asla geri dönmeyeceğiz” diyor.
"TATİL DİYE MEMLEKETE GİDİYORUZ"
Murat Polat 12 yıllık Trelleborg işçisi. Hayat şartları karşısında ezildiklerini söyleyen Polat şunları anlatıyor: “Asgari ücretin yoksulluk sınırının altında kalması bizleri üzüyor. Toplumun giderek köşeye sıkıştığını, ezildiğini artık görmeleri lazım. İş şartları ağırlaşıyor, bunun altında da eziliyoruz. 3 çocuğum var. Eşim yarım gün çalışıyor. Onların okul masrafı, giderleri bizi zorluyor. Özel ihtiyaçlarımızdan kısıyoruz. Tatile gidemiyoruz. Ancak gidebilirsek memlekete veya Ege’de Akdeniz’de akrabamız varsa onlara gidiyoruz. Oteller, geziler hayal... Çocuklarımızın okuması için kendimizden kısıyoruz.” Patronların milyarlara varan borçlarının silinirken emekçilerinin borçlarının arttığını belirten Polat, “Patronları, yandaşları koruyan çok. Vergi borçları siliniyor, bankalardan dolarlar aktarılıyor, yolsuzluklar yapıyorlar ama bir yaptırım yok. Bu durumun değişmesi için biz işçilerin birlik olması gerekiyor. Düşünüp sorgularsak gerçeği bulabiliriz” diyor.
SENDİKALAŞMAK ÖNEMLİ
Greve başladıklarından bu yana çeşitli iş kollarından işçilerin dayanışma içerisinde olduklarını belirten işçiler, “Birçok fabrikadan işçiler geliyor. Hepsine teşekkür ediyoruz. Sözleşme sürecinde olan ve eylemleri süren metal işçilerine ve diğer emekçilere mücadelelerinde başarılar diliyoruz” diyor. İşçiler sendikasız işçilere de örgütlenme çağrısı yapıyor: “Sendika yoksa getirilmeli. Sendikalı olmak tabii ki ayrıcalıktır. Hakkınızı arıyorsunuz ve bunun için mücadele ediyorsunuz. Binlerce işçi tek oluyor. Fakat sendikaların da kendine çeki düzen vermesi gerekiyor. Bugün bizim emeğimizin, tazminatımızın peşindeler. Bu elimizden giderse sıra sendikalara gelecek. Sendikaların daha çok örgütlenmesi, işçileri bilinçlendirmesi gerekli” dedi.
Kaynak:Evrensel