Danıştay, işsizlik ve ekonomik imkânsızlıklar nedeniyle üniversite mezunlarının korkulu rüyası haline gelen öğrenim kredilerinin geri ödemesiyle ilgili Maliye Bakanlığı ve vergi dairelerini zora sokacak bir karara imza attı. Üniversiteden mezun olduktan sonra öğrenim kredisinin son taksidini ödemeyen bir borçluya, önce icra takibi sonra ikinci kez ödeme emri çıkarıldı. Borçlunun açtığı dava reddedildi.
Danıştay başsavcılığı kararı kanun yararına temyiz etti. 10. Daire, daha önce taksitlendirilen ve son taksit tarihini izleyen takvim yılı başından 5. yılın sonuna kadar tahsil edilmeyen borcun zamanaşımına girdiğine karar verdi. Bu karar davacıyla aynı durumda olan tüm öğrenim kredisi borçluları için emsal oluşturdu.
İcra geldi, dava açtı
Üniversiteden mezun olan Soner K. isimli vatandaşın, üniversitede okurken kullandığı öğrenim kredisi taksitlendirildi. Soner K. taksitlerini ödemeyince, önce icra takibine alındı, ardından da Çukurova Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından adına tahakkuk (ödeme) emri düzenledi. İtiraz edilmeyen ödeme emri kesinleşti
Soner K. ödeme emrinin iptali istemiyle dava açtı. Adana 1. İdare Mahkemesi davayı reddetti. Soner K. ret kararına itiraz etti. Ancak Adana Bölge İdare Mahkemesi itirazı reddederek mahkeme kararını onadı. Danıştay Başsavcılığı, ödeme emrine konu alacağın tahsil zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle Adana Bölge İdare Mahkemesi kararını kanun yararına temyiz etti.
Ancak Danıştay 10. Daire, temyiz talebini kabul ederek, Adana Bölge İdare Mahkemesi kararını davacı Soner K. lehine bozdu. Kararda, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanunu uyarınca, öğrencinin, borcunu öğrenim gördüğü öğretim kurumunun normal eğitim süresinin bitiminden itibaren 2 yıl sonra başlamak üzere, kredi aldığı sürede ve aylık dönemler halinde kuruma ödemek zorunda olduğu belirtildi.
Borç taksitlerini zamanında ödemeyenlerin birinci defada borçlarının bir seneliğinin, tekrarında ise tamamının ivedilik kazanacağı kaydedilen kararda, bu tarihten itibaren borcun 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre mal sandıklarınca tahsil olunarak kuruma ödeneceği düzenlemesi hatırlatıldı.
6183 sayılı Kanun’un 37. maddesinde, kamu alacağının vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl içinde tahsil edilmezse zaman aşımına uğrayacağının hükme bağlandığı belirtilen Danıştay kararında, şöyle denildi:
“Davacının almış olduğu öğrenim kredisinin geri ödeme tablosunda her bir taksidin geri ödeme vadesi belirlenmiştir. Vadesi belirlenen alacak, evvelce tahakkuku yapılan alacaktır. Evvelce tahakkuk etmiş alacağın vergi dairesi tarafından yeniden tahakkuk ettirilerek tahakkuk fişi ile vade tarihinin yeniden belirlenmesine ve bu şekilde yapılan işlemin, evvelce oluşan hukuki durumu etkilemesine hukuken olanak bulunmamaktadır. Bu bakımdan, dava konusu ödeme emrine konu kamu alacağının, öğrenim kredisi borcunun, en geç son taksit tarihini izleyen takvim yılı başından itibaren beşinci yılın sonuna kadar tahsil edilmesi gerekirken, bu süre geçirildikten sonra yapılan takibatta tahsil zamanaşımı süresi bulunmaktadır. Bu durumda, dava konusu ödeme emrine konu alacağın tahsil zamanaşımına uğradığı görülmekte olup; dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararını onayan Bölge İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmadığından, mahkeme kararının kanun yararına bozulması gerekmektedir.”