Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Genel Cerrah Dr. Hüseyin Akyol’un kaleme aldığı kitap, bir ömür boyunca birçok faktörün meme kanseri riskini etkilediğini belirterek, bu riski azaltmanın yöntemleri hakkında önemli bilgiler veriyor.
Dr. Hüseyin Akyol, yaşlanmak ya da aile geçmişi gibi faktörlerin değiştirilemeyeceğini hatırlatıyor. Meme kanserlerinin %99’unun kadınlarda görüldüğünü söyleyerek, yaşla birlikte riskin artığına değiniyor. Çoğu kanserin 50 yaşından sonra geliştiğinin altını çizen Dr. Akyol, “Meme kanserine yakalanma yaş ortalaması 63. İlk adetini 12 yaşından erken görenlerde, 12 yaşından sonra görenlere nazaran meme kanseri olma riski 2 kat fazladır. Östrojene maruz kalma süresi arttığı için bu risk artıyor” bilgisini aktarıyor.
“Geç menopoz meme kanseri riskini 2 kat artırıyor”
İleri yaşta menopoza girmenin de meme kanseri riskini 2 kat artırdığını belirten Dr. Akyol, ‘45 yaşında menopoza giren kadınlara göre bu risk 2 kat fazladır. Östrojen ve progesteron üretimi yaşla birlikte azalır ve menopoz civarında keskin bir düşüş olur. Bu hormonlara daha uzun süre maruz kalmak meme kanserini artırır.” görüşüne yer veriyor.
Riski azaltan faktörler neler?
Dr. Akyol ancak tüm bunlara rağmen sağlığa dikkat edilerek meme kanseri riskinin azaltılabileceğini de özellikle belirtiyor. Menopozla bağlantılı olarak çift taraflı yumurtalık ameliyatı veya rahim bölgesine ışınlama yapılması ile yapay menopoz oluşturulmasının riski azaltacağı görüşünü dile getiriyor. Öncelikle düzenli egzersiz yaparak sağlıklı bir kiloda kalınmasını tavsiye ederek diğer önerilerini de şöyle sıralıyor:
* Alkollü içecekleri tüketmeyin.
* Sağlıklı beslenin. Doymuş yağ oranı yüksek, meyve ve sebzelerden oluşan bir diyet uygulayın.
* 30 yaşından önce doğum yapın. Hamilelik, meme hücrelerini, olgunlaşmasının son aşamasına ittiği için meme kanserine karşı korunmaya yardımcı olur.
* Çocuklarınızı emzirin.
Dr. Hüseyin Akyol ayrıca, kişinin ailesinde meme kanseri öyküsü varsa ya da BRCA1 ve BRCA genlerinde kalıtsal olarak değişiklikler varsa, riski azaltmak için mutlaka bir hekim ile görüşülmesi gerektiğini belirtiyor. “Hayatınız boyunca sağlıklı kalmak, kansere yakalanma riskin azaltacak ve ortaya çıkarsa da kanserden kurtulma şansınızı artıracak” görüşünü savunuyor.
Meme kanseri belirtileri nedir ve tanısı nasıl konur?
Kişinin yapısına göre farklı semptomlar olabileceğini belirten Dr. Akyol, belli başlı belirtileri ise şöyle sıralıyor;
- Memede veya koltuk altında ele kitle gelmesi. Bu kitle çoğunlukla ağrısız olur.
- Meme derisinin kalınlaşması veya şişmesi
- Meme derisinin içe doğru çekmesi
- Meme başında kızarıklık veya ciltte dökülme
- Meme başı bölgesinde ağrı veya içeri çekilmesi
- Meme başından kan gelmesi
- Meme boyutunda veya şeklinde değişiklik.
Erken Tanıda KKMM çok önemli!
Bu semptomların metastazların varlığına da işaret edebileceğine dikkat çeken Dr. Hüseyin Akyol, meme kanseri tanısının klinik muayene, görüntüleme ve biyopsi ile konulacağını anlatıyor. Meme kanserine erken dönemde tanı konmasının tedaviyi ve hayatta kalma şansını arttırdığını vurguluyor. 20 yaşından sonra her kadının (KKMM) Kendi Kendine Keme Muayenesi ile her ay kendilerini kontrol etmelerini, 40 yaşından sonra da 2 yılda bir mamografi taramalarını yaptırmalarını öneriyor.
KKMM Nasıl yapılır?
Altınbaş Üniversitesinden Dr. Hüseyin Akyol, son olarak basit ama erken tanıyla hayat kurtaran KKMM’nin doğru yapılabilmesi için adım adım aşamalarını anlatıyor.
Adım 1: Hasta ayakta ayna karşısında durur. Omuzlar düz ve kollar yandayken aynada göğüslerine bakarak kontrol eder. Kollarını belinin alt kısmına koyarak görsel incelemeye devam eder. Bu pozisyonda her iki meme de simetrik olmalıdır. Memelerin boyutu, şekli ve cilt rengi kontrol edilmelidir. Derinin çukurlaşması, büzülmesi veya şişmesi durumu gözlemlenmelidir. Ciltte kızarıklık, pozisyonu değişmiş bir meme ucu veya içe dönük bir meme ucu var mı yok mu dikkatle incelenmedir.
Adım 2: Hasta kolları havaya kalkık şekilde aynı değişiklikleri kontrol etmeli. Kolların havaya kalkması ile her iki memenin de simetrik olarak yukarıya hareket edip etmediği kontrol edilmeli. Bu pozisyonda memede oluşabilecek çekilmeler önemlidir.
Adım 3: Aynanın karşısındayken meme uçlarından sıvı gelip gelmediğine bakılmalıdır. Bu sıvı sulu, sütlü veya kan olabilir.
Adım 4: Hasta uzanırken sağ eli ile sol memeyi ardından sol eli ile sağ memeyi kontrol eder. Elinin üç orta parmağı ile küçük dairesel hareketler çizerek tüm meme ve koltuk altları değerlendirilir.
Adım 5: Son olarak, ayaktayken veya otururken göğüsler muayene edilmeli. Bu işlem duş sırasında yapılabilir.