Ok, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Devletimize ve milletimizi zarar verecek, bölücü, yıkıcı faaliyet gösteren parti ya da sivil toplum kuruluşlarında yer alan, gücünü ve sermayesini emperyalist güçlerden alan kişi ya da kişilerin asla erişemeyeceği Atatürk’ümüzün Milliyetçilik anlayışı ile kurulmuş ve bu doğrultuda siyaset yapması arzu edilmiştir. Ancak bu iddiamız çok kısa bir zamanda yerle bir olmuş ve hayallerimiz yıkılmıştır. Şöyle ki sözde sivil toplum örgütü adındaki, emperyalist Soros Vakıfları'nda görev yapanlar, başkanlık divanında en hassas görevlere getirilmişlerdir. Daha da kötüsü Genel Başkan bu durumu bilmesine rağmen bu Soros’çuların partinin en hassas birimlerinde görevlendirilmesinde bir sakınca görmemiştir. Ve 03.09.2019 tarihinde yaptığım yazılı basın açıklaması ile özellikle Genel Merkez Yönetimini de bu konuda eleştirmişimdir.
Yine ilk fırsatta Genel Başkanımız ile bire bir yaptığım görüşmede bu uygulamadan dolayı artık partimizin siyasi faaliyetlerine katılmayacağımı ama partiye de zarar vermeyeceğimi ifade ettim. Yine bu görüşmede artık milletvekili adayı da olmayacağımı ve yapılacak ilk genel seçimde aktif siyaseti bırakacağımı da kararlı ve net bir şekilde ifade ettim. Devamla Meclis Başkanlık Divanı'ndaki görevimden de ayrılabileceğimi ifade etmeme rağmen Genel Başkanımız kararlı bir şekilde devam etmemi istedi. Haliyle siyasi çalışmalarıma seçim bölgemde de son verdim. Partimizin zarar görmemesi adına bu ayrıntıları paylaşmadığım partili arkadaşlarımın yerelde hiçbir siyasi çalışma yapmadığım ve onları yalnız bıraktığım için haklı olarak bana kırıldıklarını da biliyorum.
Partimiz yetkili kurulları, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucusu olmasından benim de gurur duyduğum CHP ile seçim işbirliği kararı aldı. İptal edilen İstanbul seçimlerinden sonra üç hafta Sayın İmamoğlu’na destek vermek için İstanbul’a gittim. Sayın İmamoğlu seçimden hemen sonra sanki yapacak hiçbir işi kalmamış gibi hemen HDP’li belediyeleri ve yine ilk yurt dışı gezisinde de PKK’lı Ahmet Kaya’nın mezarını ziyaret etmiştir. Dahası, başkan eşleri ve ihanet sürecinin akil adamlarından Kadir İnanır ile birlikte PKK sevicisi Demirtaş’ın yazdığı kitaptan sergilenen tiyatroyu seyretmeye gitmişlerdir. Bütün bunlar artık ortağımız CHP’nin HDP ile adı konulmamış bir ortaklık yaptığının meydana dökülmesidir. Partimiz Yönetiminin milletvekilleri ile yaptığı ilk toplantıda bu durumdan rahatsız olduğumu ve bunun tarafımdan kabul edilemeyeceğini ifade ettikten sonra “Parti Yönetimin görüşünü sordum.” En yetkili ağızdan verilen cevapla aynen devam edileceğini anlaşılmış oldu.
Partimizde Türk Milliyetçiliği Ülküsü davasını savunan ve farklı görüşlerde çok değerli vatansever-yurtsever arkadaşlarımın varlığından çok ama çok mutluyum. Özellikle de her biri ayrı bir değer olan çok kıymetli ve kaliteli bir TBMM Grubumuz var. Böyle seçkin bir grupla çalışmak benim için ayrıcalıktı. Kurucular kurulumuz başta olmak üzere bütün Türkiye’de kurucu olarak ve üye olarak katkıda bulunan bütün arkadaşlarımızla gurur duyuyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar. Başta Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener hanımefendi olmak üzere başkanlık divanı üyelerim maddi manevi fedakarlık yaparak, zorluklara göğüs gererek partimizi bu noktaya taşımışlardır. Başta Genel Başkanımız olmak üzere hiçbir partilimiz ile dargınlığım, kırgınlığım veya şahsi bir problemim söz konusu olamaz. Genel Başkanımızın şahsında bütün İyi Partili ailesine başarılar diliyorum.Ve İYİ Parti'deki bütün görevlerimden istifa ettiğimi saygıyla kamuoyuna ilan ediyorum. Ayrıca kamuoyunda yanlış algıların oluşmaması için altını önemle çizerek ifade etmek isterim ki ne memleketimizin şu an yaşadığı ve yaşanmakta olduğu sıkıntı ve acıların baş müsebbiplerinden olan Sayın Davutoğlu’nun kurduğu parti ile ne de Sayın Babacan’ın kuracağı parti ile zerre ilişkim söz konusu olamaz. Şahsım Türk Milliyetçiliği Ülküsüne gönül vermiş ve bu duruşumdan da asla taviz vermeyecek bir duruşa sahibim. Bu dönem son milletvekilliğimdir. Bundan sonra asla milletvekili adayı olmayacağımı da ifade etmek istiyorum."