İşte o haber:
Türkiye’de de aşı olmayanlardan, eğitim öğretim faaliyetleri başta olmak üzere konser, sinema ve tiyatro gibi vatandaşların toplu olarak bulunduğu etkinliklere katılımda ve şehirlerarası seyahatlerde negatif sonuçlu PCR testi zorunluluğu uygulanıyor.
16 milyon kişinin sırası geldiği halde aşısını yaptırmadığı bu süreçte aşı olmak istemeyen bazı kişiler de hukuk dışı yollara başvurabiliyor. Sağlık Bakanlığı tarafından kendilerine tanımlanan aşılarını olmayan bu kişiler, sahte aşı kartlarına ya da sahte negatif sonuçlu PCR testlerinin teminine yöneliyor.
İstanbul Bahçelievler’de bir özel hastanede, Covid-19 aşısı olmayan kişilere para karşılığı aşı kartı oluşturulduğu ve sisteme aşı olmuş gibi kayıt girildiği gerekçesiyle üç hemşire tutuklanmış, üç hastane çalışanı da adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Milliyet gazetesinden Çiğdem Yılmaz, negatif PCR testi almak için Google üzerinden test yapan yerlerle iletişime geçti. Bu kişiler, 300 TL karşılığında negatif PCR testi sağlayacağını söyledi.
Google’da arama yaparken İstanbul ve Kocaeli’nde hizmet veren AKER sağlık sitesiyle bağlantıya geçen Yılmaz, temaslı olduğunu bildirmesine rağmen uçuş için test yapmadan negatif sonucun garantisini aldığını öne sürdü. Ancak şirket iddiaları reddetti.
Cezası var
Hukukçular, Sağlık Bakanlığının aşı kartını taklit ederek sahte aşı kartı düzenlemenin ya da negatif PCR rest sonucunu gösterir belgeyi sahte olarak üretmenin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu söylüyor. Bunu düzenleyen sağlık mesleği mensubu olduğunda öngörülen hapis cezası sekiz yıla varabilmektedir. Uzmanlar sadece bunları düzenleyenlerin değil, kullananların da ceza hukuku bakımından sorumlu olacağını söylüyor.
