Bu çerçevede, bizim Genelkurmay ile Rus Genelkurmayı tekrar bir direkt hat oluşturdular. Bu konuda temas halindeler. Dünkü görüşmenin bir bölümünde Rus Genelkurmay Başkanı da vardı. Bizim Genelkurmay Başkanımız ile temas halindeler" dedi.
Kalın, A Haber televizyonunda katıldığı canlı yayında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın St. Petersburg'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede yaşananları anlattı, soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin'in dün yaptıkları görüşmede, Rusya'nın düşürülen uçak ve pilotla ilgili herhangi bir tazminat talebinin olup olmadığının sorulması üzerine, bu konunun gündeme gelmediğini, ilişkilerde yeni bir sayfa açıldığını söyledi.
Rus tarafının bu konuda büyük bir olgunlukla hareket ettiğini dile getiren Kalın, "Yeni bir sayfa açtık. Bu tatsız hadise hepimizi üzdü. Bu tür hadiselerin yaşanmaması için yakın iş birliği içinde olalım denildi. Bu çerçevede, bizim Genelkurmay ile Rus Genelkurmayı tekrar bir direkt hat oluşturdular. Bu konuda temas halindeler. Dünkü görüşmede bir bölümünde Rus Genelkurmay Başkanı da vardı. Bizim Genelkurmay Başkanımız ile temas halindeler." dedi.
Bunun bir 'kırmızı hat' olup olmadığına ilişkin soru üzerine Kalın, "Askerler hangi hattan konuşuyorlar bilemiyorum direkt konuştukları, kırmızı, siyah mı... Hem Suriye konusunda hem diğer ikili ilişkiler konusunda, diğer bölgesel konularda. Hava sahası ve diğer konularda yakın temas içerisindeler." ifadelerini kullandı.
Asker, istihbarat, diplomatlardan oluşan Moskova'ya gidiyor
Bu konuların 29 Haziran'dan sonra başladığını aktaran Kalın, "Genelkurmay'ın ayrıca istihbaratımızın, Dışişlerinin bu konudaki mekanizmaları başladı. Hatta bu Suriye konusunda yeniden bir üçlü mekanizmanın kurulması, bizden istihbarat, asker, diplomattan oluşan bir heyetle onlardan oluşan bir heyetin hemen çalışmaya başlaması yönünde dün başkanlar talimat verdiler. İlk görüşme yarın olacak. Hatta bugün heyet, zannediyorum bu akşam Moskova'ya gidecek. İlk görüşmelerini de yarın yapacak. 24 Kasım'daki hadiselerin yaşanmaması açısından çok önemli hem de Suriye meselesinde bir çatışmanın durdurulması, sivil kayıpların önlenmesi noktasında büyük önem arz ediyor" dedi.
Kalın, Erdoğan-Putin görüşmesinin bölgesel konularla ilgili dört önemli ayağı olduğunu belirterek, bunlardan birinin Suriye konusu olduğunu söyledi. Ortak basın toplantısının ardından, Suriye konusunun kapsamlı olarak tekrar ele alındığını anlatan Kalın, şunları söyledi:
"Orada özellikle çatışmaların durdurulması, Halep'e insani yardımların ulaştırılması, siyasi geçiş sürecinin sağlanması ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesi ve özellikle PYD, YPG konusundaki pozisyonumuzun dikkate alınarak burada adımların atılması konusunda mutabık kalındı. Rus tarafı ile bizim Esed konusunda birtakım görüş ayrılıklarımız var. Siyasi geçiş süreci, çatışmaların durdurulması, toprak bütünlüğünün korunması konusunda hem fikiriz. Sadece bunun nasıl olacağı konusunda görüş ayrılıklarımız var. Tabii bu görüşülecek. Heyetlerimiz bu konuları detaylı bir şekilde konuşacaklar. Dışişleri Bakanımız mevkidaşı Lavrov ile zaten dün görüştü."
Dünkü görüşmede, Moskova'daki PYD bürosunun gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konuyu Rusya Devlet Başkanı Putin'e ilettiğini, onların da bu konudaki hassasiyetlerin farkında olduğunu ifade etti. Türkiye, Rusya, Azerbaycan üçlü mekanizmasının kurulmasının da kararlaştırıldığını hatırlatan Kalın, hem üç ülke arasındaki ilişkiler açısından hem de Yukarı Karabağ sorununun çözümü noktasında önemli bir adım olduğuna işaret etti. Bu konuda ,Rus tarafının son dönemde yapıcı katkıları olduğunu belirten Kalın, şöyle devam etti:
"Sayın Aliyev de Sayın Cumhurbaşkanımıza bu konuları nükleer zirve konusunda anlatmıştı. Sayın Putin bir gün önce Bakü'deydi. Türkiye-İran- Azerbaycan üçlü zirvesi için bulunuyorlardı. Bu Karabağ meselesini de orada görüştüler. Bugün de Sarkisyan, Ermenistan Cumhurbaşkanı Moskova'yı ziyaret ediyor. Daha pozitif bir gidişat görüyoruz. Bu özellikle işgal altındaki bölgelerden Ermenistan tarafının çekilmesi halinde sürecin çok daha pozitif bir istikamet kazanacağını düşünüyoruz. Bu yönünde de birtakım güçlü işaretler var. Bu da gerçekleşirse bölgede bütün ilişkileri Azerbaycan, Ermenistan, Türkiye bütün ilişkileri rahatlatacak bir etkiye sahip olacaktır. Bu mekanizmanın bu ziyarette kurulması ilan edilmesi de bu açıdan ayrıca önem arz ediyor. Yukarı Karabağ meselesi de çözüldükten sonra inşallah yakın vadede bunun çözümüyle ilgili gelişmeler olur diye ümit ediyoruz. Bölgede yapılacak çok şey var. Ekonomik ilişkiler, altyapı, güvenlik çok konu var. Yukarı Karabağ sorununun çözülmesi Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesinden en fazla istifade edecek olan ülke Ermenistan'dır. Bazen böyle dar bir bakış açısıyla diaspora veya başkaları olaya bakıp kendilerini bir köşeye mahkum ediyorlar. Biraz daha geniş stratejik bir bakış açısıyla baksalar bu süreçten orta uzun vadede, hem Azerilerin hem Ermenilerin istifade edeceğini kendileri de görecekler. Bu mekanizma bu sürece önemli bir katkı sağlayacak."