- Kahramanmaraş’ın merkeze bağlı Bulutoğlu köyünde, son 10 gün içerisinde 350 küçükbaş hayvan telef oldu.
Kahramanmaraş kent merkezine 20 kilometre uzaklıktaki Bulutoğlu köyünde hayvancılıkla uğraşan Ramazan ve Adem Gürbak kardeşlerin sürüsünde yaşanan hayvan ölümleri korkuttu. Yaklaşık 10 gün önce yavru keçilerle başlayan ölümler daha sonra annelere de sıçrayınca Gürbak kardeşler, veterinerlerden ve Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’nden yardım istedi.
Dün de devam toplu ölümlerle birlikte telef olan hayvan sayısı 350’yi geçerken, köye gelen uzman ekipler sürülerin yaşadığı ağılları dezenfekte edip, ölen hayvanlardan numune aldı. Telef olan hayvanlar ise yerleşim yerine uzak bir yere götürülerek, kireçlenen çukurlara gömüldü.
Ölümlerin ardından Gürbak kardeşlere yardım etmek için köylüler ve yetkililer seferber olurken, hayatta kalan hayvanların tedavi edilmesi ve kurtarılması için araştırmalar sürüyor. Bu arada hayatta kalmayı başaran küçük yavru keçiler de biberonlara doldurulan inek sütü ile besleniyor.
Ölümlerin ardından aile olarak perişan olduklarını ifade eden Ramazan Gürbak, hayvanlarının tamamının koruma altına alınmasını istedi. Çocukluktan bu yana hayvancılıkla uğraştığını ama bu güne kadar böyle bir şey yaşamadığını ifade eden Gürbak, “Şu anda dün itibariyle ölen hayvan sayısı 350’yi geçti. Ama bugün ölümlerin biraz da olsa önüne geçtik. Kalan hayvanlarımız da kesinlikle sağlıklı değil. Hayvanlarımızı otlatmaya çıkartamıyoruz, uygulanan tedaviye cevap alamıyoruz. Durumumuz bu. Benim şahsi görüşüm bu çevreye de yayılabilir. Bu nedenle yetkililerimizin imha etmeleri veya kendi korumaları altına almaları lazım. Çünkü aile olarak bittik. Veterinerimizin dilinde söylenen dizanteri. Yavrularda bu çıktı. Ama Adana’daki uzman arkadaşlar geldiler ve henüz kesin sonuç veremediler. Şu anda hastalıkla ilgili kesin bir teşhis koyamıyoruz” diye konuştu.
Hayatta kalan yavru keçileri biberonla beslediklerini dile getiren Gürbak, “Biberonla besliyoruz, alıştırmaya çalışıyoruz. Ama ona da alışkın olmadıkları için zorlanıyoruz. Az önce şehirden yeni biberonlar getirdim. Biberonla inek sütüyle besleyip, en azından ölmelerini engellemek istiyoruz. İlçe müdürümüz, il müdürümüz, kaymakamımız sürekli bizimle irtibat halindeler. Dün ölen 80 hayvan da belediyeden gelen kepçenin açtığı çukurda imha edildi. Ama bu da yetmiyor, kalan hayvanı kurtarmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“YAŞADIĞIMIZ ÇARESİZLİK”
Çaresizlik içerisinde olduğunu belirten ve gözyaşlarını tutamayan Gürbak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben böyle bir şey yaşamadım. Ben okumadım ama bir veteriner kadar tecrübe edindim. Fakat böyle bir şey yaşamadım. Görmedim. Ben tüm tedavilerini hep zamanında yaptım, tüm tedaviyi yap ama bu hastalığa yakalan, böyle bir şey yok. Hayvanları bile kendi içme suyumuzla suladık. Bilemiyorum neden olduğunu. Bu hayvanlar da bir can taşıyor nihayetinde. Saat saat hayvan ölür mü öldü işte. Söyleseler inanmazdım ama ben yaşadım bunu. En azından alsın götürsünler bari şu açlık seslerini duymayalım. Ne yapayım ben bilmiyorum.”
İlk belirlemelere göre ölümlerde dizanteri şüphesi üzerinde durulurken, kesin ölüm sebebinin laboratuvardan gelecek sonuçlarla ortaya çıkacak.