Hava soğuduğunda vücuttaki atar damarlarda vazokonstriksiyon (damarlarda büzüşme) gelişir ve vücudu sıcak tutabilmek için kan akımı hızlanır. Bu nedenle tansiyon genelde soğuk aylarda sıcak aylara göre daha yüksek olur. Ayrıca kışın kolesterol seviyesinde yükselme kaydedilir. Bu unsurlar kalp krizi geçirme riskini artırabilecek niteliktedir. Vücudun ısısının düşmesi vücut sıcaklığının 35° nin altına düşmesi anlamına gelir. Bu durumda vücut kendisi yeteri kadar enerji üretip çekirdek ısısını tutamadığından oluşur ve kalp krizi geçirme açısından tehlike arz eder.
Çocuklar ve Yaşlıların Kalp Krizi Geçirme Riski Daha Fazla!
Özellikle çocuklar ve yaşlılar (65 yaş üstü) bu açıdan risk altındadır. Çünkü bahsedilen kişilerin kendilerini paylaşma veya hareket kabiliyetleri azalmış olabilir. Yaşlı insanların cilt altı yağ dokusu veya soğukluğu hissetme duygusu azalma gösterebilir ve dolayısıyla ‘soğuk tehlikesini’ hissetmeyebilirler. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Doç. Dr. Süha Çetin, ‘’Kışın havanın soğuk olması haricinde rüzgâr ve yağmurda vücut ısısının düşmesine neden olabilir. Özellikle rüzgâr önemli bir rol oynamakta çünkü vücudumuzu saran ısınmış havayı çabucak yok edebilir. Bu bağlamda kışın yaşlı insanlarda koroner arter hastalığı mevcutsa ‘angina pectoris’ dediğimiz göğüste baskı hissi veya kalp krizi gerçekleşebilir’’ dedi.
Kışın Kalbi Koruma Stratejisi Oldukça Kolay
Öncelikle vücudun normal sıcaklığını korumak gerekir. Sıcak tutan giysilere önem vererek kalın giysiler altında sıcaklığın kalmasını sağlayarak soğuğa karşı bir izolasyon oluşturulabilir. Özellikle ellerden ayaklardan ve baştan sıcaklık ciddi anlamda kaybedilebileceği için şapka takıp eldiven, yün çorap ve sıcak tutan botlar giymek önem taşır.