‘’Türkiye’nin Sorunları Ay’a Gitmekle Değil!
Ayçiçeği Üretmekle Çözülür!’’
Merkez Bankası Döviz ve Enflasyonu Neden Dizginleyemiyor ?
Ülkeyi süper güç yapacağız dediler, süper market yaptılar. Ukrayna bile bize ayçiçek satıyor! Türkiye gibi üretim cenneti olması için lojistiğinden iklimine toprağına her imkana sahip olan bir ülke düşünün ithalat cenneti haline gelsin.
Merkez bankası faizleri %17 seviyelerine kadar yükseltti kur 6.90 civarlarına kadar hızla düşmeye başlamışken;
Sayın Cumhurbaşkanımızın; “Berat Albayrak, büyük bir şanstı ekonomide, çok iyi hizmetleri oldu” açıklamaları yabancı ve yerli yatırımcı nezdinde “Merkez Bankası rezervlerini -45 milyar dolara düşüren bakanın savunulması açısından paniğe neden oldu!’’
Merkez Bankası başkanın tüm iyi niyetli çabalarına rağmen Cumhurbaşkanımızın konuşması ile döviz yeniden alevlendi. Merkez bankası Cumhurbaşkanı etkisinden çıkamadığı için faiz,döviz para politikası kararlarında hala piyasanın gerisinde kalıyor.
Yeni Merkez bankası başkanımız elinden geldiğince doğruları yapmaya çalışsa da,hükümet kanadından yapılan dış politika ve içerideki gergin siyaset Merkez bankasının işini zorlaştırıyor! Hükümet üretime dayalı enflasyonla savaşan bir ekonomik anlayışa geçmek yerine kanal İstanbul gibi mega projeleri inadına yapmaktan bahsediyor.
Dünya ekonomisinin sallandığı ABD tahvil faizlerinin rekor seviyelere yükseldiği bir dönemde tasarruftan bahsetmek yerine hala bütçeye yük getirecek projelerden bahsetmek dahi dolar ve enflasyonun ateşlenmesine yeterde artar. ABD yaptırımları , Halkbank davası , S400 meselesi, ABD tahvil faizlerinin yükselmesi sorunları da dağ gibi kapımızda bekliyor.
DÖVİZ’DE DÜŞÜŞÜN KALICI OLMAYACAĞINI SÖYLEMİŞTİM!
Dolar kuru 8.50 civarlarından 6.90’a gevşerken Merkez bankası bukadar düşüşe izin vermemeliydi! Yabancı yatırımcı olduğunuzu düşünün! 8.50 TL’den 1 milyon dolar bozdurdunuz kur 8.50, paranız 8.5 milyon TL, kur 6.90’a düştüğünde paranız 1milyon 231 bin 884 dolar olmuş oluyor! Üstüne aldığınız %17 kaymaklı faiz de cabası! Sadece dolardan TL’ye, TL’den dolara dönme işlemini yaparak 231.884 dolar kazandınız! Merkez bankası faiz ve döviz kuru seviyesini dikkatli yönetmelidir. Kur 7.50’nin altına sarktıkça merkez alıcı olarak rezervlerini doldurmaya başlamalı kurun 7.50 altına gelmesine müsade etmemeli ! Yabancı yatırımcının karlı bir şekilde dolara dönmesini engelleyecek, ihracatı destekleyecek şekilde bir kur yönetimi yapmalıydı! Maalesef bu süreci yönetemedi!
Birde içeride ve dışarıdaki yanlış siyaset ve Cumhurbaşkanımızın Berat Albayrak’ı korur nitelikteki açıklamaları, Biden’in S400 yaptırımları sinyali, piyasada yeniden panik havasına neden oldu. Merkez Bankamızın dövizi sakinleştirmek için yaptığı sert müdahale birkez daha siyaset yüzünden boşa gitmiş oldu!
Ekonomi bilimi açısından döviz de muz gibi bir maldır! ve arz (satışa sunulan üretim) ve talebe (satın alınmak istenen miktara) göre piyasada belirlenen bir fiyatı vardır. Muz fiyatı gibi dövizde de arz yüksekse (mal bolsa) fiyat düşer, talep yüksekse (mal azsa) fiyat artar. Buna karşılık kurun oluşumunda arz ve talep güçlerini etkileyen güçler muz arz ve talebini etkileyen güçlerden biraz farklıdır. Burada beklentiler çok daha fazla önem kazanır. Ekonominin genel gidişinin, ülke risklerinin artışının, yapılan açıklamaların ya da yurt dışında bizi de etkileyebilecek gelişmelerin kurlar üzerindeki etkisi Muz fiyatı üzerindeki etkisinden çok daha fazladır. Türkiye durumunun farkında olmaktan çok uzak bir dış politika ve iç siyaset ile yönetiliyor. Bu şekilde dolarizasyondan ve enflasyonu sakinleştirmekten çok uzaktayız.
Çözüm Önerisi!
Hükümet ve Türkiye Merkez Bankası dövizi sakinleştirmek, enflasyonu dizginlemek istiyorsa ilk önce yapması gereken iç ve dış siyasette tansiyon düşürmek ve üretimi desteklemek olmalıdır.
Faiz artışı size doğruları yapmanız için bir süreliğine imkan tanır! Bu imkanı üretimi artırmak,demokrasiyi geliştirmek,yatırım çekmek,hukukun üstünlüğünü esas alan reformları yapmak yerine günlük politika ve entrikalarla uğraşır! doğruları yapmayıp birde üstüne geçmişteki yanlışları savunmaya kalkarsanız! ne enflasyonu,ne faizi nede dövizi tutmanız mümkün olmaz. İstediğiniz kadar inat edin faizi artırmam deyin seçenek kalmayınca faizi bir günde %8.30’dan %17’ye, buradada doğruları yapmazsanız çaresizce %25 faize yükseltmek zorunda kalacağınızı defalarca tecrübe etmedinizmi?
Türkiye’nin sorunlarını uzun uzadıya yazmanın faydası yok Türkiye ilk önce şunu anlamalı:
Ayçiçeği dahi ithal eden,üretemeyen bir ülke! Ay’a gitse ne fayda....
Türkiye en basit kalemlerini dahi ithal eden,ihracatının kilo fiyatı 1 dolar gibi çok düşük katma değerde olan! ana ve ara hammadde üretimine dayalı değil, ithalata dayalı üretebilen sürekli cari açık veren kalitesiz büyümeyi bir gururmuş gibi açıklayan sorunlarını ve hastalığını kabul etmeyen içindeki kanser yayılırken ben çok iyiyim diyen hasta bir insan gibi. Türkiye hastalığına doğru teşhisi koymadıkça doğru tedavi uygulayamaz!
Günü kurtaran müdahalelerle lafla ekonomi iyileşmez! Sadece Türkiye’de değil dünyada gıda enflasyonun hızla artığı bir ortamda Türkiye hala tarlalarını eklemek için neyi bekliyor? Neden tarıma çiftçiye destekleri teşvikleri artırmıyorsunuz? Ayçiçeği ithal ederek sadece yerli üreticiyi dahada bitirirsiniz. Ayçiçeği ithalatına verdiğiniz paranın %50’sini çiftçiye destek olarak verseydiniz Türkiye’nin ayçiçek yağı sorununu çözmüş ve enflasyonu düşürme yönünde bir adım atmış olurdunuz! İthalat bizi fakirleştirir! Dövize olan talebi arttırır! Bizi üretim kalkındırır! Bunu anlamak bukadarmı zor?
Ekonomi teknoloji,ağır sanayii,tarım,bilim,ana ve ara hammadde ihraç edecek üretecek güce gelebilirseniz iyileşir!
Türkiye sorunlarını lafla, bağırmakla,ötekileştirmekle, birbirini suçlamakla, her şeyi ben bilirim deyip günü kurtaran politikalar üretmekle çözemez! Sorunlarını anlayıp üretime dayalı bir ekonomik büyüme modeline geçerek !bilime yetkin insanların fikirlerine istişare kültürüne dayanan ortak akılla hareket ederek çözebilir.
Türkiye’nin sorunları kısa vadede Ay’a gitmekle değil,ayçiçeği üretmekle,bilim üretmekle, katma değerli ürün üretmekle,planlamayla hukuk reformuyla,liyakatla, ileri demokrasi ve özgürlüklerin geliştirilmesiyle çözülebilir...
Hala ders almıyacakmıyız ?
Saygılarımla